Ansızın gelmem ve kalp ritimlerinizi oynatmam yok mu, var var...
Oy ve yorumlarınız eksik olmasın, bölüm sonu açıklamasında size ansızın bir haberim daha var. Lütfen, çok rica ediyorum bölümü oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın! 🤍
instagram: burcinsaridogann
twitter: burcinsaridogan
parodiler/edit sayfası:
ahudilatanin
cakirkaganalicioglu
lezacukuruofficialBarış Akarsu, Gözlerin
14. Yağmurlu Toprak Kokusu
Kaçmak, teslim olmak demektir.
Yeryüzünde, yağmurlu toprak kokusunu boynunda taşıyan bir serçeydim; gökyüzüne küs değildim ama kinliydim, gökyüzü sisi beni kanatlarımdan vurmuş ve yeryüzünde yaşamaya mahkûm etmişti.
Kinci bir insanım; kabul ediyorum ama en çok canımı yakanlara kin tutardım. Canımı yakanı unutmazdım, canını yaktığımı da.
Yağmurlu toprak kokusu mavi, ama siyah renk ağırlıklı rengi taşıyan saçlarımdaydı. Saçlarıma ağaçların arasından sızan ışık huzmeleri değdi; parlak mavileri aydınlattı. Kaçıyordum; evden, şarkılardan, ailemden, kendimden. Okuduğum kitapların kalplerime bıraktığı yüklerden, hissettiğim duygulardan...
Kaçmak teslim olmaktır. Başımı usulca kaldırdım, kirpiklerimin arasından kökleri ruhum kadar yaşlı, kökleri zihnimdeki dünyaya kadar derinleşen ağaçları izledim. Ankara'dasın, Ankara'da olmasaydın; İstanbul'da olsaydın da kaçmak isteyeceksin çünkü içindeki ruh kendinden kaçmaya meyilli.
Bir ormanın içinde yapayalnız ve çaresizdim. Kanatlarımda çamur izleri, kalbimde pençe. Söylesene serçe, kaçmak istediğin anılarda izleri yok mu? Ondan da ruhunda bıraktığı izlerden de kaçmak istemiyor musun?
''Korkuyorum baba,'' dedim, fısıltıyla. ''Bir kez ateş ol, önümü aydınlat. Bir kez umut ol, kalbimi ferahlat. Bir kez yük olma; omuzlarımıza ellerini koy, ardı arkası kesilmeyen darbelerden koru bizi. Biz senin ailen değil miyiz, bizi niye hiç sevmiyorsun baba?''
Bir çocuğun ağlayan sesi kulaklarıma doldu.
Ağlayan sesine bile hasrettim.
Aylin, ay ağılım.
Aylin'in ağlayan sesi ormanın derinliklerinden geliyordu. Beklemedim, sesin gölgesini takip ettim. Ağlaması şiddetlendi, elimin tersiyle rüzgârın estiği yöne doğru savrulan gözyaşlarıma dokundum; yanaklarımda bana ait olmayan acıların izleri vardı. ''Abla, ne olursun yardım et,'' dedi. ''Abla, ölmek istemiyorum.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEZÂ ÇUKURU
Teen Fiction''Ahu Dila Tanin.'' Sesi şehrime düşen yıldırım gibiydi, sesi şehrime düşmekle kalmayıp evimi viran ederdi. Dehşetle kapattığım gözlerim, adım yabancı sesin dudaklarından döküldüğünde aynı dehşeti yaşarcasına tekrar açıldı. ''Lezâ Çukuru... Cehennem...