II.Sezon 50.Bölüm Şimdi Ölmesen

156 8 5
                                    

Eline kötülüğün değmemesi için çabalayan fakat kötü elleriyle onu kirleten birinden sana ne yardım gelebilir?

Hükümdarın ızdırabına, avuçları arasında kalmışcasına, ötemeyen bir kuş gibi bakıyorken...

Karanlığın efendisi daha ne kadar karanlığından bertaraf edecek?

Ne kadar denerse denesin, müptelası olduğu ışığına yaklaşırken sanki bir hipnoz altında ve iradesi dışında hareket ediyordu. Bu aynı bir deniz kızının o ipeksi ve narin müziğine olan büyülenme hissî gibiydi.

Sonucunda o deniz kızının seni suların altına çekeceğini bilerek gittiğin bir yoldu. Zerafeti ile masum ama görüntüsü, zihni ile masum olmayan korkutucu bir yeme arzusu.

Mükemmelliğin en tehlikeli okyanuslarda yüzdüğü söylenir. Duyumum bu yönde çünkü o okyanuslar çeşitliliği beraberinde getirir.

Saf karanlık bile bu tür bir çekime sizce nasıl karşı koyabilir?

Ariel masumiyetinin altında yatan bu ipeksi sesi ile... Ne kadar korku saçabilir?

Tam bir muamma.

Ariel' in laneti buydu. Onun laneti onu karanlığa müptela ediyordu. Onun laneti onu kendi olmaktan alıkoyuyordu. Bunun sebebi, onu mükemmel kılan güzelliği veya o rüya gibi olan sesi değildi. Belki bu lanet gerçekten de bir lanet olmayabilirdi; Çünkü iyilik daima kötülüğe üstün geldikce, iyi kalpli bu varlık asla karanlığa mühürlenmekten korkmazdı.

Onun laneti karanlıkta saklı kötülüğe bile kendi ışığını vurarak gerçek iyiliği aşılamaktı.

İyi bir kalp, iyiyi; Kötüyü bile kendi okyanuslarına bağlardı.

İyi kalpli olmanın,mükemmel olmaktan daha değerli olduğunu öğrendin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi kalpli olmanın,mükemmel olmaktan daha değerli olduğunu öğrendin.

Jackson Brown

II.SEZON 50.BÖLÜM: ŞİMDİ ÖLME

Biliyor musunuz? Ben küçükken hayaller kurardım.

Tamam bu tuhaf bir girişti.

İlk okul zamanlarımda bunak yüzünden gittiğim okuluma sırf arkadaşlarım beni görsün, beni yanlarına çağırıp oynasınlar diye bir ukulele götürmüştüm. Ufak bir çocukken bile büyüyünce şarkıcı olacağım ile ilgili tuhaf hayaller kuruyormuşum ama bu hikâyede bilinmesi gereken benim hayallerim değilmiş.

Aslında ne zamandan beri kendi hayallerim hakkında gelecek düşündüm diye sorsalardı, sanırım yaşlı bir adamın beni terk edip gittiği o gün derdim. Aptal hayaller kurmuşum galiba derdim. Güzel arkadaşlar edinmek, bir müzik grubu kurmak dünyaya sesimi duyurmak. Sevilmek gibi şeyler.

KAÇAK 01 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin