7. ISLAK KİRPİKLER

52.8K 4.5K 3.2K
                                    

merhaba^^
oy ve yorumlarınız eksik olmasın lütfen, iyi
okumalar. 🖤

instagram:
lezacukuruofficial
burcinsaridogann
cakirkaganalicioglu
ahudilatanin

bölüm şarkısı:
shamrain • raindrops

7. Islak Kirpikler

          Bir gürültünün tam ortasında, gürültünün parçaladığı kelimelerden ibarettim. Kelimeler ağzımın içinde parçalanırken, dudaklarım dakikalardır aptal bir gülümsemenin eşiğine sırtını yaslamıştı.

Elimde Çakır Kağan Bey'in elimin yanmaması için almış olduğu ince, kumaş eldiven vardı ve demir cezveyi tutuyordu. Son bir kez daha elimdeki tatlı kaşığıyla, katı menengiç kahvesini karıştırdım ve süt kaynadıktan sonra granit tezgâhın üzerine koymuş olduğum siyah mat fincana boşalttım.

Fincanı küçük, kare siyah bir tepsiye koyduktan sonra, ince uzun parmaklarımla kavradım ve dakikalar önce gelmiş olduğum koridordan yürüdüm, Çakır Kağan Bey'in odasının kapısını tıklattım. Gel, sesiyle kapıyı açtıktan sonra bir eli çenesinde, diğer eli önündeki dosyalara bir şey yazdığı olan kalemi tutuyordu.

''Teşekkürler, dosyaların yanına alayım,'' dedi, bu sırada gözlerim giyinmiş olduğu kıyafetleri inceledi. Kahverengi, boğazlı bir kazak ve siyah kumaş pantolon giyinmiş, saçlarını ise sağa doğru yatırmıştı. Bir anlığına Nida'nın söyledikleri aklıma geldi, istemsizce kaşlarım çatıldı. Gerçekten dokuz milyon takipçisi vardı ve bu kadar tanınıyor muydu?

''Bir sorun mu var?''

''Hayır,'' dedim kekeleyerek. ''Sadece çok dalgınım.''

Kahvesini istediği gibi dosyalarının yanına bıraktım, bir şey demesini beklemiyordum ama gözlerimin tam içine direkt bakınca, bir şey diyecekmiş gibi bekledim.

''Kız kardeşinizi mi düşünüyorsunuz?''

''Düşünmediğim tek bir an bile yok,'' diye yanıtladım. ''Ne yapacağımı bilmiyorum, öyle kötüyüm ki, bu gece hastaneye bile gitmek istemiyorum çünkü yüzüm yok.''

''İşlerim bittikten sonra beraber mekânıma gideriz, olur mu?''

Olur anlamında başımı salladım.

''Ne yemek istersiniz?'' diye sordum çünkü henüz sekreteri Ravza, mailime yemek listesi içeren bir tablo atmamıştı. ''Mailime henüz gelmedi de yemek listesi...''

''Bugün canım pek bir şey istemiyor,'' diye konuştu, Çakır Kağan Bey sıkıntılı bir nefesle. ''Birazdan toplantıya geçeceğim, sade bir türk kahvesi alayım, kâfi.''

''Ama sadece türk kahvesiyle beslenmek olmaz ki,'' dedim, çok bilirmiş gibi. Bakışları değişti, bal rengi iri gözlerinden, gözlerime bir köprü döşedi, sakin bir şekilde konuştu.

''Olmaz mı?'' diye sordu, bir eliyle menengiç kahvesinin olduğu fincanın ince kulpunu kavrarken. ''İyi o zaman, oldur bakalım. Ne yememi istersin?''

''Malzeme var mı bilmiyorum, yani ne sevdiğinizi ya da ne sevmediğinizi bilmediğim için pek bilemedim...''

''Bugünü boş ver,'' dedi, kahvesini yavaş yavaş yudumlarken. ''Bugün hiç keyifli bir gün değil. Ben dışarıda bir şeyler atıştırırım.''

''Neden evde yemek yemiyorsunuz?'' Bir anlığına sormamam gereken bir soruyu sormuşum gibi hissetmiştim. ''Yani kusura bakmayın ben biraz meraklandım da...''

LEZÂ ÇUKURUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin