9.BÖLÜM - BİR AKŞAM YEMEĞİ MASALI

6.5K 691 204
                                    


Efsaneydi burada yaşanan aşklar...
Bir baş belasıyla başlıyordu sevdalar...
En tatlısı, en belalısı, en delisi dolanıyordu ya başa,
Elimizden bir tek 'hoşgeldin' demek geliyordu bu masala...

***
Cumartesi akşamı gelip çatmıştı. Birtek içlerinde Çınar huzursuzdu, içinde bilmediği bir huzursuzluk vardı. Adını koyamasa da tarif edemese de kalbini sıkışıyordu o his. Bu akşam kesin bir şey olacaktı, biliyordu, hissediyordu.
Aykut'un anne babası Şemsi bey ve Hazal hanım da erkenden yardım için gelmişlerdi. Tüm hazırlıklar bitmiş, Nalan hanım son kontrolleri yapıyordu bahçeye kurulan masada.

Misafirlerin arabaları peş peşe park edildiğinde Çağdaş bey eşine seslendi, "Nalan misafirler geldi, hadi gel hayatım."
Kapıda onları karşılarken, Çağan da üstündeki gömleği düzeltip, kollarını katlayarak çıktı kapıdan ve gülümseyerek, "Hoşgeldiniz," dedi.

Herkes aynı şekilde selamlaşmaya dalmışken Çağan sevgilisinin belinden tutarak yanağından öptü, "Hoşgeldin canım."
Ecem önünde selamlaşan ailesine bakıp, adamı itekledi, "Çağan biri görecek Allah korusun, çekil."

"Görürlerse görsünler Allah Allah ya, sevgilim ilk kez ailemin olduğu büyüdüğüm eve gelmiş, elini mi sıksaydım sadece?"
"Evet. Normal davran."
"Normal davranan benim, sevgilimmişsin gibi davranıyorum işte!" diye sinirle söylendi.

Ece de homurdanıyor, etrafta gözünü gezdiriyordu. Gelmemişti o çomakçı anlaşılan. "Aman banane canım, ister gelir ister gelmez!" diye geveledi lafı ağzında, fakat kendi bile çok inanmamıştı buna.
Çağan ona da elini uzattı, "Hoşgeldin Ece, gelmene sevindim. Ablan böyle ortamları çok sevmediğini söyledi de."

"Annemle babam zorla getirdiler işte," dedi omuz silkerek. -Ya çok zorlamışlardı çok.
"Çok sevindim yine de." Cem'le de selamlaştıktan sonra, "Hadi geçelim," dedi bahçeyi göstererek.

Hep birlikte ailelerinin peşlerinden bahçeye geçip, gençlere ayrılan ayrı bir masaya otururlarken Ecem taş evi beğeni ile süzdü, "Ayy ne güzelmiş burası. Binayı ev yaparak ziyan etmişsiniz, burası mükemmel restoran olur."
Çağan gülerek kızın kulağına eğilip, "Evlenince babamlara başka ev alır, çıkarırım buradan, sana da ikinci şubeyi açarız burada," dedi. "Hem burada odanda olur."

Ecem inanamayarak baktı adama, "Ha evlenme teklifi ettin, evlendik de restoranı kaldı. Ayrıca annenleri bir gelin için kapıya atman çok hoşnutsuz bir şey. Sevmezler beni. Mesela Cem hayatta böyle bir şey yapmaz, değil mi abi?"
Cem kaşlarını çattı, "Sevgilim isterse elbette yaparım," dedi kahkaha atıp. "Hem kapıya atmıyor ailesini adam, yeni ev alıyor. Hayırlı evlat."

"Çok teşekkür ederim kardeş."
"Ne demek enişte her daim."
Ecem başını sağa sola salladı, "Size inanamıyorum. Annem duymasın, vallahi de o kızı tanımadan ondan gıcık alır."

"Valla güzelim öyle bir seçenek yok ama sadece çenesi yüzünden çok da tercih edilen bir gelin adayı olduğu söylenemez."
"Hii! Buse mi?" diye cırladı Ecem masada. "Abi ya ne yaptın sen? İki günde kız tüm hayatını beş kez farklı farklı kelimelerle anlattı. O kadar geniş çene kapasitesine sahip kızımı bize yenge diye layık gördün. Hayır ne yaptık bugüne kadar sana, ne günah işledik-"

Çağan önündeki suyu bir dikişte içti, "Üzüm üzüme baka baka kaç günde kararır ki?"
Cem de kız kardeşine korkarak bakıyordu, "İki gün yetmiş gibi."
"Bu üzüme bakıp kararansa seninkini düşünemiyorum. Allah yardımcın olsun."
"Sağol abiciğim."

Ece önündeki salatayı didiklerken, aklından geçenleri sesli bir şekilde söylediğinin farkında bile değildi, "Nerede kaldı bu ya?" diye mırıldandığını duyan Çağan sırıtarak, "Hah geldi," diye fısıldadı kıza.
Ece birden başını kaldırıp, önce Çağan'a sonra da ailesinin masasında durup, herkesle selamlaşan adama baktı, bir de yanındaki esmer kıza. Bu da kimdi? Sevgilisi mi? "Ben onun için demedim. Banane ondan ya!"

VEDA BUSESİ * MASAL SERİSİ IV - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin