2.1

4 2 4
                                    

hellloooo
yeni kurgu gelceeekk
sebepsiz'i hatırlayan varmı?

pırıltttıııı🌟🌟🌟

"Çok güzel konuşuyorsun."

"Güzele konuşuyorum." dediğinde gülümsemiştim.

Şapşik ya.

Bir müddet sonra artık uykum gelmeye başlıyordu, çayın yanında birkaç şey de atıştırdıktan sonra gözlerimi ovmaya başlamıştım.

"Acıtacaksın gözlerini yapma şöyle." diye beni uyaran Uraz'a gülümsedim. "Uyuyalım hadi." dedim uykulu bir ses çıkararak. Sadece ona nazlanmayı seviyordum.

"Bebeği yatağına götürelim." derken önümde durmuş bir elini dizlerimin altından ötekini de sırtımdan sarmıştı bana. "Bebişin uykusu geldi." dedim yine şımararak. Dünyanın en güzel hissiydi bu.

"Bebişi bir öperim uykusu kaçar." dediğinde sinsi bir gülümseme atmıştı. Bir yandan üst katın merdivenlerini çıkıyorduk. Yatağın yanına geldiğimizde beni yavaşça yatağa bıraktı ve birazcık itmeye çalıştı.

"Manitalar beraber yatar Efo." dedi, yanımda yer edinirken.

"Ben senin hayatında sadece üç gündür varım, yani kendin-"

"Sen benim hayatımda bir ömürdür varsın." dedi sözümü kesip, cümlesi bittiğinde yanağıma bir öpücük bırakmıştı.

"Alışmak uzun sürecek benim için."

"Olsun bekleriz, at kovalamıyor ya." Her şeye her zaman hazır ve tamamdı. Benimle ilgili bir konuda her şeyi yapıyor, her zaman yanımda olmaya çalışıyordu; hem geçmişimizde hem de şimdi böyleydi. Hapsoluşumuzu asla hafife alamıyordum, ben ondan başkasına, o da benden başkasına yan gözle bakamamıştık. Bilmeden hep birbirimize sadık kalmıştık. Onunla mutluydum, eğleniyordum. Belki düşününce üç gündür yanındaydım ama öncesini bilmek bana çok büyük güven veriyordu, bizim hep var olduğumuzu bilmek beni mutlu ediyordu. Biz birbirimiz içindik.

Biz birbirimize güzeldik.

Bizi biz yapan, bizi canlı tutan yine bizdik. Ayrı da kalmış olsak yine bir aradaydık, onun göğsünde uyuyabiliyordum. Beni hep koruyan, kollayan adam Uraz'dı.

Hani derler ya hep 'kimsenin kimseye ihtiyacı yok' , vardı. Bizim birbirimize ihtiyacımız vardı.

Herkesin birine ihtiyacı olurdu, kalben bağlantılı olduğu birine.

Gülünce onun da güleceği, üzülünce omuz olacağı, hem arkadaş hem aşk olacağı birine ihtiyacı olurdu herkesin.

Sevgi yıkmazdı, gerçek sevgi hiçbir zaman yıkmazdı.

Sevgi güzelleştirir, yüceltirdi. Değer katardı.

Sevginin anlamını bilmeyenler, farkettiği kötülükleri sevgiyle bağdaştırıp sevginin yıkıcılığından bahsediyorlar fakat sevgi yıkmayan tek şeydir. Sevgi iyileştirir, onarır, gerekirse yine ve yine ortaya çıkarır.

Ben onda görüyordum sevgiyi, gözlerinde, saçlarında, dudaklarında, kirpiklerinde. Onun her tarafı benim için sevgiydi.

Kalbim onun sevgisiyle doluydu.

Bana baktığındaki hislerini okuyabiliyordum gözlerinden, ruhunu yansıtıyordu, gözleriyle öpüyordu kalbimi.

Uraz'ı gerçekten seviyordum.

"Uraz," dedim, ben göğsünde olduğumdan hafif geri çekilip gözlerime baktı. "Söyle güzelim."

"Seni seviyorum." dediğimde gülümsemişti. "Ben de seni seviyorum güzelim." Kolları vücuduma dolanırken kokusunu bir daha çekemeyecekmişim gibi çektim içime, boynuna birkaç öpücük bıraktığımda o da aynılarını benim boynuma bırakmıştı.

"Eflal," dedi sesini duyulabilecek en alçak seviyeye getirmişti. "Eflal gidelim buralardan." dedi, gözlerinin içi gülüyordu.

"Nasıl?" dedim, aniden çok garip gelmişti.

"Gidelim işte Eflal, çok yoruldum. Liderliği Baran'a bırakayım, diğer tüm işleri de bırakalım gidelim buralardan. Birilerinden hesap sormaktan, hep doğruyu arayıp bulmaktan, onca işi yönetmekten çok sıkıldım."

"Şaka mı yapıyorsun?" dediği şey beni çok şaşırtmıştı, beklemediğim bir şeydi zaten.

"Yapmıyorum şaka falan, gidelim uzakta bir ev alalım bahçeli güzel. Evlenelim, bir yandan ben şirketi internetten yapabildiğim kadar yöneteyim hatta onu komple belki Çağla'ya devrederim. Orda kendime bir iş kurarım şimdiki paramla, iki de bıcırığımız olur mis gibi yaşarız."

"Hala şaka gibi geliyor." dedim, gerçekten inanamıyordum.

"Gelmez misin benimle?" dedi, bir yandan hafif kırılmış gibi görünüyordu.

"Gelirim tabi Uraz, öyle şey mi olur? Her yere gelirim seninle. Sadece beklemediğim bir şeydi ondan şaşırdım." gülümsüyordum, çok güzel bir fikirdi, aslında istediğim yaşamdı.

"Hem sen de mimarsın, beraber çok iyi iş yaparız, burdaki dükkanı satıp orada bir tane alırız. Sana söz veriyorum beğenmezsen kalkar geliriz ya da istediğin şekilde değiştirirsin istediğin her şeyi ama ne olur bize bu şansı ver." Yalvarırcasına konuşurken ben gülümseyip yanağına bir öpücük bıraktıktan sonra ayrılıp gözlerine baktım.

"Seninle her yere gelirim."

Alnıma bir öpücük bıraktığında içim kıpır kıpırdı, bir yandan çok heyecanlanmıştım.

"Yarın eve gidelim öyleyse, devir işlemleri ev bulma falan maksimum bir haftaya hallederiz. Bir hafta sonra yeni hayatımızda olacağız." Dedikten sonra alnıma yine bir öpücük bıraktı.

"Olur, peki anlatsana biraz hayalini." dediğimde şımaracağımı anlamıştı.

"Çocuğu yapmasak da olur gibi, zaten sen varsın." Parmaklarının arasından burnumu sıkıyordu, hafif kıkırdadım. "Ya hadi anlat."

"İki katlı ev alalım, bir de hatta çatı katı olsun. Çatı katına odamızı yaparız, kocaman camları olur. Sonra kocaman bahçesi olur, böyle her yerde ağaçlar, belki tavuk civciv falan alırız. Hem yumurtamız olur." Dedikten sonra ufak bir kahkaha atmıştı, ben de onunla birlikte kahkaha atmıştım.

"Tavşan da alalım mı? Koyarız bahçeye oynarız beraber."

"Olur aşkım alırız." dediğinde bir an duraksadım, uzun süredir yeni duyuyordum bu kelimeyi.

"Neyin?" dedim yine şımarıklıkla.

"Aşkım aşkım aşkım." Gülümseyip yine göğsüne sokuldum. Uykum iyice gelmişti artık.

"Hadi uyuyalım aşkısı." dedim, çok sesli olmayacak şekilde.

"Olur aşkısı." dediğiyle gülümsedim ve uykuya daldım yavaş yavaş.

🤯

asık mısınız bee
yaşasın köz kurusu

uraz adamdır

ee ne var ne yok sizin
aşkısılarınız napıroy

pırıltılayınnn🌟🌟🫶🏻

KÖZ KURUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin