•••
Selam Waffle'lar !! :D Öncelikle hepinize çok ama çook teşekkür ederim ! Çünkü 1 günde vote sınırını aştınız ! Sizleri çoook seviyorum ! :D Umarım bu bölümü beğenirsiniz ! Bu arada multi de bir meteor var :D dilediğinizi söylemek serbest Waffle'larım :D
Ve Ihmm son olarak...
İyi Okumalar ! :D
•••Amy;
Tanrım... Şuan nefes almayı unuttuğuma yemin edebilirim. Az önce Harry, beni bir anda kucağına çekince neye uğradığımı şaşırdım. Bu gün çekim olacağı için, rahat giyip, çıkarabileceğimi düşünüp pantolon giydiğimen dolayı, kendimi tebrik ediyor- Tanrım ! Ben hâlâ onun kucağındayım ve yaptığım tek şey kendimi mi tebrik etmek !? Sanırım beyin devrelerimi yaktım !! Evet. Evet, bunu başaran ve hâlâ Harry'nin kucağında olan aptal benim.
Aghh ! Cidden rahatsız olmaya başladım. -Ha ilk başlarda hoşuna gidiyordu yani- duydunuz değil mi ?? Ne diyim şimdi ona ?? Tam 20 yıldır bu sürtüğü çekiyorum ! Diyecek söz bırakmadı bana. Bu yüzden, artık iç sesimi size havale ediyorum.
-Bebeğim ! Hadi ama onlar zaten benim tarafımı tutuyor !- İç sesime cevap vermeden, Harry'nin kucağından kalkmak adına bir atakta bulunup, yerimde rahatsızca kıpırdandı-
Hey ? Az. Önce. İnledi. Mi. O ??
Yok. Yok, ben cidden iyi değilim niye inlesi- -Onun kucağında olduğun ve o mağlum bölgeye baskı yaptığın için olabilir mi acaba ?- düşüncelerimi bölen iç sesim bu sefer haklıydı. Bu yüzden istem dışı olarak, gözlerimi irileştirdim.
O sırada kapının arkasından bir kaç sesler gelmeye başlayınca Harry beni kucağından -sonunda- indirdi. Ayağa kalkıp, üstünü düzeltti ve tam da o sırada içeriye eşyalarını toplamaya gelen makyöz girdi.
Makyöz, çantaları ile uğraşırken Harry kulağıma eğildi ve ;
"Dediklerimi sakın unutma güzelim. Seni izliyor olacağım." Diyip gitti. Aghh ! Hadi ama ! Buraya kendi arabam ile değil, onun arabası ile gelmiştik ! Neden centilmenlik yapıp 'seni ben bırakıcam.' Demedi ki !?
Mecburen bir taxi bulmam gerekiyor. Ve hayır, hayır ben öyle iki saat taxi bekleyen biri değilim. Cüzdanım da her zaman bindiğim taxi'nin numarası bulunur. Makyaj masasında olan çantamdan cüzdanımı çıkartıp taxi'nin numarasını tuşladım. Adresi verdikten sonra, çekim odasından çıkıp, asansöre ilerledim.
Kendi odama geldiğimde, çalışma masamda bulunan starbucks termosumu elime aldım. Kafamı kaldırdım ve istemeden Harry'nin odasına bakt-
Bir dakika ??
Harry'nin odasında bulunan kız bizim katın sekreteri değil mi ??
Eğer o ise...
Harry'nin kucağında ne işi var !?
Ve ben bunu niye umursuyorum ??
Neydi o kızın, pardon sürtüğün adı... mmm... Lucy ?? Hayır. Hayır, o danışmada ki kız... Hah ! Buldum ! Lexi !
Şuan giydiği kısacık eteği daha da yukarı çıkmıştı. Bu da iç çamaşırının görünmesine sebep oluyordu. Ancak bundan rahatsızlık duyduğunu söyleyemem. Harry de rahat durmuyor, o sürtüğün çarpık bacaklarını okşuyordu !
Niye bilmiyorum ama çene kaslarım gerildi, ve sol gözüm seğremeye başladı. Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. Çantamı koltuktan sertçe alıp odamın kapısını açtım ve sert bir şekilde çarpıp, kapattım.
Sanırım sesi duymuşlardı. Sürtük Lexi, hemen Harry'nin üstünden kalkıp, üstünü düzeltti. Harry ise bana, şaşkın bakışlarını yolluyordu. Kafamı sağa sola sallayıp, oradan uzaklaşmaya başladım. Arkamdan adımın söylendiğini duysam da umursamayıp, aşağıda beni bekleyen taxi'ye koştum.
Evet. Evet, koştum. Kapıyı kapatıp, hemen sürmesini söyledim. Araç tam hareket edecek iken, Harry'nin şirket binasından koşarak çıktığını gördüm. Etrafa göz gezdiriyordu. Sarı taxi dikkatini çekince buraya doğru gelmeye başladı.
"Sürsenize şu lanet arabayı !"
"Hanımefendi, sanırım araçta bir sıkıntı va-" taxi şoförü, daha cümlesini tamamlayamadan, arka kapı açıldı ve görmeye aşina olduğum iri eller kolumdan tutup beni taxi'den dışarıya çıkardı.
"Siz gidin, ben hanımefendiyi götürcem."
"Ama bay-"
"Size. Gidin. Dedim !"
Harry kelimeleri bastırarak ve yüksek bir ses ile söyledi. Taxi'ci bunun üzerine yanımızdan uzaklaştı. Harry kolumu o kadar çok sıkıyordu ki moraracağına eminim. Dayanamayıp ;
"Bırak kolumu ! Canımı yakıyorsun !" Dedim. O ise dinlemeyip, beni çekiştirmeye başladı. Arabasına yaklaşınca beni arabaya itti. Sırtım sert bir şekilde arabaya çarpınca, inlememe engel olamadım.
"Bak, az önce gördüklerinin hepsinin bir açıklaması va-" Sözünü kesip, bileğimi tutan ellerinden kurtuldum ve bir yandan elim ile bileğimi ovuşturarak ;
"Bana hiç bir açıklama yapmak zorunda değilsiniz. Bay Styles. " Dedim. O ise daha fazla sinirlenip, neredeyse kükreyerek ;
"Lanet olsun ! Bana şu sikik kelime ile hitap etme !!" Dedi. Ben de bir türlü dindiremediğim sinirimi gün yüzüne çıkarıp, ona oranla daha alçak bir ses tonu ile ;
"Ah ! Üzgünüm ama patronum olan birine, hele ki iş ortamında kendi adı ile hitap etmem ! " Dedim.
O ise kafasını sağa doğru yatırdı ve gözlerini kısarak ;
"Öyle mi ?" Dedi. Yine aynı ses tonum ile ;
"Evet ! Öyle !" Dedim.
Beni bir anda kendine çekip, arabanın kapısını açtı ve içeriye itti.
Hayır . Hayır, resmen fırlattı. Sonra ise, önden hızlı bir şekilde dolaşıp içeri girdi. Kapıyı çarpıp bana döndü ve az önceki sinirli halinin aksine sırıtarak -ki bu çok ürkütücü bir sırıtma- konuşmaya başladı ;
"Şimdi bana, az önce yarım kalan işimi tamamlamamam için bir neden söyle."
••••
Vee bölümün sonu ! Ahahaha :D umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur ! Oy ve yorumlarınızı bekliyorum Waffle'lar ! :D
••••
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MR. STYLES
FanfictionHarry Styles ; Ünlü bir dergi olan Vogue'un varisi, yani o şirketin patronu... Amy Black ; İşinde üstün başarılara sahip stilist... Ve onlar... Onlar aşık olmayacak... Onlar Aşkın Merkezi Olacak.