0.8

10 2 2
                                    

iyi okumalareewe


Susmuştuk.

Çıtımız çıkmıyordu çünkü ne konuşacağımızı bilmiyorduk, ya da nasıl konuşacağımızı.

Sanırım Baran'ın gelmesini bekliyorduk.

L koltuğun birer koluna oturmuş, başımız ellerimiz tarafından sarılmış bir şekilde duruyorduk. Derin bir soluğu yavaşca salıverdim, sanırım söze ben girecektim.

"Bana dediklerin yalandı," Dedim. Gözlerini üzerimde hissetsem de, halının desenini izliyordum. "Beni sadece güçlü olmak için yanına aldın, kullanmak için. Sevdiğin veya önceden sevgilim olduğun, bunların da yalan olma ihtimali gözümde daha da büyüdü. Sana tam birazcık inanmaya başlıyordum Uraz, üç gün çok az bir süre ama inanmaya başlamıştım ve hepsi bir anda duman olup uçtu. Neden biliyor musun?" Dedim, gözlerinin içine diktim gözlerimi. "En başta doğr-"

Kapının tıktıklanması sözümü keserken, Uraz ayaklanıp kapıyı açtı.

En başta doğruyu söyleyecekti.

"Nasılsınız?" Diyen Baran'a baktım, harikaydım.

"Çok iyiyim Baran, alt tarafı üç gündür hatta belki de bilmediğim daha bir sürü zamandır bir yalanın ve kandırılmanın içindeymişim ve yeni öğreniyorum. Daha doğal ne var değil mi?" Uraz'ın sinirle soluduğunu duysam da gözlerim Baran'ın üzerindeydi.

"Yalan olduğunu nereden çıkardın sen?" Dedi Uraz.

"Doğruyu söylediğini gösteren bir işaret bile yok çünkü!" Dedim. Gözlerini gözlerimden bir saniye olsun ayırmıyordu.

"Boşuna mı ilk hissettiğinde seni öptüğümü gördün sanıyorsun?" Dediğinde, alaycı bakışlarıma alaycı bir gülüş ekledim.

"Ben, senin aklından ne geçiyorsa onu hissedebiliyorum Uraz. Çocuk yok karşında." Dedim, hâlâ derin derin soluyor, gözlerini ayırmıyordu.

"Yenge," Diyen Baran'a baktım bu sefer.

Anan yenge Barancım, anan.

"Yenge deyip durma ya sen de." Dediğimde hafiften gülümsedi. "Tamam demeyeceğim, dinle beni. Uraz, sen birazcık git istersen hem bi su falan iç kendine gel."

Uraz, gözlerini benden sinirle çekip kendini bahçeye attığında Baran önümde dikiliyordu.

"Bak yenge," Diye girdi söze, Allah'tan demeyecekti. "Senin içinde hissettiğin, gözlerinin önüne gelen tüm senaryoları senin dediğin gibi Uraz istiyor ama sen, gerçekte olmayan şeyleri göremezsin."

Kaşlarım kavis alırken, anlamadığımı anlamış olacak ki oflamıştı.

"Yani o gördüğün yaşandı yenge." Dediğinde, gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Ben onun doğru söyleyip söylemediğini de bilemezdim ki, Urazın kankasıydı bu da.

"Aklınızdan geçenleri de bu yüzden çok net duyuyorsunuz, içinizden birbirinizle konuşmak istiyorsunuz ve ne söylüyorsanız onu duyuyorsunuz, öyle düşün."

"Ben nereden bileceğim doğru söylediğini?" Dedim, gözlerine bakarak.

"Normal insanlarda merhamet olur, hiç olmasa bile biraz içi acır çünkü daha önce yaptığını hatırlamıyorsun ama sen, işkenceden zevk alıyorsun. Bu da hayatının hatırlamadığın kısmında işkenceye alışık olduğunu fazlaca belli ediyor. Uraz sana dokunduğunda onu yabancı hissetmiyorsun, ya da malikaneyi veya silahları. Yabancı gelmiyor çünkü önceden de bunlar hayatındaydı." Bu konuda söyledikleri doğruydu, aslında gerçekten yabancılık çekmeyişim bunlarla örtüşüyordu ama sıfır şüpheyle yaklaşamıyordum.

KÖZ KURUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin