29.Bölüm KIRMIZI ÖFKE

111 11 0
                                    

Kararlılıkları sergilemek gerekiyordu.Herşeyin altüst olduğu bu devirde kararlı ve cesur beyinlere ihtiyaç duyuluyordu.Etraflarını saran bu büyük hükümdar ve köle toplulukları işlenen yasaklara karşı asla müsamaha göstermeyeceklerdi.Onlar bu tür şeylere göz yumamazdı.

Diktatörün seçtiği bu korkulu seçim deniz kızının kalbini korumak için yaptığı en büyük seçim olmuştu.

Bu korkulu sokakların en büyük sahipleri olmak için yarış halinde olan bu köleler ve hükümdarlar artık tek bir amaç uğruna savaşıyorlardı.

Ya Acıların efendisini geri getirebilmek için deniz kızının kalbini sökeceklerdi yada en güçlü hükümdarlar en başa geçmek için diktatörü öldüreceklerdi.

Bu bir taht kavgasıydı...!

Diktatörün bu zayıflığına karşı ellerinde tüm kozlarla saldıracaklardı.

Diktatörün korkusuz olduğu bir gerçekti ama artım korkusuz olmadığını bildiği için,sadece cesur olması gerekirdi.

Gerçekten korkuları olan bi diktatör korkusuz birinden daha güçlü olabilirdi.Bunu kimse bilmiyordu ama asıl gerçek kazananlar...

Kaybedecek bir şeyi olduğu için ne pahasına olursa olsun pes etmeyenlerdi...!

Bir insanın sana neler verebileceği değil,senin için nelerden vazgeçebileceği önemlidir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir insanın sana neler verebileceği değil,senin için nelerden vazgeçebileceği
önemlidir.

Georg Wilhelm Friedrich
Hegel

29.BÖLÜM : KIRMIZI ÖFKE

Karanlık lordunun karşısında kotumun paçaları diz kapağıma kadar sıvanmış bi şekilde,bacağımı koltuğa yaslamıştım.Bacağım kırık bi bacağa göre fazla açıktı çünkü sadece bi bandajla etrafı sarılıyordu ve bende bacağımın iyileşmesine pek bi katkı sağlamayıp bütün gün üstüne basarak kendime çok güzel zarar vermeyi başarmıştım.Tuhaf olan ise bacağımı hala hareket ettirebilecek olmamdı.

Karanlık lordu eline aldığı bi kaç ilacı bacağıma sürünce ilacın kokusu bana çok tuhaf bi şekilde tanıdık gelmişti.Sanki bi baş ağrısı hapının kokusuna benziyordu.Hani şu suya atılınca hemen çözülen şu beyaz ve büyük haplar varya onların kokusu gibiydi.O koku gerçekten baş ağrısını geçirmek yerine tam aksi bi etkiyle başımı ağrıtıyordu benim.

Karanlık lordu bacağıma sürdüğü sıvının kapağını eline alıp kapattı ve sessizce işini yaparken en son bacağımdan söküp aldığı bandaji tekrar bacağımın etrafına sardı. Onun ustaca iş bilmiş parmaklarını ayak bileğimden başlayıp baldırıma kadar döndürerek sardığı bandajı seyrederken,onu tuhaf bi şekilde izliyordum.Tuhaf diyordum çünkü garip bi şekilde farklı hissettiriyordu bu yaptığı.

KAÇAK 01 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin