II.Sezon 39.Bölüm Kuş Olmaktan Vazgeçemez

113 6 1
                                    

●Yeni bölüm için vote ve yorum atmayı unutmayın ! ^_^ Ben yorum okumayı çok severim ve atılan her bir vote beni yazmak için daha çok teşvik eder.

Duyuruyu da yaptığıma göre hepinize

İyi okumalar !

______________🌊🌊🌊______________

Karanlıkta bir ışık arayışına giren gözler vardı,kara topraklarda.

Sözler vardı büyük karanlığında kulaklarının içini dolduran temiz bir kuş şakıması gibi.

Gök ile yerin buluştuğu yerdeydi gölgesi,ışığın yansımasıyla belirmişti sanki.

Onun gölgeleri vardı,aydınlığın getirisi...

Aydınlanan şeyin sadece bu olmadığını bil!

Senin aydınlığın tam avuçlarında!

O yıpranmış suretiyle tam karşında ve aydınlık bir gülüşle beliriyor.

Bu sefer gülüşünce acı var. Çok büyük acılara maruz kalmış parlak bir gülümseme.

Açısını avuçları altında utançla saklarken takınmış bu yüz ifadesini.

Çok şey kaybetmiş, çok şeyi feda etmiş.

Gülümsemiş.

Acılı ve efsunlu, alışı gelmemiş bir sanat eseri gibi.

Kahkahalar içinde parlıyor!

Dileği yerini bulmuş olan kollar sevgisini şakıyor.

Deniz kızı Ariel bu sefer başarıyor...!

Karanlığına sarılıyor.

Sürünerek kollarına dolanıyor.

Sürünmek canını yakıyor!

Acıya kahkaha atabilmek sanatsa eğer;ben çok pahalı bir tabloyum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Acıya kahkaha atabilmek sanatsa eğer;ben çok pahalı bir tabloyum.

Charles Bukowski

II.SEZON 39.BÖLÜM : KUŞ OLMAKTAN VAZGEÇEMEZ

İlk doğduğum zamanı size nasıl anlatsam inanırdınız? Biliyorum kimse bana inanmazdı. Sorarlardı muhtemelen yeni doğan bir bebeğin doğumu hakkında ne bildiğini? Böyle bir soruya karşı ise aklımda bolca senaryo kurabilirdim. Bir hastane odası hayal ederdim ve annemin beni kollarına almış büyük bir sevgiyle çocuğuna bakarken gözyaşlarıyla beni izlediğini düşünürdüm mesela. Ya da daha yeni doğmuş bebeğini terkedip bir yurda vermiş hiç sevilmemiş bir çocuk olduğumu hayal ederdim. Bu şekilde senaryoların arasında kaybolup dururdum. Her kurduğum senaryo için ayrı bir ifadem olurdu. Belki biraz üzüntü veya mutluluk gibi ama asla iğrenti duymazdım. Nefret duyardım ama asla iğrenmezdim çünkü bir insanın bilinçli ya da bilinçsiz asla bir çocuğun doğumunu iğrentiyle karşılayacağına inanmıyordum!

KAÇAK 01 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin