0.9

55 7 74
                                    

iyi okumalar 🐥

"Ebenin a*ı!" dediğinde elimle ağzımı kapatıp kahkahamı bastırmaya çalıştım. Kapı bir anda açıldığında ise Uraz ile göz göze geldim. "Uraz," dedim, mahcup bir ifadeyle. "Biraz konuşabilir miyiz?"

"Tabii." Diyen Uraz, sakince geçmem için yana kaydı. Gülümseyip gözlerimi gözlerine diktim. "Burada değil Uraz, orada." Dedim, odamı göstererek.

Uraz başını salladığında odama yöneldim, o ise peşimden geliyordu. Yavaşça kapıyı açıp içeri girmesini bekledim, Uraz içeri girmek için bir iki adım attıktan sonra olduğu yere tam da tahmin ettiğim gibi çivilenmişti. Gözleri yatağın üzerinde duran günlük, kutu ve albümde odaklıydı.

"Ben hatırlıyorum Uraz," Dedim. Vücudunun kaskatı kesilişini sırtı dönük olsa bile fark etmiştim ki, bedeni yavaş yavaş bana dönmeye başladı. "Hatırlıyor musun?"

Gülümsedim ve tekrar başımı olumlu anlamda salladım, Uraz'ın yüzündeki şaşkınlık ifadesi yerini yavaş yavaş gülümseyişe aktarıyordu. "Ne hatırlıyorsun, her şeyi mi hatırlıyorsun? Nasıl oldu hatırladın? Gerçekten hatırlıyor musun Eflal gerçekten mi?"

Heyecanına ufak bir kahkaha atarken başımı salladım. Bir anda kendimi kollarının arasında bulmuştum.

"Uraz," Dedim, bedeni benden ayrılsın istemiyordum çünkü kızardığıma emindim. Kollarımı beline sarıp benden uzaklaşmasını engelledim ve başımı göğsüne bıraktım. "Ben sana kırıcı şeyler söyledim sanırım ama amacım o değildi, özür dilerim."

"Sorun değil güzelim, o an sinirlensem de anın etkisiydi. Anlıyorum seni merak etme."

"Peki sen neden bana bunları göstermedin, benim hatırlamama bunlar yardımcı oldu. Neden hatırlatma çabasına girmedin?" Dedim, sesim biraz merak biraz da sinir içeriyordu.

"Bana alışmanı istedim, güvenmeni istedim ve zaman alsın, acele etmeyelim diye düşündüm. Şimdi ben sana bunları gösterseydim ve sana bir şey hatırlatmasaydı kırılırdım üzülürdüm açıkcası, o yüzden ilk başlarda beraber vakit geçirmeliydik." Dedi, başımı olumlu anlamda salladım.

Efocik bu adam fazla haklı.

"Pekâlâ," Dedim, yeniden gülümseyerek. "Şimdi ne olacak?"

"Saat... sekizi geçmiş, istersen seni malikaneye bırakayım, benim yarım kalmış bir işim var; onu halleder gelirim yanına." Dediğinde biraz gözlerimi kısmıştım, ah tabii; Kuzey'e ettiği güzelim işkencesi bölünmüştü. "Arya'yla sohbet etmek istersin diye düşünüyorum."

Gülümseyip başımı olumlu anlamda salladım ve elimi örgülerime getirdim, örgüleri parmağımda çeviriyordum. "E hadi çık da giyineyim." Dedim, kapıyı göstererek. Uraz başını olumlu anlamda sallayıp, saçlarım arasına yumuşacık bir öpücük bıraktı "Çok yakışmış örgülerin." deyip odadan ayrıldı.

Dolaptan siyah eşofman altı ve gri bir kazak çıkarıp giydikten sonra salona indiğimde Uraz orada değildi, gözlerim mutfağa kaydığında kurulmuş yemek masasının başında bilgisayarının ekranını dikkatle izlediğini ve birkaç tuşa bastığını fark ettim.

"Ne yapıyorsun?" Dedim, her zaman oturduğum sandalyeyi çekerken. Gözleri birkaç saniyeliğine beni bulmuş ve tekrar bilgisayara dönmüştü.

KÖZ KURUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin