KÖZ KURUSU

2.5

hayıelı okumalarr
pırıltııu enerciii
🫶🏻🌟🌟🤯

Gözümü ovuşturarak uyanırken perdenin kenarından içeri girmeye çalışan ışıkla sabah olduğunu farkettim. Dün geceyi hatırlamamla yüzüme hafif bir tebessüm yerleşmişti, yanımdaki bedene gözlerimi çevirdim.

Uraz hala uyuyordu, bebek gibiydi. O kadar masum görünüyordu ki normal biri bu adamın işkenceden zevk aldığına, adam öldürdüğüne inanmazdı. Birkaç dakika ona öyle baktıktan sonra göz kapaklarındaki kıpırtılardan uyanmaya çalıştığını anlamıştım.

"Günaydın." dedim, sesim beni şoka sokacak kadar sevimli çıkmıştı.

"Günaydın güzelim." esneyip yönünü bana çevirmişti. O da yüzüme gülümseyerek bakarken yanağına bir öpücük bıraktım.

"Oyun oynamayı seviyorsun galiba, birdahaki daha heyecanlı olur." derken yaklaşıp dudağıma bir öpücük kondurmuştu, gözlerimi kısıp ona baktım. "Senin hoşuna gitmedi herhalde."

"Aman efendim, sizin gibi alımlı güzel bir hanımefendinin benim hoşuma gitmemesi mümkün mü?" dedi kibar bir tavırla. Karşılıklı ufak kahkahalar attığımızda tekrar kollarımı açıp esnedim. Üzerimde hiçbir şey yoktu.

"Hadi dön arkanı da giyinme odasına geçeyim." dedim Uraz'a. Aynı anda kaş göz yapıp anlatmaya da çalışıyordum.

"Dün gece ben yuttum yedim onları farkında mısın?" dediğinde ona ters ters bakıyordum.

"Uraz hadi ama, şov yapma da dön arkanı." Tek kaşı havaya kalkarken birden elini belimde hissetmiştim. Parmakları belimi hafif sıkarken tıslarcasına gülümseyerek konuştu.

"Uraz demeyeceksin bebeğim, aşkım diyeceksin." dediğine gülümseyip inatlaşmak istedim.

"Uraz, Uraz, Ura-ah!" belimdeki eli aniden kalçamı sıktığında ufacık inlemiştim. Gözlerini kısıp bana baktı. "Aşkım desene."

"Hadi Uraz kahvaltıya ineceğiz daha oyunun sırası değil."

"Aşkım der misin?" dedi, yeniden kalçamı sıkarken. Şeytani şekilde gülüyordu.

"Aşkım." dedim olabilecek en şirin halimle. Eli kalçamı bırakıp saçlarımı yumuşak şekilde okşadı bu sefer ve alnıma bir öpücük bıraktıktan sonra bir öpücük de dudağıma bıraktı. "Efendim aşkım, kahvaltı mı diyordun? A evet gidelim, hadi hazırlanalım."

Yorganı üstümüzden atıp yataktan çıktı ve elimi tutup ikimizi de giyinme odadına götürürken ben bir yandan kolumla çıplak üstümü saklıyordum. Tamam görmüştü ama ne manası vardı açıkta bırakmanın?

İkimiz de giyindikten sonra kısaca yüzümü yıkayıp banyodan da çıktım. Üzerimde beyaz bir tişört ve altımda siyah bol paça bir kumaş pantolon vardı.

"Ne kadar yakışmış." dedi Uraz beni süzerken. "Abartma Ur-" cıkcıklayıp sözümü kestiğinde gülümseyip göz devirdim.

"Ben de tam aşkım diyecektim." dedim gülerken.

"Öğreteceğim bebeğime aşkım demesini, birtanem demesini öğreteceğim." dedi beni kolunun altına alırken. Birlikte odadan çıkıp asansöre binmiştik, giriş kata inip kafeterya kısmına geçerken aklıma gelenle hemen kolunun altında olduğum Uraz'a döndüm.