"KARŞILIK VERMELİ MİYİM ?"

2.5K 135 76
                                    

•••
Pek de uzun olmayan bir zaman sonra yeniden merhabalar ! :D Bu sefer kısa bir zaman içinde yeni bölümü yazıp, yayınlamak istedim. Nedenini aslında bende bilemiyorum ama sizler için bulduğum her boş vakitte bölüm yazmaya çalışıyorum. Umarım beğeneceğiniz bir bölüm yazabilmişimdir ^-^
Bu arada multide ki Amy'miz yine çık sexy *-*
Ahahahaha şimdi ben burada bulunan yazıma bir son verip, sizleri yeni bölüm ile buluşturuyorum :D
İyi Okumalar Waffle'lar ! ^-^
•••

Harry;

Tıpkı benim sana ihtiyacım olduğu gibi...

Bunu neden ona söylediğimi ya da neden böyle bir şey düşündüğümü bilememek bana hiç de yardımcı olmuyordu. Ve Oh, hayır. Ona delilercesine aşık değilim. Bunun böyle yorumlanmasını istemem.

Sanırım bu hormonal bir ihtiyaç...

Ya da başka bir şey... Fakat ben bunu çözümleyemiyorum.

Ona ilk iş günü için, sexy bir kıyafet giy demiştim. Giymiş olduğu elbise pek de sexy denilecek bir tarzda olmasada, vücut hatlarını tam anlamıyla sarmış, kıvrımlarını gün yüzüne çıkartmıştı. Ben o kıyafetin çok daha iyilerini -daha sexy olanlarını- giyenleri bir çok kez gördüm. Ama o farklı olmuştu işte ! Lanet olsun ki onu delilercesine sevmesem de deliler gibi arzuluyordum.

Sevmek, aşık olmak... Bunlar benlik şeyler değil. Genelde kızlar ile olan ilişkim; geceleri başlar, sabahları sonlanır. Hayır, hayır. Kötü çocuk değilim. Yani insan öldürmem. Sadece bir kaç kişinin acı çekmesini sağladım hepsi bu. Zaten insan öldürmek yerine acı çektirmek daha mantıklıydı. En azından bana göre. Acı çeksin ki, yaptığı yanlışı bir daha tekrarlamasın.

Dediğim gibi, ben sadece temel ihtiyaçlarını gidermek isteyen, yakışıklı, karizmatik, bakışları ile kızları eriten normal (!) Bir erkeğim.

Amy'e neden bu denli kafa yorduğumu anlayamıyorum. Sadece... sadece; ona ve o kıvrımlı vücuduna dokunmak istiyorum.

Her gün, her gece...

Odasına girince yayılan kokusu beni baştan çıkartıyor, tıpkı bir tinerci gibi o kokuyu sürekli içime çekmek istiyordum.

Kısa sürede yaratmış olduğu bağımlılık etkisi, beni ona çekiyordu.

Sanki Zihnim bana emrediyordu. Ve ben de ona itaat ediyordum. Bu yüzden bunlar zihnimde canlanınca ona her fırsatta sarılıp, kafamı boynuna gömüyordum.

Ve şimdi de gitmesini istemiyorum. Belkide ağzımdan istemsizce dökülen bu sözcükler onun yanımda kalmasını sağlar ha ? Ne dersiniz ?

***

Amy;

Tıpkı benim sana ihtiyacım olduğu gibi.

Benim ihtiyacım olduğu gibi.

İhtiyacım olduğu gibi.

İhtiyaç.

Herkesin bir ihtiyacı yok mudur bu masum gözüken ama hiç de masum olmayan dünyada ?

Kimilerinin ihtiyaç duyduğu şey, daha lüks bir konut, iyi bir gelir iken; bazıları ise sadece huzur ve sevgiye eksiklik hissederler.

Ama Harry'nin bahsetmiş olduğu ihtiyaç...

Ulu Tanrım ! Neden bu gibi zamanlarda beynim uyuşuyor !?

Ne yapacağımı kestirememek o kadar berbat bir his ki...

Kafamı ne zaman aşağıya indirmiş olduğumu bile bilmeden, Harry; baş ve işaret parmağını çeneme koyup ona bakmamı sağlamıştı.

Hani derler ya; gözler herşeyi anlatır hah ! İşte o sözü unutun gitsin. Çünkü Harry'nin gözlerine bakınca, sadece karmaşıklık var.

Hissedebildiğim tek şey, onu çözümleyemediğim...

Aslında bakarsanız, ben onu bu işe ilk başladığım günden beridir çözümleyemiyorum.

Bana karşı olan davranışları çok... değişikti ?? Oh, hayır. Bunu sana karşı ayrımcılık yapıyor gibi algılamayın. Ben kendimi asla öyle görmedim.

Ama bir şey fark ettim de...

O neden benim herşeyime karışıyordu ??

Giymiş olduğum kıyafetlerime...

Çizmiş olduğum tasarımlara...

En önemlisi hayatıma...

Ve de yaşantıma gayet normal şekilde devam ederken, bir anda böyle bir olayın içine girmiş olmam...

Size de çözümlenmesi güç bir konu gibi gelmiyor mu ??

***

Harry'nin hâlâ beni sarmalayan kollarını gevşetmediğini anlayınca, elimi titrekçe sert göğüsüne bastırdım ve benden ayrılmasını sağladım. Bu sefer diretmeyip, yavaşça kollarını gevşetti.

Ellerini, kolumdan yavaş hareketlerle indirip bileklerimi tutu. Canımı yakmayan türden bir tutuştu bu...

Ortamda ki gergin hava cidden insanı boğan bir türde idi. Hatta neredeyse içime çektiğim her nefeste oksijen değilde, gerginliği soluduğumu, bu sebepten vücudumun kasıldığını açıkça belirtebilirim.

Ben bunları düşünürken, hâlâ bileğimi tutan o iri ellere baktığımı fark ettim. Bileklerimi tutan ellerine bakmayı kesip, gözlerine odaklandım.
Ağzımı konuşmak için hafifçe araladım ve ne diyeceğimi bilmeden konuşmaya başladım.

"...Şey, ben... ben Jason'un yanına gitsem i-iyi olacak." Zorlukla toparlayıp kurduğum cümlem sonunda derin bir nefes alıp yutkundum.

"Neden..?" İlk defa bu kadar alçak ses ile konuşmuş olan Harry'den yavaşça ayrılıp yere düşen çantamı aldım ve sesimi tıpkı onun gibi alçaltmaya özen göstererek ;

"Çünkü yanında şuanda kimse yok. Yardıma ihtiyacı olabilir." Omuz hizamdan ona bakarak söylemiş olduğum şeyden sonra sol ayağımı hafifçe yukarıya doğru kaldırıp ona döndüm.

Ben ona bakmaya devam ederken, Harry'nin ağzından sadece "Hah!" Kelimesi çıkmıştı. Sonrada omuzlarını düşürüp, kafasını hafifçe yana eğip ;

"Söylediğim şey sana hiç bir anlam ifade etmedi... değil mi güzelim ??" Dedi. Şaşkınca ona bakmayı sürdürdüm. Çarpık bir şekilde sırıtıp bana bakıyordu.

Ama bu öncekiler gibi bir sırıtma değildi. Bu sırıtma da yatan ana duygu acıma idi.

Bana mı acıyor du yoksa ?? İyi de neden bana acısın ki ??

Kahretsin ! Konuşması lazım ! Bir şeyler demesi lazım ! Beni bu lanet karamsarlıktan kurtarması lazım ! Fakat o sadece... susuyordu. Kurduğu cümleyi hatırlayınca belki de benden bir cevap bekliyor olabilceğini düşündüm. Ciddi olmaya çalışarak ;

"Evet. Söylediğin şey hiç bir anlam ifade etmedi." Dedim. Sonrasında ise
"Şimdi, Jason'un yanına gitmem gerekiyor." Diyip cümlelerimi tamamladım.

Arkamı dönüp gidiyordum ki, Harry'nin adımı söylediğini duyunca, durdum. Hızlı adımlarla önüme geçip belimden sıkıca kavrayarak neredeyse tek vücut haline gelmemizi sağlayıp ;

"O zaman bu da sana bir anlam ifade etmez." dedi. Tek kaşımı merakla havaya kaldırıp ne demek isteğini sormaya karar verdim.

Tam da ağzımı düşündüğüm soruyu ona yöneltmek için aralamıştım ki, Harry dudaklarını, dudaklarıma hapsetmişti. Gün yüzüne çıkan iç sesim -Şimdi ne yapacaksın- sinyallerini bana yollarken, ben yine ne yapacağımı bilemiyordum...

Karşılık vermeli miyim ?

Yoksa yine anın geçmesini mi beklemeliyim ?

•••

Umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur ! Oy ve yorumlarınızı bekliyor olacağım ! ^-^

•••


MR. STYLESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin