Başlayalım mı?
KARADENİZ - MAYIS AYI
Hava bahar ayına göre Karadeniz'de oldukça iyiydi. Hatta serin esen rüzgar insanın bedenini rahatlatıyordu. Yeşille mavinin dansını bütün aile hayranlıkla izlemişti yol boyu. Nihayet vardıklarında koca minibüsün kapısı açılmış ve hepsi teker teker inmişlerdi arabadan.
Onca olumlu şeye rağmen Cem sıkıntı ile ofluyordu. Eva ile Çınar gülümseyerek Mert Ali ve Meltem'le selamlaşırken, Cem kız kardeşi Ecem'e anlam veremeden bakıyordu. Etrafa hep sırıtmak zorunda mıydı? Bu kızı hiçbir şey mutsuz edemiyordu, şu sıkıcı ortam bile. Bir de evin en küçük numarası Ece vardı. Cem dedesi Ece'nin ismini koymuştu, nedeni ise Ecrin-Cem-Ernez'in baş harflerinin olması ve EC-rin CE-m'in de birleşimiydi, ne tesadüftür ki ikisinin de ilk iki harfi birbirlerinindi. Onlar bu dünyanın en efsane aşıklarıydı. Acaba birgün kendi de böyle bir aşk yaşar mıydı?
"İmkansız!" başını sağa sola sallayıp, kardeşine baktı, "Kapa ağzını kapa! Sinek kaçacak. Dağlık yer burası," diye takıldı.
"Tam senin mekanın," dedi Ecem onu terslemek için. "Sanane ayrıca. Sen git dağ bayır gez, az soyuna karış."
"Bana bak!" dediği an Çınar ikisine de uyaran bakışlar atmış ve susmalarını sağlamıştı.
Cem herkesle selamlaşırken, Yaz telaşla dışarı çıkarak "Boran!" diye cırladı.
Boran gözlerini yumdu ve 'sabır' diyerek kadına döndü, "Ne var hayatımın bitmeyen yazı," karısını görmesi ile asık yüzü anında gülümsemişti.
"Yine yok!" diye elini bacaklarının yanlarına vurdu bıkkınlıkla.
"Tamam, çok uzaklaşmamıştır. Birazdan döner. Her zamanki hali, bilmiyor musun?"
"Ya yine kaybolursa?"
"Hayatım kaybolmaz, az sonra döner."
Cem annesine yaklaştı ve "Ben yürüyeceğim," dedi. Açık hava iyi gelecekti ona.
Annesi de "Uzaklaşma kaybolursun," diye uyarınca Cem başını sağa sola salladı.
"Kaçıncı yüzyıldayız Eva Soylu ya. Navigasyon diye bir şey icat edildi."
"Ama hiç bir icat benim merak etmemi engellemiyor Cem Soylu, lütfen uzaklaşma."
Cem oflayarak yürüdü. Karahan ailesi ile akşam uçağıyla gelecekti ve şimdiden çok sıkılmıştı. Neden geldiyse buraya?
Yürüyeli bir saat olmuştu ve açıkçası geldiği yola çok dikkat etmemişti. Biraz daha yürüdükten sonra tam geldiği yola dönmeye karar vermişti ki hafif bir inleme sesi duydu. Bir an yanlış duyduğunu düşünüp, biraz daha dikkatli dinledi ve bu sefer "Eşeğin götüne düştüm, iyi mi?" diye bir ses duyup yüzünü buruşturdu.
"Kim var orada?" diye bağırdı kaşlarını çatarak.
"Benim!"
"Çok açıklayıcı oldu gerçekten," dedi Cem homurdanır gibi.
"Düştüm, dizim ağrıyor. Çıkamıyorum. Yardım eder misiniz? Yürüyüş yapıyordum ben, birden ayağım kaydı. Yağmur yağmış her halde. Kaygandı anlamadım bir şey birden kendimi bu çukurda buldum Allah kahretmesin çıkamıyorum da bir yardım eder misin ya-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEDA BUSESİ * MASAL SERİSİ IV - FİNAL
Romance"Ben mi asla evlenmem!" * "Evlenmeden! Asla elimi bile tutturmam!" * "Saçma. Aşk nedir Allah aşkına?" * "Aşk, ilk gördüğün an 'BAŞIMIN BELASI' dediğindir... *** Bazen ne çok büyük laflar konuşuruz... Sonra biri çıkar karşımıza ve bir güzel susturur...