" KENDİMİ TUTMAKTAN VAZGEÇECEĞİM. "

3.2K 190 42
                                    


●●●●

Selam aşklar! Aslında yeni bölüm, Cumartesi - Pazar gelecekti. Ancak 1K olmamızın şerefine, yeni bölüm bugün geldi :D Artık Çok geniş bir aileyiz ! Lafı fazla uzatmak istemiyorum :D Ahaahaha :D Umarım bu bölümü beğenirsiniz !! İyi Okumalar!
Not= Multide Harry'nin Amy'ye giderken giydiği kıyafet var ! :D

●●●●

Amy;

Şuan da, Harry'nin getirmiş olduğu komedi filmini izliyor, eş zamanlı olarak da kahkahalar atıyorduk. İsterseniz başa sarayım ?

' Dudaklarım sana yardımcı olmaktan zevk duyar!  ' dedikten hemen sonra - hatta saniyesinde - ağzımı kapatmıştım. Bu yaptığıma ise Harry gülmekle yetişmiş, elini ceketinin iç cebine atıp ;

" İzleriz diye düşündüm. " diyip, elindeki filmi sallayıp, salona geçmişti.

Bende omuz silkip, minik adımlarla salona geçmiştim.

Ve yaklaşık olarak 20 dakikadır Harry ile filmi izliyorduk. Harry iki çiftin öpüşme sahnesinde ;

" Hah ! Ne biçim öpüyor kızı ! İlk defa mı öpüşüyorsun !? " dedi.

Tam da cevap verecek iken, en son The Vampire Diaries'ı izlediğimi, hatta Damon'un sahnesinde filmi durdurduğumu hatırladım ve bir anda ;

" Aman Tanrım! Damon !! " diye cırlayıp koşarak odama çıktım.

Ve ahh ! Harry'nin surat ifadesini görmeniz gerekirdi !! Uykusundan yeni uyanan şaşkın bir panda gibi bana bakmıştı !

Hemen laptopumu açtım,  filmi başlattıp " Aghh! Üzgünüm Damon, çok üzgünüm !! " Diye mırıldandım. O sırada Harry, kapıyı çalmadan odaya gird- pardon daldı. Ona 2 saniye kadar baktım bana resmen " Delirdin mi sen ?? " bakışları yolluyordu. Ben ise aldırış etmeden izlemeye devam ettim. Harry'de bir süre sonra yatağa oturdu ve filme bakmaya başladı.

Film bittiğinde hayata geri dönüş yapıp ona baktım bana ;

" Bir an ' Damon ! ' diye bağrınca sevgilin var sandım. " dedi. Bende ona sevgilim olmadığı (!) hâlde ;

" Üzgünüm bay Styles, ancak kişisel bilgilerimin olduğu evraklarda sevgilim olup, olmadığı yazmıyor.  " dedim. Bir an gözlerinden şaşkınlık ifadesi geçti - ya da ben öyle sandım - Sonraysa, bilmiş bir ifade ile ;

" Evet. Haklısın kişisel bilgilerinin olduğu evraklarda öyle bir şey yok. Ancak telefonun da sevgilin olabilecek ne bir kişi, ne de öyle birinden bir mesaj var. " diyip göz kırptı.

Hey? O. Benim. Telefonumu. Kurcalamış ?? Ve de benim haberim yok !?

İyide na-  " Seni evine bıraktığım gece telefonuna bakmış olabilirim. "

Dedi. O gece ile ilgili hatırladığım tek şey, arabada uyumuş olmamdan ibaretti. Ona döndüm ve bir anlık sinirle ;

" Ne cürretle telefonumu kurcalarsın !? Özel diye bir şey var ! Hem tuş kilidini nasıl açtın ?? " Dedim.

Ve Ihmm... sanırım sinirlenmişti. Bunu kasılan çenesine ve yumruk yaptığı eline dayanarak söylemiştim. Sakin olmaya çalışarak ;

" Birincisi, senin patronunum. Bana hesap soramazsın ! İkincisi, özeline değil, telefonuna baktım ! Üçüncüsü,  ' Z ' basit bir kilit. " dedi ve kapıyı sertçe çarpıp, aşağı indi. Hemen peşinden bende indim ve ;

" Madem ki patronumsunuz, o zaman burada da işiniz yok değilmi BAY STYLES !?? " Dedim. Özellikle " bay Styles'ı " bastırarak söylemiştim.

O ise sinirle üstüme yürümeye başladı. Sevgili (!) Duvarım bana ' nereye kaçacaksın sürtük ' sinyalleri verdiğinde kaçacak yerim olmadığını anladım.

Harry'nin gözleri neredeyse siyaha dönmüştü ! Tanrım! Cidden korkmaya başladım ! Onu ilk defa bu kadar sinirli görüyorum !

Bana biraz daha baktı. Yavaşça kafasını boynuma gömüp derin derin nefesler almaya başladı.  Bir elini duvara, bir elini de belime sarmıştı. Nefesini her hissettiğimde, titriyordum. Tek kelime bile söyleyemiyordum. Dilim tutulmuştu resmen. Hem konuşup, onu daha fazla sinir etmek istemiyorum.

Yavaşça dudakları, boynumdan kulağıma doğru çıktı ve aşırı boğuk sesi ile " Ahh Amy... Seninle ne yapacağım ben ? " dedi. Şuan kaskatı kesilmiştim. Kesik kesik nefesler alıyordum. Dudakları, çene ve boyunun birleştiği yere doğru yol aldı... oraya minik bir öpücük kondurdu. Sanki her şey ağır çekime alınmış gibiydi. Ve bu... bu yaptıkları, çok yanlıştı. Onu durdurmalıydım. Yine boynuma yaklaştı, bu sefer elimi gövdesine yaklaştırıp, itmeye çalıştım. Bir milim bile kımıldamamıştı.

Ancak, anlamış olacak ki, 1-2 saniye sonra kafasını boynumdan kaldırdı. Bir eli hâlâ belimde,diğer eli ise duvara dayalı idi. Gözlerine baktığımda yeşilleri koyu bir renge bürünmüştü.

Aramızda olan mesafeyi yine kapatıp, nefesini dudağıma üfledi ve şunları söyleyip, evden çıktı...

" Şimdi gidiyorum. Gitmezsem kendimi tutamayacağım...
Ama şuna bir açıklık getirelim güzelim. Bir daha bana ters cevap verirsen, Tanrı şahidim olsun ki, kendimi tutmaktan vazgeçeceğim. "

●●●●

Umarım beğenmişsinizdir ! Oy ve yorumlarınızı bekliyor olacağım beybilerim !! :D

●●●●


MR. STYLESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin