23.BÖLÜM - KIRK BİR KERE MAŞALLAH

4.8K 599 392
                                    


Düğün törenin yapılacağı saraya tam tamına otuz arabalık koca bir konvoyla gelmişlerdi. Çağan arabadan indi ve hemen yan taraftaki kızın kapısını açıp “Gecemin kraliçesi, sizi şöyle alalım,” diyerek elini uzattı. Ecem gülümseyerek elini tuttu adamın.

Diğer arabadaki herkes içeri geçerken Ece koşarak ablasının yanına gelip ona çiçeğini verdi. “Çiçeğin bende kalmış ve seni çok seviyorum,” deyip yanağından kocaman öpüp, içeri koştu.
Çağan derin bir nefes alıp verdi ve “Hazır mısın?” diye sordu.
“Hazırım,” dedi gülümseyerek.

Ve kırk bir davul aynı anda çalmaya başladığında ikili el ele salona girdiler. Herkes onları ayakta alkışlıyordu. Eva’nın gözünden yaşlar akarken, Çınar’ın yüreğine bıçaklar saplanıyordu. Kızı o adamın kollarında çok mutluydu ve lanet olsun ki elini kolunu işte bu bağlıyordu: Kızının mutluluğu...
“Çınar kızımız ne kadar güzel olmuş baksana.”
“Evet, o adam için fazla güzel.”

Eva gülerek kocasını sardı, “En az bizim kadar birbirlerine yakışıyorlar bence.”
“Hayır Eva, kırk bir davul ne? Bir tane yetmiyor mu? Görgüsüz işte.”
“Ee görmemiş zaten, ilk evliliği sonuçta.”
“Dost Çinçin ne haber?”

Çınar yanındaki adama ters ters baktı, “Lan bu niye yapıştı bana anlamadım. Bi git arkadaş, bi sal beni ya! Benim acım bana yeter.”
Alex adamı çok anlamamıştı, bu yüzden gülümsedi, “Biz olacak senle arkaba, ama önce olacak arkabaş.”
“Ya yemin ederim Türkçesi edebinden bozuk.”

“Evet, ben çocuk var Tyler, o da çok edep yok. Senin Nazar onun sevgili.”
Çınar kahkaha attı sinirle. “Lan Allah aşkına git bunu Mert Ali’nin önünde söyle de o söylediğin dilini kessin, kurtulayım bende senden. O bana benzemez ha. Karısı benim kardeşim, onu benden kıskanıyor. Kızını ne derece kıskanıp, o oğluna ne yapar artık sen düşün, çünkü ben bile düşünemiyorum.”
Alex işaret parmağını dudaklarına koyup, “Şişş! Ona söyleme yok, sir. Olmaz! O duyar sonra ben çocuk pipi keser! Olmaz!”

“Keşke o kadarla kalsa! Ben önce o senin oğlanın da senin de dilini keseceğim. Uzak durun yeğenimden, valla Mert Ali’nin öğrenmesine gerek kalmadan ben gebertirim o Tyler mı Martini mi ne haltsa o oğlunu.” Sonra bağırdı, “Lan edepsizlere doyamadık! Bir gavur edepsizimiz eksikti! Oh tam olduk!”
“Sakin Çınar sakin,” diyerek onu çekiştirdi Eva. “Hadi nikah kıyılacak.”
“Kıysınlar Eva, banane! Ben o hazin sona şahit olmak zorunda mıyım?”
“Hadi huysuz baba!”

Ecem ile Çağan nikah masasına otururken şahitleri Aykut ile Cem de yerlerine geçmişti. Sorular sorulunca da her iki genç de coşkuyla ‘Evet’ diye bağırmış ve her cevapta birbirlerinin dudaklarına küçük öpücükler kondurmuşlardı.
Memurun “Gelini öpebilirsiniz,” sözü ile ikili ayağa kalktı ve Çağan onu belinden yakalayıp, uzun -bayağı uzun- bir öpücükle evliliklerini taçlandırdı.

“Eva, bu adam ‘gelini öpebilirsiniz’ sözünü tamamen yanlış anladı!” diye çıkıştı. “Sevişin demedi adam, gidip uyarır mısın? Hala öpüyor bak!”
Cem sırıtarak geldi adamın yanına, “Ee Çınar, nasılmış buradan kızının mürüvvetini izlemek?”
“Babacığım, rica ediyorum şu ‘Melek-i Ah’ı Laneti’ üzerimden alır mısınız? Bakın yaptıklarımdan eşek gibi pişmanım, keşke evlenmeden kızınıza elimi bile sürmeseydim. Gerçi onunda cezası aha da bu çocuk! Bir de nikah şahidi oldu, bak bak görüyor musun? Tebrik de ediyor. Yemin ederim teşekkür de eder bu hayırsız evlat!”

“Ee Çınar geçmişin ahı, bugünün eyvah’ı oldu ama senin adına-” diyerek omzuna koydu elini, “Zerre üzülmüyorum. Müstahak sana valla. Bir şarkı var...”
“Baba hayır...”
“Gelin olmuş gidiyorsun...
Bana veda ediyorsun!” sonra kahkaha atarak uzaklaştı, “Benim new kankim nerede ya? Ecrin! New kankim yok!”

VEDA BUSESİ * MASAL SERİSİ IV - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin