1.2

8 1 0
                                    

helüüoo
nanik nanik

oy verinnn
iyi okumakaee💩


Hayal'in bu kadar aptal oluşunu anlatması ve dinlemek çok büyük sabırlar istiyordu ve maalesef ben o sabıra sahip biri değildim. Ama düşünülmesi gereken bir şey daha vardı, Kuzey onu şizofreni etmişti ve böylelikle Hayal, Kuzey'in işine gelir şekilde hareket etmişti.

Kuzey'in odasına girmek için elimi kulba götürdüğümde, kapı açılmıştı ve açan Uraz'dı. Gözleri anlık şaşkınlık belirtse de birkaç saniye sonra yok olmuştu.

Uraz hızla beni geri adımlatmış ve kendi de çıkıp kapıyı kapatmıştı.

"Ne oluyor ya?" Dedim, merakla.

"Kuzey bayağı bir kötü oldu, yakında ölür gibi."

"Ee, ne bekliyorsun? İyileştirelim gel." Dedim, odayı işaret ederken. "Ya Eflal, bu kolay bir şey değil. Biz onu ölüme yakınlıktan bir kere kurtardık, diğerleri sadece yaralardı ve onlar küçük şeylerdi. Şu an onu geri döndüremeyiz, yetiremeyiz kendimizi."

"Ne yaptın ona Uraz?" Dedim, acaba aklına nasıl işkenceler gelmişti?

"Göğüs kafesinin üzerini yaralayıp kanattım sonra tuz döktüm, bazı etlerini de kestim  pişirdik yiyecekti şimdi bu kadar kötü olmasaydı."

Afiyet olsun!?

"Yahu adamı ne diye doyurmaya çalışıyorsun?" Dedim, sinirim bozulmuştu sanırım çünkü beni bir gülme alıyordu. O da gülümsemeye başlamıştı ki Burak elinde tabakla gelmişti. "Bu yeni öğün, buyrunuz." Dedi Baran, mütevazı bir tavırla ve tabağı Uraz'a verdi.

Uraz tabağı aldıktan sonra, gözlerini kısıp Baran'a bakmaya başladı.

"Ne bakıyorsun, borcun mu var bende?" Dediğinde, istemsiz kıkırdamıştım. "Kuzey'in şimdi ölmemesi gerekiyor, malikaneden Arya'yla Can'ı çağır; biz gittikten sonra iyileştirsinler."

Baran da başını salladıktan sonra yanımızdan ayrılmıştı.

Uraz kapıyı açıp sevinçle içeriye daldı. "Yemek hazır çocuklar!" Dediğinde, gülümsememi saklamak için elimle ağzımı kapattım. Bu hali çok komikti.

Kuzey'in bana yaptıkları aklımda bazen yeniden canlanıyordu, kendime kızıyordum veya bazen ağlayasım geliyordu. Bu onu unutamadığım için değildi, onun bende açtığı ve kolay kapanmayan yaralar yüzündendi.

Şimdi ise bana aşık bir adam benim için ondan intikam alıyor, önce işkencelerle canına okuyor ve sonrasında yeniden iyileştirip aynı şeyleri tekrar yapıyordu.

"Bebeğini s*keyim, o*ospu çocuğu." Dedi Kuzey, göğsü kan içindeydi ve acıyla kıvranıyordu.

"Ama neden öyle diyorsun, zaten alınmıyorum yorma ağzını. Daha yemeğini yiyeceksin." Dedi Uraz, elindeki tabağı kast ediyordu.

"Arifciğim, sen acıktın mı?" Dediğinde Arif'e baktım. O daha halinden memnun duruyordu. "Kuzey'in etini yiyecek derecede değil ama bir makarna alırım."

"Ya***ğımı alırsın." Gözleri anlık beni bulurken, tekrar ona döndü. "Sevdiceğimin yanında beni kötü kötü konuşturmayın, pardon güzelim." derken 'pardon güzelim' dediği kısımda anlık bana dönmüştü.

Kıkırtımı yeniden elimle gizleyip, koltuğa yerleştim ve rahatça yayıldım.Uraz zevkle işkence ediyor, ben de zevkle izliyordum.

15.38

"Ne oldu?" Dedi Uraz, telefonu kulağına götürürken. Eve gelmiş ve yemek yemiştik.

"Ya bak s*kerim yapacak oldukları işi!" Dediğinde, kaşlarım çatılırken Uraz ayaklanmış başını ovuyordu.

KÖZ KURUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin