iyi okumalaasrrrr
Bir süre sonra Uraz'ın beni arayıp geldiğini belirtmesiyle malikaneden çıktım. Uraz çoktan gelmişti.
Arabanın içine yerleştiğimde, Uraz saçlarım arasına bir öpücük kondurdu ve arabayı sürmeye başladı.
"Nasılsın güzelim, nasıl geçti?"
"İyi, sohbet ettik öyle." Aklımda öyle şeyler dolanıyordu ki, hangisini çekip söyleyeceğimi bilmiyordum.
"Bir sorun mu var?" demesiyle sabredemedim.
"Uraz," Dedim, gözümü camın dışına dokunan yağmur damlalarından alamayarak. "Sen neden ben olmadan pek bir şey yapamıyorsun?" Diye sordum, bilmiyormuş gibi davranacaktım. Yalan söylediğini veya söylemediğini öğrenmek istiyordum.
"Ay," Dedi, bıkkın bir ses tonuyla. "Ruhlarımızı birbirine hapsetti. Sen olmayınca nerdeyse hiçleşiyorum."
Yalan söylemiyor, cidden söylemiyor.
"Bir saniye, ne konuda?" Diyerek bir kaç saniye içinde arabanın durmasıyla hafif öne savrulmuştum.
Bizi duyuyor.
"Eflal," Dedikten sonra yüzümü çenemden kendisine çevirerek göz göze gelmemize neden olmuştu. "Sana yalan söylemem, bunu kafanın neresinde kurduysan kopar at."
"Özür dilerim, sadece senin hakkında bizim hakkımızda daha fazlasını bilmek istiyorum. Etrafımdakilere soruyorum araştırma gibi düşün, dışarıdan bir göz her zaman iyidir ama tabiki amacım kırmak değil. İnsanların görüşlerini de dikkate almam emin olmadan, sadece seni daha iyi tanımaya çalışıyorum."
"Sorun değil Efo, merak ettiğin her şeyi istediğin herkese sor. Grup içinde hain zaten olamaz, sadece şirkette ya da normal çevremde sıkıntılılar olabilir. Ama önceliğin bana sormak olursa daha mutlu olurum." dediğinde gülümseyip başımı olumlu anlamda salladım. Gerçekten anlayışlı ve kibar bir insandı.
Alnıma bir öpücük bıraktığında elini çoktan çenemden çekmişti. Arabayı sürmeye devam ederken, kafamı yaslayıp onu izlemeye başladım.
"Sevgilimsin yani," Dedi, gözleri birkaç saniyeliğine beni bulurken.
"He?"
"Değil misin?" Dediğinde dudaklarımı ısırıyordum. "Ben içimdeki duyguları gerçekten yaşamak ve gün yüzüne çıkartmak istiyorum," Dedim, sesimde biraz burukluk seziliyor gibiydi.
Geleli üç gün olmuştu, kısa bir süreydi ama o önceden benim hayatımın bir parçasıydı ve bana yabancı gelmiyordu. Ona karşı nasıl hissetmeliydim bilmiyordum fakat değer veriyordum ve güvenmeye başlıyordum.
"Sana biraz zaman verelim, ya da daha doğrusu bize zaman tanıyalım; ne dersin?" Sadece başımla onaylamıştım, izlemek istiyordum. Onu çok iyi tanımak, onu bilmek istiyordum.
Elimi elinin içine aldığında gözlerim ellerimize kaymıştı, gülümseme yayılmıştı ikimizin de yüzüne.
"Sana olan sevgim, Ay'a olan düşmanlığıma nefes bile aldırmaz Eflal."
Gülümseyişim yüzüme daha çok yayılırken, arabanın durduğunu hissettim. Yüzümün kıpkırmızı kesildiğine emin olarak arabadan indim ve hızla eve girdim.
"Ben duş alıp geliyorum." Dedim, yüzümdeki sırıtışla konuşmaya çalışırken. Domatese dönmüştüm.
"Tamam güzelim." Dediğinde, adımlarımı hızlandırarak merdivenleri tırmandım ve odama girdim. Terliklerimi ayağıma geçirdikten sonra banyoya girdiğimde ilk işim aynaya bakmaktı ve tam da tahmin ettiğim gibi; ayaklı bir domatestim. Sırıtışım yüzümde bir şekilde duşumu aldım ve bornozuma sarılıp dişlerimi fırçaladıktan sonra banyodan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖZ KURUSU
Sci-fi"Etrafa dağılacak küllerimiz." Eflal Çakır & Uraz Büyükalp - Başlangıç Tarihi / 28.06.2022 📌 (Yayımdan kaldırılmış, tekrar düzenlemeye alınmıştır.)