YEDİNCİ BÖLÜM

1.4K 131 241
                                    


O zaman Let's go Let's gooo 😸

Lisa

"Lisa, arkadaşım! Arkadaşım çekmiş... Fotoğraflarınızı arkadaşım çekmiş olabilir. Telefon kılıflarımız aynı. Ona anlattıklarımdan sonra sana sinirlenip böyle bir şey yapmış olmalı."

Jennie Tzuyu'nun söylediklerini arabada olduğu için duymamıştı. Onu kontrol ederek, Tzuyu'nun kolunu tuttum.
"Arkadaşından rica edebilir misin? Fotoğrafları bana versin ve aramızda bir sorun kalmasın. Ne dersin Tzuyu?"

Kolunu hafifçe okşayıp, dudaklarımı yaladım. Tzuyu zaten kendini benim üstüme atmaya hazırdı. Bu teklifse onun zaten arkamdan koşup, arkadaşını satması karşılığında beklediği bir şeydi. T-shirtümü çekiştirerek utangaç bir şekilde gülümsedi.
"Halledeceğim Lisa." T-shirtümü tutan elini tutarak dudaklarıma götürdüm. Gözlerimi ondan ayırmadan "yarın seni görmek için uğrarım. Fotoğrafları aldığından emin ol güzelim." dedikten sonra dudaklarımı elinin üzerine bastırdım.

Jennie arabadan kaşlarını çatmış oflaya puflaya bize bakıyordu.
Onu daha fazla bekletirsem, muhtemelen başka yerlerimde de çizikler oluşacaktı.

Tzuyu'ya veda edip arabaya bindim.
Tabiki Jennie'ye fotoğrafları bulduğumu söylemeyecektim. Beraber vakit geçirebilmemiz ve onu tavlayabilmem için bilmemesi gerekiyordu.
Arabayı çalıştırana kadar sessiz kaldı. Derin bir nefes verip "ne istiyormuş?" Sesinin tonunu ilgisiz gibi çıkarmaya çalışmıştı.

Geri geri gitmek için bir kolumu Jennie'nin koltuk başlığına atıp "herkesin istediğini." dedim. Jennie alaycı bir şekilde gülerek "herkes seni istemiyor Lisa. Kendini bu kadar önemseme." İki elimi de direksiyona yerleştirip, yola bakarak "beni istediklerini söylemedim Jennie. Seni nereye bırakayım?" Sesimde istemsizce kırgın bir ton vardı.

Jennie adresini tarif edince sürmeye başladım.
Yolculuğumuz ikimizin de sessizliğiyle devam etti.

Jennie

Neden bu kadar üzüldü ki? İlk defa ona laf sokmadım sonuçta. Hem haklıyım da. Herkes onu istemiyor. Mesela ben... onu istemiyorum.
Yol boyunca benimle konuşmasını, en azından laf sokmasını bekledim. Sonuç hiçbir şey söylemedi. Evimin önüne geldiğimizde, yüzüme bile bakmadan "yarın aramaya devam ederiz. Bugünlük bu kadar olsun."

Onu gerçekten üzmüş olmalıyım. Üstelik bana yardım etmek istiyor. Aferin Jennie. Aklıma gelen şeyle arabadan inmekten vazgeçtim.
Lisa'ya dönerek "sanırım gidecek bir evin yok. Gelmek ister misin? Hem yarın nasıl bir yol izleyeceğimizi konuşuruz."
Umarım beni yanlış anlamaz. Sadece onu üzdüğüm için ve gidecek yeri olmadığını bildiğim için davet ettim.

Lisa şaşırmış gibi bakarak "rahatsızlık vermek istemem. Ailen sorun etmesin?"
Elimi arabanın kapısının koluna atarak "ailem yurtdışında. Hem burada olsalardı da sorun etmezlerdi."
Arabadan indiğimde itiraz kabul etmediğimi belli etmiştim. Lisa da ardımdan inip, peşime takıldı. Evimin önüne geldiğimizde "güzel ev. Bahçesi de geniş." diyerek etrafı inceledi.

Eve girdiğimizde Lisa'yı salondaki koltuklara yönlendirip "ben birazdan dönerim. Üstümü değiştireceğim." diyerek odama çıktım.
Dolabımdan evde giymelik bir şort ve t-shirt çıkartıp giydim. Hızla tekrar aşağıya indim.

Lisa koltukta oturmuş, sırtını sağa sola oynatıp, koltuğun rahatlığını ölçüyordu. Arkasından yaklaşıp "geldim!" diyince korkuyla yerinden sıçradı.
"Siktir Jennie, öyle yaklaşılır mı?" Kahkaha atarak koltuğa oturdum.

"Barıştık mı?" diye sorunca omuz silkti.
"Küsmüş müydük ki?" Koltuğun bir ucunda Lisa, bir ucunda ben oturuyordum. Bacaklarımı karnıma çekip "bilmem söylediğim bir şeyden sonra sanki üzüldüğünü hissettim."
Çenemi dizime koyup Lisa'ya bakıyordum.
Lisa başını koltuğun başlığına yatırarak yukarı bakmaya başladı.

BİR BU EKSİKTİ! G!P (JenLisa) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin