22. BÖLÜM - PANAYIR * ŞOV BAŞLASIN!

4.9K 616 270
                                    


Buse dünden beri bu habere kendini alıştırmaya çalışıyordu. Gece sabahlığını çıkarıp, yatağa yaklaştı. Bunu kocasına söylemek için de güzel bir akşam planlamıştı. Doktoru da ona enfeksiyon olduğunu ve bir kaç gün ilişkiye girmemelerini söylemişti ve şimdi kocasını kendinden nasıl uzak tutacağını bilemiyordu. Özellikle böyle tüm çarpıcılığı ve seksiliği ile karşısında çıplak dururken. Derin bir nefes alıp yorganı açıp, içine girdi ve boğazına kadar çekti yorganı.

Yatağa giren karısını gören Cem gözlüğünü çıkarıp tabletiyle birlikte komodine koyarak ona yaklaştı. “Hoşgeldin aşkım,” dedi onu kendine çekerek.
“Hoşbulduk Cem bey, nasılsınız?”
Adam elini kızın bacaklarında gezdirirken, “Çok ateşliyim Buse hanım, siz nasılsınız?”

“Ellerinizden öperim, sağlınıza duacıyız.”
Cem kaşlarını çattı ve yüzünü buruşturdu, “O ne Buse Allah aşkına? Dedenle mi konuşuyorsun?”
“Ya Cem ne deyim?”
Cem yeniden konsantre olmaya çalışarak kızın boynunu öptü, “Sende bana dokunabilirsin mesela...”
“Şey Cem...” dedi adamı üzerinden iterek, “Ben şey oldum.”
“Ne oldun?”
“Şey... Geçici Vajinismus oldum.”

“Ne?” diye bu sefer bağırdı. “Ne oldun ne oldun?” sinirle gülüyordu.
“Vajinismus.”
“Buse saçmalama. Öyle saçma şey mi olur? İki gün önce gayet de ateşliydin.”
“İşte dün oldum.”

Cem elini saçlarından geçirdi, “Bebeğim bu öyle bir şey değil. Delirtme beni.”
“Öyle oldum işte Cem ne yapayım? Çok isteksizim-” derken adamın çıplak göğsüne baktı. “Allah’ım sen çarpma beni.”
“İsteksizsin?” dedi inanamıyormuş gibi.
“Çok. Öyle böyle değil.”

Cem kızın üstünden çekildi ve kahkaha attı, “Hayatımdan böyle saçma şey duymadım!” diye sinirle söylendi. Tekrar kıza baktı, “Yani şuan beni istemiyorsun öyle mi?”
Buse yutkundu. Allah’ım sen günah yazma, karnımda çocuk varken bu kadar da yalan olmaz. ‘Birdaha asla yalan söylemeyeceğim söz Allah’ım. Bugüne kadar ki dürüstlüğüme sayarsın.’ “Hiç istemiyorum. Yani kaslı bedenin şuan hiç cazip değil.” Yorganı açıp baktı, ‘Of of!’ “O da ne canım? Hadi Cem Soylu çok daha büyük hallerini gördüm. İlgimi bile çekmedi.”

Cem dehşetle yorganı açıp baktı, “Lan! Sözlerinden bitti zavallı. Ne yapsın! Söndü gitti tüm şevki.”
“İşte bende de öyle oldu. Kurudu, kuraklık başladı. Yapacak bir şeycik yok.”
“Kuraklık?” dedi gülerek. Ama bu kesinlikle sevimli bir gülümseme değildi.
“Kuraklık.”

“İyi Buse hanım, kuraklığınız bittiğinde inşallah o göllerinizi dolduracak yağmurlar bitmemiş olur bende.”
“Edepsiz,” diye söylenirken suratını asmıştı. Adam sırtını dönüp yatarken Buse elini karnına koydu. ‘Baba bize küstü. Ama sen üzülme bebeğim, seni öğrendiğinde çok sevinecek ve ikimizi de affedecek,’ deyip huzurla yatağa uzandı ve tavana baktı. Acaba kız mı olacaktı erkek mi? Ne olursa olsun onu çok seveceği kesindi. Sırtını dönen adama bakıp kıkırdadı.

***

Ecem sabah yatağında yan tarafa döndüğü an midesinin bulanması ile yataktan kalkıp banyosuna koştu. Lanet olsun bu da neydi böyle sabah sabah? Midesinde ne var ne yok tuvalete boşaltırken, yere çöküp soğuk fayansa yaslandı ve derin bir nefes alırken başının dönmesinin geçmesini bekledi.

“Ne oluyor ya?” arkasındaki duvardan destek alarak kalktı. Dişlerini fırçaladıktan sonra temiz bir havlu almak için dolabı açtı ve gözü kutuda dizilmiş petlere takıldı. “Siktir! Hayır bu olamaz!” havlu alıp, yüzünü kurulayarak odaya koştu ve telefonundan regl takvimini açtı. Kırmızıya boyalı alanı görünce “Hayır, hayır, hayır!” diye inledi. Tam tamına on dokuz gün gecikmişti ve gülen suratlı emoji ile ‘TEST YAPABİLİRSİNİZ’ yazıyordu. Aman ne sevimli! Evet geçen bir uyarı gelmişti ama restorantta o kadar yoğundu ki hemen yana itip, işine devam etmişti. Elini alnına koyup, aşağılara indi.

VEDA BUSESİ * MASAL SERİSİ IV - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin