BEN DE BU YOLLARI
GİDE GELE GÖRECEĞİM
pırıllltıııı enerciii🫶🏻🥰💕
🌟💗💓💗🥲💗🌟Uraz'ı sakinleştirmek için radyodan müzik açtım ve eşlik etmeye başladım, yol zaten uzundu ve uzun bir süre sohbet ede ede geçirdik yolu.
3 saat sonra
Malikanenin önünde durduğumuzda telefonumu aldım ve arabadan indim. Uraz ise çoktan gelip elimi tutmuştu. Kapılar bizim için açılırken tek tek geçip girişteki geniş kafeterya tarzı hole geldik.
Baran birkaç saniye içinde yanımıza geldiğinde Uraz hızla konuşmaya başladı.
"Baran burada mı olman gerekiyor? Yakalandı mı Kuzey?" dedi, burnundan soluyordu. Kafeteryadaki masalardan birine hızla yerleşen Uraz'ın peşinde koşarak ilerliyordum. Sürekli siniriyle birlikte ensesini kaşıyor, saçlarını çeker gibi oluyordu.
"Yakalanmadı malesef."
"Lan bir tane adam bu! Ordusu mu var neyi var a*ına koyayım bir tane it ya! Neyini bulamıyorsunuz?!" Sesi duvarlarda yankılanırken ben ondan korkmaya başlıyordum. Grubun bazı üyeleri merdivenlere dizilmiş merakla buraya bakıyorlardı.
"Ne b*k yiyeceğiz şimdi? Adam içimize de sızar yakında! A*ına koyduğumun p*çi!" Uraz'ın sinirden gözleri dönmüştü. Kendini parçalamaya çalışıyor gibiydi.
"Sakin ol ve plan yapmaya çalışalım Uraz, küfür ederek bir yere varamayız." Baran Uraz'a sesini duyurmak amacıyla yüksek sesle konuşmuştu, ikna etmesi gerekiyordu çünkü ben dahil gruptaki herkes korkuyordu.
"Tamam, tamam." dedi Uraz, sesini alçaltmıştı biraz, elleriyle gözlerini kapatıp düşünüyormuşçasına etrafında döndü.
"Grubu al toplantı odasına geç." dedi Baran'a sakince. Baran hızla başıyla onayladıktan sonra birkaç saniye içinde gözden kayboldu. Bu boşlukta kollarımı Uraz'a doladım.
"Uraz sakin ol lütfen." dedim, sesim onun az önceki sesinin yanında civciv sesi kadar çıkmıştı. "Bir şey yok bebeğim, o it ortalıkta dolanırken sakin kalamıyorum."
"Sen zeki bir adamsın, gruptaki herkes eminim sana destek olacak hem maneviyat hem de güçsel olarak. Merak etme, hiç kimse olmazsa ben yanında olurum."
Belki teselliydi, belki de gerçek hislerdi. Bilmiyorum ama o an doğru olan buymuş giib gelmişti. Alnıma bir öpücük bırakıp kollarını bana daha sıkı sardı ve tekrar bir öpücük bıraktı.
"Seni çok seviyorum." dedi, az önceki sesi kaybolmuştu ve yerine bir fısıltı kalmıştı. "Bende seni seviyorum, çok." Gözlerimi yumdum kafam omzuna yaslıyken.
"Hadi toplantıya geçelim." dedi, beni kendinden ayırıp. Başımı sallayıp onu takip etmeye başladım, asansöre binip turnuva katına çıktık. Asansörün kapısı açıldığında içeride iki kapı vardı, sağdaki turnuva alanıydı.
Soldaki kapıya Uraz ile yöneldik, önden gidip kapıyı açtığında sırayla girdik. Herkes buradaydı, boş bir sandalye gördüğümde ben de oturdum.
"Arkadaşlar," sakin kalmaya çalışıyordu. "Tehlikenin farkındayız, o adamın aramızdan birine bir şey yapmasını istemiyorum."
"Aramızdan birine mi ona mı?" diyen kişiye döndüm, ışık temsilcilerinden Yağız'dı bu ve gözleri dimdik bana bakıyordu.
"Yağız saçmalama istersen, konu Eflal'e gelene kadar hepinizin üzerine plan yapmıştır çoktan. Ayrıca o da bizim grubumuzun bir üyesi, ne diye atarlanıyorsun."
"Sakin ol kaptan, atarlanmıyorum. Sadece sen bizi buraya çağırdın çünkü görevlendireceksin. Ama ben diyorum ki adamın tek derdi Eflal ve sen hepimizi tehlikeye atıyorsun." dedi Yağız, aslında burada biraz haklıydı.
"Birimizin canı hepimizin canı Yağız, sen tehlikede olursan sana, başkası tehlikede olursa başkasına koşarız. İstemeyen görev almak zorunda değil." dedi, omzunu silkmişti bir yandan.
"Yanlış anlaşıldıysam kusura bakmayın." dedi Yağız kısaca ve sustu. Uraz da ondan bir süre gözlerini ayırmadı, biraz sinirlenmişti.
"Neyse devam edelim. Yağız'ın da tahmin ettiği gibi görevlendirme yapacağız. Özellikle (ışık temsilcilerinden) Miray ve Alp tüm çevreyi sürekli dolaşmalarını isteyeceğim. Hızlı olmanız hepimiz açısından daha kazançlı olur. Diğer ışık temsilcisi arkadaşlarım da büyük ışıklar sayesinde Kuzey'i hareket edemeyecek hale getireceğiz. Toprak ve afet temsilcileri gözetiminde de bu olanlardan sonra tüm çevreyi yakacağız ve umuyorum bir yerden ses gelecektir."
Plan bence gayet mantıklıydı.
"Uraz," Baran'ın sesiydi. "Plan gayet mantıklı ama şu var;" kısa ve belirgin bir nefes alıp devam etti. "Bunları yaptıktan sonra enerjilerimizi uzun bir müddet yenilememiz gerekecek ve eğer planı uyguladığımız kısımda Kuzey'i bulamazsak sonrasında savunmasız kalacağız."
"Alp ile beraber değil de sırayla yaparız, diğerleri de bölünüp bölünüp gruplanır." dedi Miray.
"Tehlikeli olabilir Miray, neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz." Alp'in dediğiyle Miray omuz silkip tekrar konuştu.
"Bence bir anda hepimizin tehlikede olması, sadece birimizin tehlikede olmasından iyidir. Diğerleri kurtarmak için plan yapabilir, bu sırada görevli olanlar da Kuzey'i bulurlar."
"Doğru söylüyor ve eğer Kuzey birimize bir şey yapmaya kalkarsa sınırlarımızın içindedir demek oluyor, bu şekilde her şey daha kolay olur." Ateş temsilcilerinden olan Melisa idi bu, çok kararlı duruyordu herkes.
"Her zaman birbirimize güveneceğiz, her zaman beraber olacağız arkadaşlar. Var mıyız hepimiz?" dedi Uraz, yüzünde umut ve gurur izleri vardı.
"Varız biz." dedi Arya, Can'ın elini de kaldırmıştı.
"Biz de varız, anca beraber kanca beraber." Afet temsilcilerinden Giray, iki yanındaki Asya ve Mersa'nın da ellerini tutup kaldırmıştı. Sırayla herkesten 'varız' edaları kopmuştu. Uraz'ın onlara neden bu kadar düşkün olduğunu anlayabiliyordum, Uraz ne derse ona tamamlardı. Ona güveniyorlar, gittiği her yolda her yanında yürüyorlardı.
Benim gibi.
🥳
bu bölüm bi tık kısa oldu.
ama sevdim
abi ben böyle insanları
seviyom yapırıltılayınnn🌟🌟🌟👀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖZ KURUSU
Science Fiction"Etrafa dağılacak küllerimiz." Eflal Çakır & Uraz Büyükalp - Başlangıç Tarihi / 28.06.2022 📌 (Yayımdan kaldırılmış, tekrar düzenlemeye alınmıştır.)