19 Kasım Pazartesi
Saat 16.00Akşama doğru kızlarla internet kafeye gitmeye karar verdik. Üzerlerimizi değiştirmeden direk gidecektik. Bu yüzden eve uğramama gerek yoktu. Son dersi de işledikten sonra okul çıkışı demir kapının önünde toplaştık.
Yağmur kendi havasında telefonuyla ilgileniyordu. Nazlı ise tüm gün boyunca yaptığı gibi Belinay'a ölümcül bakışlar fırlatıyordu.
Tam nedenini soracaktım ki Belinay, benden önce -nihayet- fark edip bakışlarını Nazlı'ya çevirdi.
"Kızım, senin benimle ne alıp veremediğin var?..." dedi sitemli bir şekilde. Gözlerini kırpıştırarak sözlerine devam etti.
"Hayır, yanlış bir şey yap-"
Nazlı, Belinay'ın sözünü keserek devam etti.
"Daha ne yapacaksın acaba!?Yunus'la aramda geçenlerin hepsi senin yüzünden Belinay! Bir de bugün okula tahtakurusu adında böcek getirmişsin. Senin yüzünden az kalsın tüm okul karantinaya alınacaktı. Resmen bir bela mıknatısısın!" diyerek sözlerini sonlandırdığında, sesinin biraz fazla yüksek çıktığını fark etmemişti.
Belinay, Nazlı'ya kaşlarını çatarak baktı. Sanırım kalbi kırılmıştı. Kollarını göğsünde birleştirip, üzerine doğru eğildi.
"Hakkımda böyle düşündüğünü bilmiyordum. Madem kötü biriydim, o halde neden benimle arkadaşlık kurdun?" dedi.
Nazlı kırdığı potun farkına vararak, ağzındaki kelimeleri toparlamaya çalıştı fakat beceremedi.
Durum böyle giderse arkadaşlıkları zarar görebilirdi. Bu yüzden araya ben girdim.
"Tamam ya. Bir erkek yüzünden tartışmanıza gerek yok. Siz arkadaşsınız, arkadaş! Kendinize gelin!" dediğimde Aşk-ı Memnu dizisindeki şu meşhur sözü taklit etmiştim.
Ortamı yumuşatmaya çalıştım. Yoksa bu ikisi her an geri dönülemeyecek kararlar alabilirdi.
Gözlerimi Yağmur'a çevirdiğimde hala telefonuyla uğraşmaya devam ediyordu. Telefonunu elinden çekip aldığımda bağırdı.
"Ya! İpek!"
"Oğlum, az dış dünyaya odaklan. Bak, burada neler yaşanıyor. Resmen elindeki şu zımbırtıyla, bitkisel hayata geçiş yaptın." dedim.
Yağmur sözlerime kulak asmayarak gözlerini devirdi.
Bugün bizimkilerde bir haller vardı ama ne?
Yoksa o falcı kadın bir şey mi yapmıştı arkadaşlarıma? Zaten o günden sonra bir tuhaf davranıyorlardı.
Tövbe.
Aklıma gelen düşünceleri kışkışlayarak tekrardan bizimkilere döndüm. Olabildiğince neşeli ve komik olmaya çalışarak,
"Lan!" diye bağırdım. Hepsi korkarak yerinde sıçradı.
"Ne oluyor İpek!? " diyerek kalbinin olduğu yeri tuttu Yağmur.
"Ödüm b*kuma karıştı resmen!" dedi Belinay.
Onların söylediklerini takmayarak sözlerimi devam ettirdim.
"Ben sizin o çirkin olan tiplerinizi yerim lan!" dediğimde fazla olmasa da gülümsemişlerdi.
Şirinlik yaparak aralarına sokuldum.
"Yapmayın böyle ama! Üzülüyorum sonra!" dedim.Bana dik dik bakıyorlardı. Adeta hepsinin gözleri lazer ışınları fırlatıyordu ve ben bu ışınların altında eziliyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
-Şemsiye-
Romance~Karanlık dünyama, yağmurlu bir günde uzattığı şemsiyesiyle girdi. İpek, hayatının her dakikasını delicesine eğlenerek geçiren, on sekizine henüz basmamış genç bir kızdır. X (adını hikayede öğreneceksiniz), geçmişte yaşadığı psikolojik travmalardan...