3. BÖLÜM - AŞK KAPIYI ÇALINCA

7.3K 744 162
                                    

Ee hadi biraz Çınar'ı çıldırtalım :) çoook uzun bir bölüm sizlerle :)

***
İmkansızdır...
Bir kere kapıyı çaldı mı o aşk,
O kapı mutlaka açılacaktır...
Ya meraktandır o bakış,
Ya da karşılıktan...
Ama o ilk bakış mutlaka olacaktır...
İmkansızdır...
Bir kere sana geldi mi aşk,
Onu baş tacı edileceksin...
Ya seve seve yapacaksın
Ya da söve söve yaptırırlar...
Ama mutlaka boyun eğeceksin.

**-**

“İyi akşamlar Soylu ailesi,” dedi önce kız kardeşlerini sonra da annesini öpen Cem.
“Oğlum, bu ne neşe?” diyerek gülümsedi Eva, “Çok mutlusun.”
“Bugün her şey yolundaydı da ondan.” Sofraya baktı, “Ooo... İçli köfte, en sevdiğim. Valla kızlar şansınızı kaybettiniz, yoksa bugün bu iki güzel bayanı yemeğe çıkarma düşüncem vardı.”

“Tatlıya ne dersin abiciğim,” dedi Ecem.
“Bak o olur, yeterki sana gezme olsun değil mi büyük cadı?”
“Aynen,” dedi Ecem gülümseyerek. Abisi yönünden çok ama çok şanslıydı. Dünyanın en tatlı abisine ve sevgi dolu kardeşine sahipti ve tabiki en mükemmel ikinci anne-babasına. Çünkü hayatında tanıdığı en mükemmel birinci anne ve baba kesinlikle dedesi ile anneannesiydi.

“Hemen ellerimi yıkayıp geliyorum.” Sonra annesine baktı, “Babam nerede bu arada?”
“Geliyor, üstünü değiştiriyordu en son.”
Cem kaşlarını kaldırdı, “Sayın Eva Soylu yaşlandınız mı nedir?”
Eva oğluna ters ters baktı, bu çocuk bugün garip miydi neydi? “Aa aaa ne alaka be?”

“Ne bileyim, babam yukarıda soyunuyor, sen burada oturuyorsun.”
Ecem ile Ece kahkaha atarken, Eva “Edepsiz!” diyerek oğlunun eline koluna vuruyordu.
“Abiciğim o konu tam olarak öyle değil. Soyunma aşamasında yukarıdaydı, giyinme aşamasında aşağı indi. Orası pek ilgi alanı değil.”

“Hah şimdi oldu.”
Eva bu sefer kızına baktı, “Yemin ederim siz üçünüzde edepsiz olup çıktınız ha başıma.”
“Ee anneciğim Efsanenin torunlarıyız biz. Dedeme çektiysek demek ki, Allah ileride kayınbabama sabır versin. Benim gibi damadı olacak. Referanslara bak: Cem Ernez, Çınar Soylu, Burak Şimşek. Edepsiz Damatlar Kulübü yemin ederim. Tövbe kimse kız vermez bana.” -Hele de o Boran Barutlu! O kız isteme anını düşününce kendi kendine kahkaha attı.

“Edepsizliğinizin suçunu da dedenize atmayın! O sizin edepsizliğiniz!” -Kayınbaba mı demişti o? Kimdi ki bunun kız arkadaşı? Korktuğu bir isim vardı ama... “Allah korusun,” diye homurdandı kendi kendine.

Cem gidip ellerini yıkayıp sofraya oturduğunda babası da gelmişti, “Cem ne oldu Burak amcanla toplantınız, araştırmış mı?”
“Valla baba inciğine boncuğuna kadar taradık sözleşmeyi, hatta o sırada Karahan da şirketi araştırdı. Her hangi bir yamuk yok. Gayet köklü sağlam bir şirket.”

“Allah Allah ya. İyi bakalım, o zaman yarın atarız imzayı.”
“Aynen, Burak amcam aradı, avukatlarıyla da görüştü. Bir iki madde değiştirilecek sadece, onun dışında sorun yok. Onlar da o maddeleri kabul ettiler. Cuma öğlen üçte toplantıya gelecekler. Atacağız imzayı. Cumartesi de dedem yemek organize edecek.”

“Dışarıda mı? Ne alaka?”
“Aslında biz Kaan veya Ecem’in mekanı dedik ama, hatta Kaan’ın mekanında bayağı ısrar ettik-“ kız kardeşine dönüp gülümsedi, “Kusura bakma güzelim, sende müzik yok malum, o yüzden Kaan’ın mekanı daha cazip geldi,” deyip tekrar babasına döndü, “Ama dedem bahçesinde barbekü partisi yapacakmış. İyi fiyat verdiler, ayrıca on yıllık yapılacak bir anlaşma var. Bir nevi jest gibi.”

“Yemişim onun jestini, ben çok iyi biliyorum onun niyetini!” dedi sinirle. Cem babasının tepkisi ile Ecem’e bakıp güldü, ama Çınar’dan başka kimse anlamamıştı o bakışı, “Aklınızdan bile geçirmeyin Cem! İkinize de söylüyorum! O dedene de sana da!”

VEDA BUSESİ * MASAL SERİSİ IV - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin