-iyi okumalar,
10.29
"Eflal buraya gel, konuşmamız gerekenler var." Dedi, salondan sesi gelen Uraz.
Ben ise merakla salona doğru adımladım.
Adımlarım salondaki geniş L koltuğun kısa kolunun önünde son bulmuştu, bakışlarımı Uraz'dan ayırmadan koltuğa bıraktım kendimi.
"Dinliyorum," Dedim, meraklı ve gerim gerim gerilen sesimle. "Bu akşam depoya tekrar gideceğim, gelmek istediğini düşünüyorum." Dedi, cümle gibi değil de daha çok soru sorar gibiydi ses tonu.
"Evet, istiyorum." Dedim.
Beni başıyla onayladıktan sonra dudaklarını tekrar araladı. "Kuzey'in iş birlikçisi olan o adam; bu arada adı Arif'miş. O adam yüzünden beni hatırlamıyorsun, o adamın cezasını ben vermek istiyorum ve senin o adamla yüz yüze gelmenden yana değilim, buna izin verir misin?"
Bu düşünülecek bir şeydi, o adam umrumda değildi pek aslında, ne kadar bana bilerek çarpmış olsa da emin değildim. Sanırım içimde kinimi çoktan biriktirmiştim. Nefret etmek benim için rutin haline gelmiş bir olaydı.
"Bir kerelik yanına girebilirim bence," Dediğimde, ses tonum izin istemekten uzak, inatlığa yakındı ve Uraz beni tanıyorsa inatlaşmaması gerektiğini bildiğini düşünüyordum.
"Pekâlâ," Dedi, teslim olarak. "İstersen benim yaptıklarımı beraber yapabiliriz, hem içinden gerçek Efo'yu beraber çıkarmış oluruz."
"Önce iyileştirip, sonra işkence mi ediyorsun?" Dedim, cümlemin içine kıkırtılarım eklenmişti. Başını memnun bir şekilde olumlu anlamda salladı. "Zevkli bir olay," Dedikten sonra, biraz eğilip dirseklerini dizlerinin üzerine aşırdı. "Ve bunu sen de yapınca anlayacaksın."
Dudak kenarımla gülüp, başımı salladım. Kuzey'e işkence etmek benim için zevkti.
"Güzel," Dedi, memnun bir ifade takınan Uraz. "Enerjin nasıl?" Dediğinde kaşlarımı çattım, hayat enerjim mükemmeldi.
"Hayat enerjinden bahsetmiyorum Eflal," Diyerek göz devirdi Uraz.
Adam harbiden akıl okuyor, yedim nanayı.
"Bir şeyi yemedin merak etme." Diyerek kahkaha atmaya başladı Uraz. Bıkkınlıkla soluk verip sinirle gözlerine baktım. "Korkmaya başlıyorum Uraz, vazgeç artık şunu yapmaktan gerçekten sinirleniyorum."
"Neyse, enerji olayını anlatmalıyım." Dedi, bir anda ciddileşip. Anlaşılan garip bir olaydı. "Sen özel yeteneklere sahip, yakınlarımdaki tek kadınsın. Toplam on yedi kişiyiz."
Bir Uraz, iki ben, üç..?
"Baran," Dediğinde, gözlerimi gözlerine kenetledim. Aklımdan geçen her şeyi bilmesi sinirlerimi bozuyordu, ki bu özel dönemimde bunu yapması onu dövme isteğimi arttırıyordu. Devam etmesi için yüzüne bakıyordum, bir şeyler bilmek istiyordum. "Baranla aramızın daha iyi olduğunu fark etmişsindir. Ama o şu an kendini geliştiriyor. On yedi kişinin başkanı benim ve bu gruptaki her üyenin aklını okuyabiliyorum, tabi izin verdikleri müddetçe. Enerji ise, iyileştirme gücü diyebiliriz. Enerjimize göre iyileştirme veya yaralama yapabiliyoruz. Hatta daha farklı özellikleri olanlar da var." Dediğinde kaşlarım çoktan havalanmıştı.
"Parmaklarına üfleyip ateş yakan ve bu ateşi savaşırken kullanabilenler var. Aynı şekilde buzu ve suyu da bu şekilde kullanabilen var."
Sadece ve sadece hikaye dinliyor gibi hissediyorum.
"Bana inanmanı şimdi beklemiyorum elbette ama seni grubun malikanesine götüreceğim ve asıl o zaman hikaye olmadığını anlayacaksın." Dedi, ben yakında bu çocuğu döverdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖZ KURUSU
Science Fiction"Etrafa dağılacak küllerimiz." Eflal Çakır & Uraz Büyükalp - Başlangıç Tarihi / 28.06.2022 📌 (Yayımdan kaldırılmış, tekrar düzenlemeye alınmıştır.)