-KAZA-
Yıl 2002
16 Aralık Cumartesi
Saat 15.02"Şeyma!" dedi Bekir bey.
Koridora doğru bağırdı. Şeyma hanım ise mutfakta piknik sepetini dolduruyordu. Bugün ufaklıkla beraber, ailecek pikniğe gidecektiler.
"Efendim tatlım!?" dedi.
Cevabını tıpkı Bekir bey gibi koridora doğru bağırarak söylemişti. Bir yandan da elinde tuttuğu domatesi sandviçin arasına koyuyordu.
"İpek uyandı! Sürekli ağlıyor! Ne yapacağım ben!?" dedi.
Genç kadın eşinin konuşması üzerine gözlerini devirdi. Kendi kendine söylenerek, sandviçi tabağın üzerine bırakıp ellerini yıkadı.
"Alemsin valla Bekir! Daha bir çocuğu bakmayı beceremiyorsun!" dedi. Ellerini havluyla kurulamıştı.
Koridora çıkıp yürümeye başladığında, Bekir beyin hafif buğday tenine yakın suratı gözüktü. Yeşil gözlü ve koyu kahverengi saçlıydı Bekir bey. Kalın kaşları ve kemerli bir burnu vardı.
"Ben nereden bileyim Şeyma? Hayatımda ilk defa baba oluyorum!" dedi sitem ederek.
Kadın, kocasının sözlerine aldırış etmeden İpek'i kucağına aldı. Kokusunu içine çekip, başına bir öpücük kondurdu. Kollarındaki bebeği sallarken, kısa süre sonra İpek çoktan sakinleşmişti bile.
"Bak... gördün mü? Bu kadar basit işte." dedi ve bebeği dikkatlice Bekir'in kollarına bıraktı.
Bekir bey bebeği aldığı sırada nasıl bu kadar erken sustuğunu merak etmişti. Oysa kendisi de aynısını yapmış fakat İpek'i susturamamıştı.
Bebek Bekir'in kucağına geldiği an yeniden ağlamaya başladı. Adam İpek'e ters bakışlar atarken, eşine döndü ve
"Bu çocuğun bana garezi var kesin." dedi.
Şeyma hanım eşinin sözlerine tebessüm etti. Ardından tekrar İpek'i aldı ve bu sefer Bekir'e vermeden önce uyuttu.
Gözleri usulca kapanan bebek, derin bir uykuya geçiş yaparken, Şeyma hanım ve Bekir beyde kızlarının adeta şaheser oluşturan tablosunu gülümseyerek izliyordular. Bekir bey bir kolunu karısının omzuna atarak onu sıkıca kavradı. Elini omzunda bir ileri bir geri hareket ettirirken, Şeyma hanımda Bekir beye dönüp mutlulukla gülümsedi. Beraber gülüştükleri sırada Bekir bey,
"Artık şu piknik malzemelerini halledelim!" dedi. Kadın bu cümleyi onayladı.
Beraber mutfağa geçip piknik sepetini doldurmaya başladılar. Elma, muz, mandalina gibi meyveleri; sandviç, birkaç çeşit et ve yemekleri koydular.
Her şey tamam olduğunda Bekir bey gülümseyerek karısına döndü."Çok eğlenceli olacak hayatım!" dedi neşeyle. Şeyma hanımda aynı şekilde onu onayladı.
"Bence de!"
"O zaman ben bir koşu çıkıp üzerimi değiştirim." diyerek sözlerini devam ettirdi şeyma hanım.Mutfaktan ayrılırken Bekir bey onu uyardı,
"Fazla geç kalma!"
-.•.-.•.-.•.-.•.-.•.-.•.-.•.-.•.-
Saat 16.56
"O kadar demiştim geç kalma diye!" dedi Bekir bey.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
-Şemsiye-
Storie d'amore~Karanlık dünyama, yağmurlu bir günde uzattığı şemsiyesiyle girdi. İpek, hayatının her dakikasını delicesine eğlenerek geçiren, on sekizine henüz basmamış genç bir kızdır. X (adını hikayede öğreneceksiniz), geçmişte yaşadığı psikolojik travmalardan...