alın yazısı - 23

679 79 103
                                    

Hayri abinin mekânı. Bir kaç gün sonra. 

''Hayır yani ben neden buradayım ki Özlem?!''

Asude'nin mızmızlanmaları üzerine ona sertçe bir bakış attı genç kadın. 

''Ne demek niye buradayım ya, arkadaşının yanında olmak için.''

''İyi de, Derman komiserim seninle konuşmak istemiş. Benimle değil. Liseli ergen misin sen, neden buluşmaya giderken beni de peşine takıyorsun? Gerçi şimdikiler özellikle yalnız buluşuyor, neyse. Hayır yani koca koca insanlarsınız. Oturup iki kelime konuşamayacak mısınız, anlamadım ki.''

Özlem sıkıntılı bir nefes verdi. ''Uff Asude, ne söylendin! Ben seni yanımda istedim ya, böyle mızmızlanırsın tabi. İstemesem burnumun dibinde biterdin ama. Bu kadar aykırı olmak zorunda mısın birtanem?''

''Tamam ya, bir şey demiyorum. Hem ben kendim için demedim ki, Derman komiserim için dedim. Adam ne düşünecek şimdi beni görünce? İşine çomak sokar gibi olayın ortasında bitiverdim sanacak.''

''Sanmaz bir şey, boş ver sen.'' dedikten sonra saatine baktı Özlem. Gergin bir bekleyiş içindeydi. Konuyu tahmin ettiği için olsa gerek, iyice stresliydi. Derman'ın tatlı tatlı biraz konuşabilir miyiz demesine bir anlık gaflette bulunup hayır diyememişti, peki deyivermişti. Ama sonra ne yapacağını bilemeyip kendini şu anki durumda buluvermişti işte.

Asude önündeki limonatadan biraz içtikten sonra dayanamayıp yeniden lafa girdi.

''Özlem ya, bir şey soracağım? Sen neden bu kadar gerdin ki kendini? Daha önce hiç olmadı değil yani. Anlatmıştın ya bana, yine biri seninle görüşmek istemişti, gayet net konuşup reddetmiştin falan. Ben yoktum o zamanlar yanında. E madem istemiyorsun, Derman komiserime de aynı şekilde postayı koyarsın. Bu kadar.''

Posta koymak lafı Derman ile aynı cümlede geçince Asude'nin içi sızlasa da yapacak bir şeyi yoktu. Canı arkadaşını zorla, sırf adamı kendi sevdi diye, istemediği biriyle bir araya getirecek değildi. Ama bu konuda kendini haklı buluyordu. Cevap bekliyordu. Özlem madem o buzdolabı kadındı, tavrını net belli etmekte ustaydı, neden şimdi böyle heyecanlı-gergin gibiydi ki? Her zamanki gibi olacaktı altı üstü. 

''O kadar kolay değil. Derman o adam gibi değil, daha farklı. Ona davrandığım gibi Derman'a davranmaya vicdanım el vermez. Demiştim sana, hoşlanmamıştım hiç onun bazı tavırlarından. Ama her ne kadar önceleri Derman'ı yalaka, aşırı rahat, gamsız, herkesle fazla samimi sansam da öyle düşündüğüm gibi biri olmadığını gördüm. İyi kalpli biri aslında. Ve kalbini kırmak istemiyorum.''

Asude'nin kaşları kalkıp gözleri irice açılırken dudakları da bir şaşkınlıkla hafifçe aralanmıştı. ''Özlem, sen Derman komiserimden hoşlanmış olabilir misin?'' diye pat diye soruverdiğinde karşısındaki arkadaşı itiraz ederek atıldı hemen.

''Saçmalama Asude! İyi ki bir şey dedik sana da! İyi bir insan, tamam, ama bu ondan hoşlandığım anlamına gelmez.''

Asude kollarını birbirine bağlayıp arkasına yaslandı. Hak verircesine başını salladı. ''Doğru, hem hoşlanmak ne ki, ya seversin ya sevmezsin birini.''

''Yani.''

Az evvelki kabullenişinin aksine inatla başka bir noktaya değindi kız. Fakat kendi içinden. ''Ama demedi deme, sen bu konularda çok netsindir. Aha karşımda böyle duruyorsan vardır bu işin içinde bir şey. Tanıyorum seni. Bekle sen, zamanla anlayacaksın. Bu adamın yeri farklı sende. Gör bak. Bakarsın o senin peşinden koşmayı bırakır, sıra sana gelir. Ay öyle bir şey olsa ne gülerim. Düşünsene Özlem, Derman'ın etrafında, ona iyi davranıyor, yakın davranıyor, kendini kabullendirmeye çalışıyor falan. Elinde yüzükle evlenme teklif eden bir Özlem. Derman'a yavru kedi gibi bakıyor falan...'' 

MehsâHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin