Yazardan Bilgi Şeysi :D
Yeniden merhabalar ! Umarım iyisinizdir şahsen ben pek değilim sabah hiç bir şeyim yok iken, okulda rahatsızlandım. Galiba soğuk algınlığı. Ve size söz vermeseydim inanın ki bölümü yayınlayamazdım. Ciddi anlamda halsizim fakatt bugün haftanın en en ama enn güzel günü olan cuma gününde olduğumuz için bu sizlere Ihmm... moral olabilir ?? Evet. Evet, şuanda bir çoğunuz yorgunsunuz belkide okumak yorgunluğunuzu bir nebze olsun alır ? Çenem düştü yine değil mi :D Ahahahaha son olarak, umarım bu bölümü beğenirsiniz !!
İyi Okumalar Waffle'lar !
•••
Amy;
Harry'e şuanda sen ciddi misin ? Bakışı yolluyordum. Ama o ciddi ifadesinden ödün vermiyordu.
"Beni içeri almayı düşünüyor musun güzelim ?" Düşüncelerimden sıyrılmamı sağlayan Harry'nin sesi olmuştu. İlk başta afallasam da geri çekilip girmesi için imkan sağlad- Tanrı aşkına ! Çocuk bana seni giydirmeye geldim diyor, ve ben onu içeri alıyorum !?
Cidden beynime neler oluyor böyle !?
O odama doğru çıkarken, elimi sertçe anlıma vurup onun çoktan bitirmiş olduğu merdivenleri ikişer ikişer çıktım. Odama girdiğimde, Harry çoktan dolabımın başına geçmiş, sol elinin baş ve işaret parmağını çenesinde ileri geri hareketler ile oynatıp, kısılan yeşilleri düşünüyor gibi bir izlenim yaratmıştı. Elini çenesinden çekip, kıyafetlerimin içine daldırdı ve bir kaç kıyafet çıkarıp yorumlar yapmaya başladı. Her beğenmediği kıyafeti, yatağıma atıyordu.
"Ihmm... Bu çok sade."
"Bu... Hayır. Hayır, çok mor."
"Rengi hoş değil."Yüce İsa ! Bu çocuk ne kadar da zor beğeniyor öyle. Hayır ne var yani altı üstü elbise. Onu kendim de seçebiliri- Oww !
O. Bölümü. Açmamalı. !
Hepiniz iç çamaşırlarımın olduğu bölüm sandınız değil mi ? Aghh, ama değil. O bölümde tasarladığım kıyafetler var. Ve Ihmm... onlar biraz, biraz şey... açık ??
Gözlerimi sıkıca kapattım ve o bölümü açmaması için Tanrıya yalvarmaya başlad-
"Woow ! Bakın burada neler varmış !"
Ah, Tanrım ! Küçükken klisede olan bunak rahibe mi lanetledi beni de böyle şeyler hep benim başıma geliyor !?
Bulmuştu işte kıyafetleri ! Tanrım lütfen onlardan birini giymemi istemesin.
"Bu. Kesinlikle bunu giymeni istiyorum." Duyduğum sesi ile gözlerimi aralayıp, seçtiği kıyafete baktım. Aslında pek de açık değildi. Desenli kumaşa sahip iki parçadan oluşan bir kombindi. Onu kafamı sallayarak onaylayıp, odamda bulunan banyoya adımladım.
"Yanımda giyinebilirsin bebeğim. Söz gözlerimi kapayacağım !"
Kendi etrafımda dönüp bakışlarımı ona doğrulttum ve;
"Banyom da giyinmeyi tercih ederim." Diyip, hemen banyoya girdim ve arkamdan kapıyı kilitledim. O sırada kulağımı Harry'nin kahkaha sesleri doldurdu. Gerçekten mükemmel bir kahkahası vardı.
"Tamam ! Bu seferlik orada giyin ! Fakat ilerisi için söz vermeyeceğim !"
Görmediğini bildiğim hâlde, gözlerimi devirip üstümde ki lanet geceliği çıkardım ve Harry'nin seçmiş, benim de tasarlamış olduğum kıyafeti giydim. Sanırım göğüs dekoltesi sandığımdan daha açık ama yapacak başka bir şey yok maalesef.
Makyaj malzemelerimin odamda olduğunu anımsayınca, banyoya da bir kaç ürün koymam gerektiğini kafama kayıt edip, kilitlemiş olduğum kapıyı açtım ve Harry'e bakmadan makyaj masama yöneldim.
Kıyafetim hareketli olduğu için, eyeliner ve ruj yeterli olacaktır. Bu yüzden, ilk olarak eyeliner'ımı göz kapağıma dikkatlice sürdüm. Görünümlerinin iyi olduğunu düşünüp, memnuniyetle gülümsedim ve ten rengi olan rujumu dudağıma sürmeye başladım. O sırada aynadan, Harry'nin beni pür dikkat izlediğini fark ettim. Bakışlarımı aynada ki yansımasından çekip, rujuma son rötuşları verdim ve makyajımı tamamladım. İki ürünü de çantama atıp Harry'e döndüm ve;
"Ben hazırım." Dedim. Bana tatmin olmuş bir ifade ile sırıtıp kafasını salladı.
"Hadi o zaman çıkalım !" Bu kez de ben ona kafamı salladım ve merdivenlerden inmeye başladık. O önden yürüyor, ben ise arkadan onu takip ediyordum. Dış kapıya gelince, girişte bulunan sehpadan ev anahtarlarımı ve de telefonumu alıp, evden çıktım.
Benim arabamın aksine siyah olan Range Rover'ına adımladım ve ön koltuğa oturdum. Harry bana bir iki saniye bakıp arabayı çalıştırdı.
Şirkete giden dönemeçi geçince Harry'e ;
"Nereye gidiyoruz ?" Diye soru yönelttim. O ise bakışlarını yoldan ayırmayarak ;
"Öncelikle kahvaltı yapacağız." Dedi. Onaylayıcı bir şekilde mırıldandım ve dışarıyı seyretmeye başladım. Gazete okuyan yaşlılar, telefonları ile ilgilenen yaşıtlarım. Sokak dansçıları... hepsi bir bütün işte. Şehri, şehir yapan insanlardır. Şehrin otoritesini arttırmak ya da düşürmek, biz insanların elindedir.
Ben bunları düşünürken Harry aracı park ediyordu.
"Geldik güzelim." Dedi.
Bana güzelim demesi sinirlerimi bozsa da, tartışma çıkmasını istemediğimden sessiz kaldım ve emniyet kemerini çözüp arabadan indim.
Ona yetişip, yanından yürümeye başladım içeriye girdiğimizde, tam da masaya geçiyorduk ki arkadan birinin adımı seslenmesi ile yavaşça arkama döndü-
Yüce Tanrım ! Jason burada olmak zorunda mıydı !?
Lütfen Harry Jason'u hâlâ "My Chocolate" olarak tanıyor olsun. Bu sayede adını söylemem sıkıntı olmaz. Ama biliyorsa... Tanrım umarım bilmiyordur. Yoksa bu kahvaltı pek de iyi sonlanmayacak.
•••
Hasta yazarınızdan bugün böyle bir bölüm çıktı Waffle'larım. Umarım beğenmişsinizdir !
•••
Ve Ihmm sizce bu kahvaltı nasıl geçecek ??
Görüşlerinizi bekliyor olacağım ! :D•••
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MR. STYLES
FanfictionHarry Styles ; Ünlü bir dergi olan Vogue'un varisi, yani o şirketin patronu... Amy Black ; İşinde üstün başarılara sahip stilist... Ve onlar... Onlar aşık olmayacak... Onlar Aşkın Merkezi Olacak.