Ya benim çok eğlenerek yazdığım bir bölüm oldu, umarım sizde beğenirsiniz :)
---*---
Çağan heyecanla arabadan indi ve bagajı açıp koca çiçeği çıkardı içinden. Annesi hediyeleri alırken, babası da kendi arabalarının bagajından koca çikolata tepsisini aldı.
İstemeye oldukça kalabalık gelmişlerdi, ama içerideki durumu da tahmin edebiliyorlardı. Onların da sadece çekirdek aile olmadıkları evin önündeki arabalardan çok belliydi.“Yine toplamış yandaşlarını Çınar Soylu,” diye homurdandı arkadaşına Çağan.
Aykut adamın kravatını düzeltti, “Boşver. Böylesi daha havalı. Herkese rağmen kızı alacaksın.”
Çağan da sinsice gülümsedi, “Çok haklısın.”Hep birlikte bahçeden içeri geçtikleri an büyük bir kalabalık karşıladı onları. Ama Çağan onca kişinin arasında tül detaylı beyaz, mini elbisesinin içindeki kızı bulup, kalakalmıştı bile. Başak tarlalarını kıskandıracak renkteki saçları bukle bukle omuzlarına düşmüş, pespembe dudakları onu delirtmeye yetmişti.
Yanına yaklaşıp tam karşısında durdu, çok fazla yakınında... “Yine aklımla oynuyorsun.”“Çok yakışıklı olmuşsun.”
Çağan derin bir nefes alıp bıraktı, “Ecem... Aklımı oynatma sebebim olacaksın ve bunu yaparken bir melek kadar masum oluyorsun ya, beni asıl o halin delirtiyor.”Ecem’in yanakları renkten renge girmeye başlamıştı, “Çiçekler yine zambak.”
Çağan kızın kulağına hafifçe eğildi, “Elim başka çiçeğe gitmiyor. Tıpkı kalbim, aklım, ruhum, gözlerim senden başkasına gitmediği gibi.”
“Hadi gel, gidelim. Yoksa dayanamayacağım ve seni öpeceğim, ” diyerek çiçekleri elinden alıp, elele kalabalığın olduğu tarafa yöneldiler. İkisi birlikte herkese ‘İyi akşamlar’ deyip, onlara ayrılan yere yanyana oturdular.“Ee Çınar amcacığım nasılsınız?” diye sordu Aykut piç bir sırıtmayla.
“Az sonra kızını verecek bir baba ne kadar sinirli olursa o derece sinirliyim.”
“Ne güzel ne güzel. Darısı Ece’ye inşallah.”
Çınar’ın gözleri kocaman açıldı, “Eva bu adam neden beddua ediyor şimdi bana, ne yaptım ki ben ona?”“Tamam Çınar, güzel bir şey söyledi.”
“Lan darısı diğer kızına ne demek? Ece’yi de mi verelim?” sonra gözlerini kısarak adama baktı, “Bak bu boş değil ha, bakıcı değil resmen çok alıcı gibi duruyor, birden bir sevimsiz de gelmedi değil yani. Bak alır gider bu kızımı, ruhum duymaz. Sen Ece’yi yakınımda tut.”
“Of Çınar of!”O sırada Çağan yanında oturan kıza büyülenmiş gibi bakıyordu, eli kızın ellerini avuçlarken “Çok özledim seni,” diye kulağına fısıldadı. “Ayrıca çok heyecanlıyım.”
“Bende çok heyecanlıyım.”
“Ondan önce dediğime cevap vermedin,” dedi gözlerini haylazca kısarak.
“Çağan...” adamın ismi dudaklarından öyle bir çıkmıştı ki Çağan gözlerini yumarak geri çekildi. Yoksa ruhunu teslim edecekti.O sırada Ece geldi ablasının yanına, “Annem kahveleri yapın diyor. Hadi gel.”
Çağan hafifçe eğilip, “Tuzlu mu yapacaksınız bana?” diye sordu.
“Yok acılı ekşili, bol ketçap ve az mayonezli, nasıl?”
“Döner mi yapıyorsunuz, anlamadım?”
Aykut da eğildi üçlünün arasına, “Benimki de ondan olsun. Peşin peşin içeyim. Belki arada seni de bana verir baban.”Ecem’in gözleri kocaman açılırken Ece sinirle baktı ona, “Hadi oradan be! Ne verecek babam beni sana!”
“Neden benden iyisini mi bulacak, diyecektim ama sizin aile iyi değil, edepsiz damat seviyor. Bak yemin ediyorum, görüp görebileceğiniz en edepsiz adam benim. Tam sizin aileye layık damadım. Evlenmeden çocuk da yapabiliyorum,” dedi ve Çağan’la elleri çakışıp kahkaha attılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEDA BUSESİ * MASAL SERİSİ IV - FİNAL
Romance"Ben mi asla evlenmem!" * "Evlenmeden! Asla elimi bile tutturmam!" * "Saçma. Aşk nedir Allah aşkına?" * "Aşk, ilk gördüğün an 'BAŞIMIN BELASI' dediğindir... *** Bazen ne çok büyük laflar konuşuruz... Sonra biri çıkar karşımıza ve bir güzel susturur...