her türlü bağımlılık - 5

1.6K 120 80
                                    


Koridor. Karakol. Amca. Yiğit. Asude. Stres. Bitmeyen stres. Başa üşüşen talihsizlikler.

Yok canım, adamı tanımıyor gibi yapsa iyice şüphelenirdi amcası. Hem adıyla seslenmişti bikere Yiğit bey! Ayh ne yapsaydı! Bir an telaşa kapılsa da ortalığı toplamakta iyiydi o. Saçma da olsa yapardı bir şeyler. Dönerdi direksiyon. Dümen mi demeliydi yoksa. Dönerdi dümen.

Amcası da çoktan arkasına dönüp bakmıştı zaten. O da amcası gibi döndü arkasına. Yiğit komiser bir kaç adım önlerinde durup önce Kasım beye başıyla selam verdi sonra da elindeki kimliği kıza uzattı.

Asude, uzatılan kimliği hemen alıp cebine koyarken suratına da minnettar bir tebessüm kondurdu. Mimiklerinde biraz da sancı vardı. İnşallah Yiğit bey "ne düşürmesi, unutmuşsunuz" demez sancısı.

"Aa, kimliğini mi düşürmüşüm?! Çok teşekkür ederim memur bey. Siz düşürdüğünü  görüp peşimden gelerek vermeseniz ben inan ki günlerce fark etmezdim bile. Sonra her yerde ara babam ara! Allah sizden razı olsun."

Yiğit hafifçe başını oynatıp "Rica ederim. İsminizi de üzerinden gördüm, o sayede seslendim. Kimliğinize dikkat edin, kimlik bilgileri önemli." dedi ve başıyla adama ve kıza yeniden selam verip uzaklaşmaya başladı. Kızın soyadına dikkat etmemişti onca zaman ama kimlikte yeniden görünce, üzerine amirinin yanında kızı görünce fark etmişti ki amirinin kızı olmalıydı bu kız. Koridorda da amiri ortaya çıkınca arkasına saklanmıştı zaten, demek o sebepleydi. Eh, ucuz atlatmıştı kız bu olayı. Bi şükretmeliydi kesin. Yiğit'e de hiçbir şey çaktırmadığı için dua ederse fena olmazdı hani.

Asude, Yiğit uzaklaşırken amcasından da kimliğine dikkat etmesi ve kaybetmemesi hakkında tembih almaya başlamıştı. Hıhı deyip başını sallasa da dikkati amcasında değildi. İçinden Yiğit komiserin akıllı adam çıkmasına sevinip Allah razı olsun ile başlayarak dua ediyordu.

Oh be, şu gün de böyle hayırlısı ile sona yaklaşmıştı ya, daha ne isterdi! Amcasının ikram ettiği çayı keyifle yudumladı. İşte şimdi keyfi yerine gelmişti.

👮‍♂️👩‍🎓

"Dede yaa!" diye seslendi içeride oturan yaşlı adama, elindeki fırından yeni çıkmış tepsiyi sofrabeziyle sarıp sarmalarken. Soğumasındı cânım yiyecekler. "Sanırım ben çok pis bir bağımlıyım!"

"Neye!?" diye seslendi Bahadır bey, merakla.

"Sana, demek isterdim ama maalesef milföye! En iştahsız ânımda bile beş altı tane götürebilirim!"

Kaldı ki şuan epey iştahlıydı genç kız. Gündüz yaşadığı atraksiyonlu olaylardan sonra iyice acıkmıştı. Bütün tepsiyi bitirebilirdi tek başına.

Yaşlı adam güldü. Güldüğünü görmese de  biliyordu Asude. Ee dedesiydi o, tanıyordu onu.

"Bağımlılığın her türlüsü kötüdür yavrum, aman dikkat et!"

"Ederim ederim dedeciğim! Sen dersin de etmem mi!"

Bir yandan dedesiyle konuşup bir yandan sofrayı hazırladı. Sonunda her şey hazır olduğunda mutlulukla ve gururla masaya baktı. Şaheseri ortadaydı! Aç kalmayacaklardı sonuçta, onları aç bırakmayan her şey şaheserdi kız için. Yoksa öyle aman aman yemek yapmayı bilmiyordu. Bildiği belli başlı şeyler vardı. Ha internetten baka baka her şeyi yapardı, o ayrı. Ellerini birbirine kavuşturup "Oohh" dedi masadakilere bakarken. Milföy yapmıştı. Patates kızartmıştı. Çay demlemişti. Kahvaltılıkları koymuştu. Daha ne olsundu? Zaten üç kişilerdi şunun şurasında. Fazla yapsa ziyan olacaktı.

MehsâHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin