Cem ve Çınar atışması başlasın mı? 🙈😈 Uuu intikam en bi sevdiğimiz. Çok ama çok eğlendiğim upuzun bir bölüm sizlerle :)
***
Bazen ‘seviyorum’ demezsin,
Bazen uzun uzun ‘benimle evlenir misin?’ diye soramazsın...
Bir ‘baş belası’ dersin,
Tüm ömrünü onun ellerine verirsin.
Varsın gerisini sen düşün başımın en tatlı belası...❤❤❤
Cem akşam evde koltukta uzanmış kızın sosyal hesabını inceliyor, tek tek üşenmeden yapılan yorumları okuyor, yorum yapan erkekleri tek tek inceliyordu.“Anne!” diye bağırdı oturduğu yerden.
“Efendim oğlum.”
“Bu Utku, Sara’nın oğluydu değil mi?” diye sordu yoruma kaşlarını çatmış bakarken.“Utku mu? O nereden çıktı?”
Cem birden annesine döndü, “Onun oğlu mu değil mi ya sen onu söyle bana? Allah Allah! Cem Ernez’in kızı, her şeyi illa bilecek.”
Eva kaşlarını çattı, “Çemkirme bana! Anneye çemkirilmez. Evet onun oğlu.”“İyi tamam,” deyip incelemeye devam etti. Çoğu şeyde başını sağa sola sallıyor, küfür ediyor, homurdanıyordu. “Hayır bu ne bu? Neden o dudaklar ön planda yani? Çok işimiz var seninle çok. Bir sevgili olalım, ondan sonra bahar temizliğine başlayacağım bu sosyal medyanda.”
“Ne dedin oğlum?”
“Sana mı dedim? Ona diyorum!” dedi yeniden çıkışarak. “Ama tüm kadınlar aynısınız. İşinize geldi mi sizden zekisi yok, erkeklerin her bakışının kitabını yazarsınız. İşinize geldi mi dünyanın en aptal varlığını oynarsınız. Böyle balık gibi alık alık bakarsınız. Hayır o kadar baktım neyini anlamadı da bu pozu koydu! Ben çıkıyorum!” diye bağırıp odadan çıktığında Eva kocasına döndü.“Neydi şimdi bu?”
“Boşver ya, şirkette de böyle atarlı giderli. Başına vurdu her halde.”
“Benim korktuğum başına vurması değil ama, hadi hayırlısı,” dedi elindeki elmayı ısırarak.***
Çağan’ın o günkü toplantısı berbat bir şekilde bitmişti. Kızın kucağına düşmesi, ardından sinirli tavırları ve mekanı terk edişi tüm işini bozmuştu. Şirketteki penceresinden dışarıyı izlerken hala homurdanıyordu. Hayır, kızın aklından çıkmamasına mı sinirlensin toplantısının batmasına mı yoksa herkesin gördüğü kızın bacaklarına mı? Elbette herkesin gördüğü o bacaklara çok öfkeliydi!
Çalan sabit telefonunu açtı hemen, “Efendim Nalan?”
“Çağan bey Aykut bey geldi.”
“Hemen içeri al.”
Aykut içeri girdiğinde çakıştılar, “Ne haber dostum?”
“İyilik senden?”
“Açım!”Çağan alayla güldü, “Her zamanki gibisin yani. O zaman miden seni buraya attı.”
Aykut gülerek koltukta yayıldı, “Aynen. Buralardan geçiyordum senle Eren arasında kaldım-”
“İhale bana kaldı. Çağan’ı batırayım dedin.”Aykut yalandan yüzünü buruşturdu, “Aa olayı çirkinleştirme ama. Dedim ki ben en iyisi Eren’i de arayım, o da gelsin üçümüz birlikte yemeğe çıkalım. Nasıl demişim ama.”
Çağan dudağını ısırdı aklına gelen şeyle ve gülümsedi, “İyi tamam. Ama Aylin’i de ara, topa tutar bizi yoksa. O da gelsin. Sizi harika bir İtalyan restoranına götüreceğim.”Aykut tam Aylin’i arayacağı an arkadaşına döndü, “İtalyan mı? Oğlum sen Çin mutfağı seversin, İtalyan sevmezsin ki?”
Çağan gülümsedi, “Geçen anlattım sana başıma geleni. Kıza çok ters davrandım, bir özür dilerim en azından. Hem gerçekten yemekleri efsane. Hadi kalk gidelim gecikmeyelim bari.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEDA BUSESİ * MASAL SERİSİ IV - FİNAL
Romance"Ben mi asla evlenmem!" * "Evlenmeden! Asla elimi bile tutturmam!" * "Saçma. Aşk nedir Allah aşkına?" * "Aşk, ilk gördüğün an 'BAŞIMIN BELASI' dediğindir... *** Bazen ne çok büyük laflar konuşuruz... Sonra biri çıkar karşımıza ve bir güzel susturur...