değirmende ağarmış saçlar - 16

837 67 186
                                    


Hayri beyin mekanı. Gerginlik. Telefona olan meraklı bakışlar. İyi insan lafın üstüne. Hâlâ masanın üzerinde titreyen alet.

''Açsana artık Özlem! Adam belki önemli bir şey için arıyor!''

İkisi de telefona dik dik bakmayı kestiğinde Özlem ''Doğru, işle ilgili olabilir.'' deyip telefonu kapanmadan evvel çabucak açtı ve kulağına götürdü.

''Efendim?''

''Özlem! Neredesin, napıyorsun?''

Derman'ın sesi biraz heyecanlı gibiydi. Her zamanki gibi. Aniden bu soruları sormasına şaşırsa da istemsizce itaat edip adama cevap verdi. Öyle bir sormuştu ki acilen cevap vermesi gerekir gibi hissetmişti. İnsan gerçekten de Derman'ın enerjisine ister istemez ayak uyduruyordu, öyle bir adamdı.

''Hayri abinin orada bir şeyler yiyorum. Ne oldu ki?''

''Tamam, geliyoruz. Görüşürüz.''

Telefon aniden kapandı ve Özlem şaşkınlıkla ekrana baktı. Neydi şimdi bu? Sorusuna cevap bile vermeden kapatmıştı adam! Bir de geliyoruz demişti değil mi, yanlış duymamıştı? Mesai saati dışında bile rahat yoktu! Hem bu nasıl bir emrivakiydi böyle? Hiç sevmezdi emrivakileri!

''Ne oldu? Neden ekrana bakıyorsun öyle aval aval?''

Özlem, Asude'nin sorusu üzerine telefonu masanın üzerine bırakıp sitemli bir şekilde iç çekti. ''Ne bileyim, anlamadım ki! Neredesin ne yapıyorsun dedi, cevap verdim. Ne olduğunu bile söylemeden geliyoruz deyip kapattı! Bu adam çıldırtacak beni! Hayır belki müsait değilim, belki işim var, belki gelmeni istemiyorum. Sordun mu da geliyorsun?''

Asude ağzını açıp bir şey demedi, çünkü Özlem haksız değildi.  Özlem bir an celallenip telefonu aldı ve Derman'ı aradı.

''Neden arıyorsun?''

''Gelme diyeceğim! Arkadaşımla buluştum burada kırk yılın başı. Sormadı bile müsait misin diye!''

Asude kabullenişle bekledi ama ne Derman telefonu açmıştı ne de Özlem içinden geçenleri söyleyebilmişti.

''Bir de açmıyor.''

''Belki işle ilgilidir, ondan geliyordur. Önemliyse...''

''Bilmem ki, olabilir tabi. Muhtemelen öyledir.'' deyip arkasına yaslandı Özlem. Daha sakindi şimdi. 

''E o zaman bırak adamı gelsin. Ne atarlısın sen de! Gelince anlarız neymiş ne değilmiş.''

Özlem, Asude'ye hak vererek başını salladı. Fazla mı tepki vermişti ne? Sonuçta meslekleri önemliydi, tatil - mesai saati falan dinlemeyebilirdi. Konu buysa abartmış oluyordu. Konu Derman olunca kızacak yer arıyordu belki de.

Onlar sohbet edip beklerken yaklaşık on dakika geçmişti ki Asude yanlarına doğru yaklaşan iki adamı fark etti. Derman ve Yiğit. Birlikte geliyorlardı. Artık onları yan yana görmek genç kız için çabucak alıştığı bir durum haline gelmişti.

''Geldiler.'' dedi Asude. Özlem de dönüp baktığında Hayri beye çay sipariş eden Yiğit ve doğruca masalarına yürüyen Derman'ı gördü.

Derman ''Selamün aleyküm.'' deyip Asude'nin yanındaki boş sandalyeye oturdu çünkü Özlem'in karşı tarafında olursa gerektiğinde yüzünü daha rahat görebilirdi. ''Asude, sen de buradaymışsın.'' diye ekledi ardından. Onun orada olmasını beklemediği anlaşılıyordu. Selamı alındıktan sonra Asude ''Evet, Özlem ile buluşmuştuk, sohbet ediyorduk.'' diye cevap verdi adama. Bu sırada Yiğit de gelip selam vermiş, tek boş kalan yere, Özlem'in yanındaki sandalyeye oturmuştu. Onun da selamını aldıklarında Yiğit'in bakışları da bir an masadaki genç kıza dokundu. Onun burada olmasını beklemiyordu. Bu sıralar çok sık karşılaşır olmuşlardı. 

MehsâHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin