Asırlar süren bir zaman diliminden sonra yeniden merhaba ! :D beni ve kitabımı özlediniz mi ? Bölüm yazmayı o kadar çok istedim ki sizlere anlatamam fakat aksilikler bir türlü peşimi bırakmadı. Eğer beni takip ediyorsanız tabletimin bozulduğunu biliyorsunuzdur. Tabletim geldiğinde de bu sefer yaz tatili olayı çıktı internete giremedim falan derken benim yine çenem düştü ve sizi sıkmadan bölüme başlamak bence en iyisi 😄
Gecikme için tekrar hepinizden özür diliyorum Waffle'larım xx
Umarım bölümü beğenirsiniz ! ^-^
İyi Okumalar !!
•••
Amy;
İnsanlar bir çok şey düşünürler. Kimileri sevgililerini, kimileri sıkıntılarını, kimileri de yiyecek olduğu yemeği...
Ve bunun gibi bir çok şey düşünürler. Çünkü bizler düşünmeden bir kaç dakika bile duramayız. Kafamıza bir çok şey girer ve bunlar düşünmemize sebep olur.
Fakat şuanda benim düşündüğüm tek şey; Harry'i nasıl giydireceğimdi. Tanrı aşkına ! Niçin beş dakika sonra sızmıyorsun ki !?
Pekâla olmuş bir şeye yakınmaya gerek yok sanırım ?
Derin bir nefes aldım ve uyuklayan sevgili (!) patronuma yaklaştım. Burnuma akın eden alkol kokusu yüzümü buruşturmama sebep olsa da, neden bu kadar içtiğini ona ayılınca sormayı kafamda not ederek yüzümü eski haline döndürdüm.
İlk olarak çamur olmuş iri ayakkabıları çıkararak başlasam iyi olacak diye düşünüp, yavaşça dikkatli bir şekilde çıkarttım.
Tanrım... Ayakları cidden çok büyük.
Agh, herneyse ayaklarının büyüklüğü hakkında ki düşüncelerimi bir kenara bırakıp, vücuduna yapışmış olan tshirt'ünü çıkarsam iyi olacak.
Kahretsin ! Tshirt'ünü çıkarabilmem imkansız çünkü onu kaldıramam ?
Bıkkınlıkla oflayıp başımı odamda bulunan banyoya yönelttim. Sonrasında aklıma gelen fikir sırıtmama sebep oldu.
Şey, sanırım tshirt'ünü kesmiş olmama kızmaz ?
Yani eminim ki o tshirt'ün yüzlercesi vardır onda, değil mi ?
Hızlıca banyoya gidip ilk yardım dolabında bulundurduğum makası alıp Harry'nin yanına döndüm ve tshirt'ünü kesmeye başladım...
Her makas darbemde, açığa çıkan dövmeleri ve kasları yutkunmama ve yanaklarımın kızarmasına sebep olsa da, lanet hormonlarım bu hisleri yatıştırıp daha ağır basan bir duygu oluyordu.
Makas ile işim bittiğinde, onu bir kenara koyup, Harry'nin üzerinde ki yırtık tshirt'ünü omuzlarından aşağıya doğru kaydırarak sıyırdım...
Birazıcık gerileyip kaslarına ve dövmelerine, sanki onları hafızama kazımak istercesine baktım. Sonrasında bir anda gelen ne yapıyorum ben ? Düşüncesi ile buna bir son verip, pantolonunu çıkartmak için ellerimi kemerine götürdüm. Kemerini açtıktan sonra, ağır hareketler ile düğmeyi ve de fermuarı açtım.
Yeniden sertçe yutkundum ve başımı yukarıya kaldırıp Harry'e baktım. Hâla uyuduğunu görünce omuzlarımı düşürüp o bölgeye bakmamaya çalışarak pantolonunu bacaklarından sıyırmaya başladım.
Neden dar ki bu lanet olası pantolon !?
Agh, güçlükle çıkarttığım pantolonun ardından, patronum karşımda yarı çıplak bir şekilde uyuyordu.
Jason'un tshirt'ünü elime alıp Harry'e yaklaştım ve aklıma gelen şey ile elimi alnıma vurdum. Çünkü; bu tshirt'ü giydirebilmem için Harry'i dik bir konuma getirmem gerekiyor ve bu inanın ki pek de kolay olmayacak. Benim neredeyse iki katım kadar iri olan birinden bahsediyorum.
Sakin olmaya çalışarak bir kolumu Harry'nin beline doladım. Diğer kolum ile de omuzundan tutup onu yavaşça kaldırmaya çalışırken, Harry'nin ani bir haraket ile konumlarımızı o üstte ben ise altta olarak değiştirmesi bunu engelledi.
Yaşadığım şok ile çığlık atıp Harry'nin gözlerine bakarak sinirli bir şekilde;
"Ne yaptığını sanıyorsun sen !?" Dedim. O ise sanırım alkolün vermiş olduğu etki ile kahkaha atıp üzerime çıktı ve kollarını yatağa koyup üzerimde ki ağırlığı dengelemeye çalışıp yüzünü bana yakınlaştırdı. Dudaklarıma doğru nefesini üfleyince, burnuma alkol kokusu yerine nane kokusu dolunca kaşlarımı çatıp Harry'ye bakmayı sürdürdüm. O ise sonunda konuşması gerektiğini hatırlayıp konuşmak için dudaklarını araladı ve bir eli ile yüzümü avuçlarına alıp;
"Sana sürekli yakın olmam için sarhoş numarası mı
yapmalıyım güzelim ?" Dedi.Ne yani ? Sarhoş değil miydi ?
"Ama, sen içki kokuyorsun ? Nasıl nefesin içki kokması gerekirken nane kokuyor ?"
Kurmuş olduğum cümleyi Harry'nin anlamasını umarak -çünkü ben bile ne dediğimi anlayamadım- konuşmasını bekledim.
"Aslında, evet. Buraya gelmeden önce içki içmiştim. Fakat ben kolay kolay sarhoş olmam güzelim. Buraya gelmeden önce de iyi bir çocuk olup dişlerimi fırçaladım. Sonrasında aklıma gelen bu zekice plan ile üstüme içki döktüm. Sırf daha çok içki kokusu al diye. Buraya geldiğinde de planım işe yaradı ve sen beni sarhoş sandın. Yaptığım uyuya kalma numarası ile de şuan istediğim yerde ve şekilde yani, senin üstünde, yarı çıplağım. Nasıl ? Planımı beğendin mi prenses ?"
Dedikleri üzerine ağzım ' o ' şeklini alırken ne diyeceğimi bir türlü kestiremiyordum.
Sırf bana yakın olmak için mi bunu yapmıştı ?
Bu düşündüğümü ona sormak en mantıklısı diye gözlerimi kısarak ;
"Sırf bana yakın olmak için mi bunu yaptın ?" Dedim.
O ise bana yamuk bir sırıtış yollayarak başını salladı ve;
"Evet, güzelim." Dedi.
Neden bilemiyorum ama sinirlerim beni ele geçirmiş gibi oldu ve o an gelen ani sinirle;
"Kalk. Üstümden. !" Dedim. Fakat o sırıtmasını bozmayıp;
"Hayır." Dedi. Elimle onu ittirmeye çalışıp;
"Seni lanet numaracı ! Hemen kalk üstümden ! Ne cüretle bunu yaparsın !? Sen kendini ne sanı-"
Kelimelerimin bölünmesine sebep olan şey Harry'nin bir anda dudağını, dudaklarıma bastırması olmuştu. Kafamı sağa doğru çevirip dudaklarının baskısından kurtuldum ve yüksek bir ses tonu ile;
"Ne yaptığını sanıyorsun sen !?" Dedim.
Harry, sakinliğini bir saniye bile olsun bozmadan işaret parmağı ile çenemi tutup ona bakmamı sağladı ve elini boynuma koyup, dudaklarını kulağıma yakınlaştırdı.
Nefesini bir kaç kez boyuma üfleyip boğuk aksanı ile ortamın sessizliğine uygun bir yavaşlık ile konuşmaya başladı...
"Yapmak istediğim şeyi sana anlatamam güzelim. Fakat, gösterebilirim ? Yapmak istediğim şeyi görmek ister misin prenses ?"
•••
Veee bölüm sanki biraz heyecanlı bitti değil mi ? :DUmarım bölümü beğenmişsinizdir ! ^-^
Oy ve yorumlarınızı bekliyor olacağım ! ^-^
•••
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MR. STYLES
FanfictionHarry Styles ; Ünlü bir dergi olan Vogue'un varisi, yani o şirketin patronu... Amy Black ; İşinde üstün başarılara sahip stilist... Ve onlar... Onlar aşık olmayacak... Onlar Aşkın Merkezi Olacak.