Merhabalar, biz geldik!
Satır aralarında yorumlarınızı görmek istiyorum, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen!
Twitter'da #LezaÇukuru etiketiyle attığınız her tweete ve Tiktok'da #LezaÇukuru etiketiyle attığınız her paylaşıma bakıyor olacağım^^
Spotify'da "burcinsaridogan34" ya da "Lezâ Çukuru" yazarak, tüm şarkılara toplu bir erişim sağlayabilirsiniz.
Keyifli okumalar!
Bölüme geçmeden önce ağlarımızı bırakalım: 🕸Perdenin Ardındakiler, Yarınlar Var
Melike Şahin, Deli Kan
Seksendört, Pert Oldu
Seksendört, Yağmur Yüreklim
Billie Marten, Cursive
21. Tanrının Gözünde Kaybeden
Sevgi inançtır. İyi bir noktada insanın ayaklarını yerden keser; kötü noktaya geldiğinde, onu kaybettiğinde umutları yakar. ''Aşk bir inançtır,'' der Alma Katsu ve ekler: ''Ve bütün inançlar sınanır.''
Okuduğum kitaplardan izler taşıyan hislerle karşılaşmadım diyemem. Başrol karakterin babası ona tokat attığında nasıl hissettiğini biliyorum; ailesi onun iyiliği için kurallar koyduğunda, kısıtladığında ve o kurallar ağır geldiğinde son çareyi evden kaçmakta bulan bir karakteri okuduğumda da nasıl hissettiğini biliyorum.
İnsan, sorarsan en çok kendinden bir parça bulduğu için okur ama kitaplara bağlandığı dönem de art arda kitaplar devirmesinin sebebi içinde bulunduğu dünya artık ona acıdan ve çok fazla düşünmekten başka bir şey vermediğindendir.
''Kendi hayatımda kayboldum, başka bir hayatta ise kendimi buldum,'' der mürekkep kalpli yazar. Okur içinde böyle midir, diye bir soru yöneltirsem kendime, evet öyledir çünkü lise yıllarımda bedenen konum değiştiremesem de dünyadan ruhen kaçmak için, hayali dünyalara sırtımı yasladığım çok oldu.
Yiyecek yemek bulamadığı için aç yatan karakteri, kız kardeşi eksik kalmasın diye elinde kalan son parasını istediği şeyler için kullananı, annesine şiddet uygulayan babasını gördüğünde akıttığı göz yaşı damlasının nasıl yanağını yaktığını, hatta babasını öldürmek isteyen ama katil kelimesinin ağırlığını kaldıramayacak olanı da... Annesi bir gün ölecek diye çok korkanı da... Hepsini anladım, hepsini anladık çünkü yaşadık.
Yarım hissettiğimiz hisler de vardı. Aşk gibi...
Kitaplarda çok güzel bir aşka sahip olan çiftleri okurken yarım kaldığımız hisler bize çok yakındır. Erkek karakter, kadın karakteri öptüğünde heyecanlanır, midemde kelebekler uçuşur, kramplar girerdi ama bu his ne kadar okursam okuyayım hep yarım kalırdı. Çok isterdim; okulda tanıştığım ve hayatıma aldığım bir adamı öpmeyi, onunla vakit geçirmeyi, âşık olmayı ama buna hiç zamanım olmamıştı çünkü kendimi bildim bileli çalışır ve hep bir sorunla uğraşırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEZÂ ÇUKURU
Teen Fiction''Ahu Dila Tanin.'' Sesi şehrime düşen yıldırım gibiydi, sesi şehrime düşmekle kalmayıp evimi viran ederdi. Dehşetle kapattığım gözlerim, adım yabancı sesin dudaklarından döküldüğünde aynı dehşeti yaşarcasına tekrar açıldı. ''Lezâ Çukuru... Cehennem...