(12) Forever Rain

7 2 0
                                    

Gece boyunca uyuyamamanın verdiği yorgunlukla yataktan kalktım.Perdeleri ve penceremi sonuna kadar açtım,böyle yapınca yeni günün iyi enerjisi bedenime dolacak gibi hissederdim.İki gün önce Tunay hakkında bilgi edinmek için şirkete gitsemde,elim boş geri dönmek zorunda kalmıştım ama üstelememeye karar verdim.Sonunda öğrenmek istediğim şeyler önüme bir bir dökülecek gibi geliyordu.

Masamda duran telefonumu biraz kurcalarken Giraydan mesaj gelmişti.Bu aralar sık sık mesajlaşıyor ve bir yerlerde karşılaşıyorduk.Mesaja tıklayıp okudum.

'Bu akşam şirket parti veriyor,partide eşim olmak ister misin?'

İstemeden,ekrana gülümseyerek bakıyordum.Bende mesajına karşılık,yanıt verdim.

'İsterim'

Aslında işim var mı kontrol etmeliyim demeliydim ki,çok boş olduğum anlaşılmasaydı.Yine de böyle söyleyemedim, bu fırsatı kaçırmak istemezdim.

Ardından Giraydan yanıt gelmişti.

'O zaman saat sekiz de seni alırım'

Birkaç gündür içimdeki bunalmışlık hissi yerine şimdi neşe vardı.Bir mesaj günümü böyle aydınlatabilir miydi? Eğer mesaj Giraydansa,cevabını biliyordum.

Odadan çıkıp,içerdeki arkadaşlarıma sataştıktan sonra parti konusunu açtım.

"Bugün,Giray beni şirketin partisine davet etti"

Deniz:"Ve kabul ettin?"

Başımı olumlu anlamda salladım.

Edibe:"Şaşırmadık"

Yanımda duran yastıkları tek tek suratlarına fırlattım.

"Yani elbiseye ihtiyacım var,benimle alışverişe gelin"

Deniz:"Bana uyar"

Edibe:"Bizden istekli bu da "

Edibe gülerek mandalinasından yerken,Deniz ayağını Edibenin suratına tutuyordu.

Edibe:"İğrençsin ya,mandalina yiyorum şurada!"

Elindeki mandalinaları tek tek Denize atmaya başladı.Deniz de havada yakalayabildiklerini yiyor,yakalayamadıklarını geri Edibeye atıyordu.

"Mandalinaları ziyan ettiniz hep!"

Bende ellerinden geli kalan mandalinaları kapmaya çalışıyordum.

Bir süre yine kavga,gürültüden sonra herkes hazırlanmak için odasına gitmişti.Çok geçmeden de evden çıkabilmiştik çünkü hiçbirimiz kıyafete önem veren insanlar değildik,ne bulursak onu giyer,oyalanmazdık.

Deniz:"Geçenlerde gittiğimiz kafenin yakınlarına yeni bir mağaza açılmış oraya da bakalım mı?"

Edibe:"Bakarız"

Önden kol kala giyorlardı,bende titreşen telefonuma bakmakla meşguldüm.
Arayan kişi Tunaydı.Telefonu açtım.

"Efendim,Tunay"

Tunay:"Bugün ki partiye sende gelecek misin?"

"Giray,davet etti bende kabul ettim,ne oldu ki?"

Tunay:"Sana bir şey söylemem lazım"

"Dinliyorum"

Tunay:"Telefonda değil,partide görüşelim"

"Tamam,umarım kötü bir şey yoktur"

Tunay:"Umarım beni eskisi gibi görürsün"

Ne demek istediğini anlayamamıştım,sormaya fırsat kalmadan da telefonu kapatmıştı.Şüpheyle telefonu cebime tıktım.Biraz endişelensem de her şey güzel olacaktı değil mi?

Kawaranai Sora Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin