Kaçırmıyoruz ama unutmuyoruz da.
Bizi birbirimize bağlayan hislerimiz var, duygularımız var gibi.Gözlerimiz var. En derinlerde yatan bilinmezleri yansıtabilen bir ayna gibi.
Öngörülemeyen her şeyin birer yansıması gibi büyüyen o siyah halka ve çevresini sarmalayan gerçekler irisi gibi.Duygunun kaynağı var başlangıcın minik kuytu pınarından akarak sona doğru ilerleyip oradan aşşağı sanki her şeye bir son vermek istiyormuş gibi akan.
Sonra o büyük avuçlar arasında yer edinen damlalar en sıcak ve daimi mendil tarafımdan siliniyormuş gibi...tek tek.
Yokolabiliyor teker teker.
Atan bir kalp var fazlasına gerek yokmuş gibi.
Bir bütün gibi.
Her şey artık o kadar renkli ki sanki ama biz renklerinden arınmış ve birbirinine o kadar zıt olmuşuz ki.
Fark yaratmışız sanki.
Renksizliğin farkını ortaya bir çarsaf gibi serivermişiz sanki ama inkar da edememişiz.
Renksizliğin bile bir hikayesi var.
O hikayenin de bir sahibi var, sahibinin ise bir kalbi.
Belki parıltı yok, ışıltı yok, renk yok, ama yine de insanım, kalbiyle ve düşünceleriyle bir insanım ben.
Dostoyevski
II.SEZON 40.BÖLÜM : BU KAÇINCI KATMAN
Gök gürüldüyor. Gürültüyle karanlığa çığlıklarını duyuruyor. Öfkeyle aydınlanıyor ve herkese kendini kanıtlıyor. Sonuçta öfkesi bitince yine karanlığa gömülüp kaybolmayı bekliyor olacak ama o bile yeri geldiğinde gürleyerek çığlık atmayı başarıyor. Öfkesini rahatlatıyor ve kendini kolayca sergileyebiliyor. Onun gibi olabilmek isterdim çünkü çığlık atarak rahatlayabiliyor olmak hiç yoktan çığlık atamayan ruhumun çırpınışlarından daha az acı veriyordur.
"Bir zamanlar Annie adında ufak bir balerin varmış bu ufak balerin bale yapmayı ve sahnede bir yağmur çiçeği gibi açmayı çok severmiş. Bu tatlı balerin kız yağmuru çok ama çok severmiş." Kitabı tutan ellerinden biri yavaşça küçük kızın burnunu tuttu ve gülümsedi."Sonra."dedi meraklı küçük kız.
"Sonra o küçük kız büyük bir kaza geçirmiş ve artık bale yapamayacakmış." Bırden bu duydukları ile meraklı yüzünü bir hüzün ve şaşkınlık alan kız."Hiç mi?"diye sormuş."Hiç."demiş yaşlı adam başını iki yana sallayıp gözlerini kapatarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇAK 01
Misterio / Suspenso"Alya enseni kanatıyorsun."Gözlerim Yağız'ı bulunca beni izlediğini fark ettim eli saçlarımın arasından ensemi bulmuştu."Ensen hep tırnak izi dolu Alya."Elime bakınca Tırnaklarımın kan olduğunu fark ettim ama canım hiç yanmıyordu. Senin canın hiç bi...