3. İZ

62.6K 5K 6K
                                    


bölüm şarkısı:
lennon stella
like everybody else

3. İz

İfadesizlik bir maske olsaydı, buzdan gülümsemesini kapatabilmek için takardım.

İri, koyu kahve gözlerin içinde gördüğüm o ifade beni bu düşünceye itmişti. Buzdan gülümsemesi dudaklarının kıvrımına yayılırken, ifadesizce izlemeye başlamıştım ama çenesindeki derin kesik izi dikkatimi dağıtmış ve istemsizce kaşlarımı çatmama sebep olmuştu. Çenesindeki izi başparmağıyla nazikçe okşadı, o an neden bilmiyordum ama zorlukla yutkundum.

''Artık kahveyi nasıl içeceğinizi söyleyecek misiniz, Ahu Dila Hanım?'' dedi, Çakır... Çakır Kağan Bey... doğru mu duymuştum sahiden? Yaklaşık yedi dakikadır bunu düşünüyordum.

En yakın arkadaşımın arkadaşıydı ve arkadaşımın arkadaşı olmakla kalmayıp bana iş vermiş olan kişiydi ve bu kişi aynı zamanda dün gece kravatından tutup, kendime çekmiş olduğum kişiydi...

''Ahu Dila Hanım?''

Düşüncelerim ekmek tahtasının üzerinde, binlerce parçaya bölündü.

''Kusura bakmayın lütfen,'' diye konuştum, en sonunda satırların içinden kelimelerimi bulmuş ve konuşmuştum. ''Sadece bu arka arkaya gelen tesadüf silsilesi içinde olduğum için şaşkınım.''

''Tesadüflere inanır mısınız?'' diye sordu, sesi durgundu. ''Kahveyi şekersiz ve sert mi içiyordunuz?''

''Hayır,'' diye konuştum. ''Şekerli içiyorum.''

Masasının üzerinde duran siyah çevirmeli antika telefona uzandı ve bir kere çevirdi, karşıdaki kişinin cevap vermesini bekledikten sonra, ''Sert ve şekerli.'' dedi, ardından beklemeden telefonu kapattı.

''Özgür'le nasıl tanıştınız?'' diye sordum, hiç beklemeden, direkt. ''Yani, dün gece tanışmıyor olsaydık eminim bu kadar şaşkınlıkla karşılamayacaktım.''

''Az önce hangisine hayır, dediniz?''

''Kahveyi sert içmediğime dair verdiğim bir cevaptı...'' İstemsizce yutkundum. ''ve şekersiz.''

Siyah kravatını nazikçe düzeltti ve dudağına yerleşen o buzdan gülümsemesiyle bana baktı. Artık gülümsemese olur muydu? Gülümsediğinde çenesindeki o iz geriliyor ve dikkatim dağılıyordu; bunu yapmasını istemiyordum.

Evet, istemiyordum.

''Özgür'ün babası, annemin şoförü.'' diye yanıtladı beni. ''ve biz çocukluk arkadaşıyız.''

''Çok eski arkadaşsınız yani,'' diye konuştum. ''Öyleyizdir.'' diye yanıtladı, sesi sakindi.

''Okuyor musunuz?''

''Evet, okuyorum.''

''Nasıl çalışmayı düşünüyorsunuz pekâlâ?''

''İşe alındım mı yani?''

''Sizi ilk gördüğüm an alındınız.'' Başparmağı çenesindeki izi aynı dakikalar içinde tekrardan buldu, yavaşça okşadı; neden bilmiyordum, lanet olsun, gerçekten bilmiyordum o bu hareketi her yaptığında kalbime köz basılmış gibi hissediyordum. ''Bunu yardıma ihtiyacınız olduğu için yaptım, siz değil de bir başkası olsaydı, bu biraz zor olurdu; dün gece tanışmamızın da etkisi büyük. Ayrıca Özgür bu işe çok ihtiyacınızın olduğunu söyledi.''

LEZÂ ÇUKURUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin