19 Haziran 2021 Güncellemesi:
Okuyucularımın yorumlarına, eleştirilerine karşı her zaman saygı duyuyorum ve "bu da yazılmaz ya" denilen şeyleri bile empati kurarak karşılıyorum. Böyle dediyse bir yaşanmışlığı vardır, diye düşünüyorum. Fazla iyi niyet diyebilirsiniz ama ben şahsıma hakaret olmadığı sürece her eleştiriye, düşünceye açığım. Olayın içinde olduğumuz zaman her şey çok buğuludur, net kavrayabilmek açısından duyguları bir kenara bırakmak ve mantıklı yaklaşmak gerekir. Eleştiri bu yüzden yön verir, benim duygusal yaklaştığım olaya, (ki bu bence kurguyu en ince detayına kadar bilmemden kaynaklı.) duygusal bakmazsınız, neyi yansıtırsam onu görürsünüz. Evet, yansıttığım şeyler üzerinde konuşabilirsiniz ama olmamış ve olacağına dair tek bir ipucu bile vermediğim şeyler üzerine... Lütfen yapmayın. Lezâ Çukuru yalnızca sekizinci bölümden ibaret değil. Hiçbir kurgu yalnızca bir bölümle yargılanamaz. Farklı şeyler yazmayı, kendimi geliştirmeyi seviyorum her kurguyu aynı yazamam, tekrara düşerim. Vurgun ve Güz Esintisi isimli kurgularım konusu gereği ağır. Orada çok fazla cinsellik anlamında yetişkin içerik yok, Lezâ Çukuru gibi konuya anında giremem, anlatamam, üzerine düşünülmesi gerek. Bölümler de bu yüzden uzun, duyguyu öyle çok daha iyi geçirebildiğime inanıyorum. Lezâ Çukuru ilk başlarda yazarken eğlenmek istediğim, sonunu düşünmeden ne istiyorsam onu yazdığım bir kurguydu ama 10. Bölümden sonra artık eğlenmelik yanı azalan, daha çok derin konulara inilen bir evrene dönüştü. Lezâ Çukuru tahmin edemeyeceğiniz kadar ağır ve derin bir evren haline geldi. Ne yazacağım konusunda özgür bir insanım, siz de düşüncelerinizi ifade etmek de ama varsayımlarla değil. Çakır Kağan'ı nasıl yazdıysam öyle biri. Nazik, bilinçli serseri, libidolu bir karakter ve bunun yanında çocukluğunda çok ama çok zor şeyler yaşamış biri. Belki o yönünü diliyle bastırıyordur nereden bilebilirsiniz değil mi? Sabrederseniz öğrenebilirsiniz tabii! :) Ahu Dila... Dik başlı, inatçı, babasından dolayı hiçbir zaman kimseye güvenemeyecek. Evet, böyle, yaşadıklarının yalnızca birazını anlattım. Yaptıklarının her zaman arkasında ve yaptığı her şeyin bedelini ödemeye hazır. Duygularını saklar, açamaz, böyle biri ve hiç kimse ona istemeyeceği bir şeyi yaptıramaz. Yazdıklarımı sevmek zorunda değilsiniz, sizin yaşamınıza ya da çizgilerinize hitap etmek zorunda değil. Bu benim hayal gücüm, istemezseniz dahil olmazsınız, hepsi bu kadar. Her zaman söylerim, büyük konuşmak değil, kendimi biliyorum. Kadın karakterlerimin belini bükmem, gerçek hayatta yeterince bükülüyoruz. Tek istediğim karakterlerimi ve beni anlamanız, yoksa da canınız sağ olsun. Uzun oldu, bir hatam varsa affola. Sevgilerimle.Oy vermeyi ve bölümü yorumlamayı unutmayın lütfen!
Matt Maltese, As the World Caves In
9. Çamur İzleri
Part IÇamura batmıştım ve battığım çamuru parlatacak kadar yetenekli heykeltıraş değildim.
Zihnimdeki düşüncelerin çamurdan izleri, yirmi sekiz dakikadır hiçbir şey düşünmeden baktığım boşluktaydı. Ela renk gözlerim buğuluydu ve ağlamamak için birbirine bastırdığım dişlerim artık acıyordu.
Önüme koyulmuş olan fincan içindeki kuru kahve ve yarım kesilmiş limon bile midemi bulandırıyordu. Çamura batmamın sebebi olan adam, karşıma geçmiş ve bana, sanki bu hale beni o getirmemiş, dakikalarca kusmama neden olmamış gibi kahve ve limon hazırlamıştı. Buğulu gözlerim, fincan içinde, üzerine limon sıkılmış olan kahveye baktığında yeni bir mide bulantısının eşiğindeydim.
''Karıştırayım,'' dedi, gergin ses tonuyla ve fincanın içinde duran çay kaşığıyla gürültülü bir şekilde kahveyi ezmeye başladı. Rest&Bar'ın mutfağında, düğmesini bile kapatamadığım pantolonumla, sırtı deri bar taburesinde oturuyordum ve etrafa bomboş bakışlar atıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEZÂ ÇUKURU
Teen Fiction''Ahu Dila Tanin.'' Sesi şehrime düşen yıldırım gibiydi, sesi şehrime düşmekle kalmayıp evimi viran ederdi. Dehşetle kapattığım gözlerim, adım yabancı sesin dudaklarından döküldüğünde aynı dehşeti yaşarcasına tekrar açıldı. ''Lezâ Çukuru... Cehennem...