Ara satır yorumlarınızı bekliyorum.
°°°°°°°°°°°°°°°°°SUNA BAYRAKLI
Yıllar vardır bir toz gibi raflar da geciken, zamansız ölümler vardır ardında nice göz yaşı döken.
Ben suna, şehit kızı suna , yetim kız suna , bana taktıkları isimler değildi aslın da.
Ne yaşadığımdı, hangi acılara göğüs gerdiğimdi yani kısacası ateşin ardında bırakılan bir kül tanesiydi.
8 yaşında küçük bir kızdım. Evimizin önüne büyük yeşil renkli bir araba yanaştı. Arkasında tahta bir tabut üstünde ise al bayrak vardı.
Daha küçüğüm nereden bilecektim ki babamın gittiğini? Nereden bilecektim ki bir gün de çocukluğumun beni terk edeceğini.
Ben hep camlarda oturur onu beklerdim. Yılda sadece bir kaç kez gelen babam o günden sonra bir daha gelmedi.
Her gelişin de elma şekeri getiren babam bu sefer bana hiç bir şey getirmedi.
Bir askerin elinde onun resmi vardı.
Tabutun önünde yürüyerek çerçeveyi tutarken annemin dik başlı durarak oraya baktığını gördüm.Bir insan eşini, can yoldaşını, sırdaşını kısacası sevdasını toprağa gömmüştü. Hiç mi ağlamazdı? Ağlamadı benim annem hiç ağlamadı? Dilinden dökülen tek söz 'vatan sağolsun' olmuştu.
Ama ben bilirdim annemi, o acısını göstermese de her gece odasından gelen hıçkırık seslerinden tanırdım onu.
Günden güne acısını içinde yaşarken babamın kimsesi olmadığı için ne yapacağımızı bilmiyorduk. Sonra ömer dayım geldi.
Selim abi ile yalnız başına yaşayan dayım bizi kendi mahallesine götürürken ardımda kapısı kilitli bir ev ile tüm çocukluğumu bıraktım.
Dayımın evine taşındığımız da elimde ise babamdan bana kalan gümüş bir künye vardı.
O eve adım attığım da beni yeni bir hayatın beklediğini çoktan biliyordum. Yeni bir oda , yeni oyuncaklar ve selim abim vardı.
Tek çocuktum beni koruyan bir erkek babam varken şimdi burada hem dayım hem de selim abim vardı.
Buraya yeni yeni anlaşırken korkudan arka bahçeden dışarı çıkamazdım. Bazen mahallede oynayan çocukların sesi kulağıma gelirken beyaz perdenin arkasından onları izlemekle geçtim.
Bundan sonra ailem onlardı artık kabul etmiştim. Babam yoktu ama bana onun yokluğunu dolduracak annem vardı.
Bir gün beyaz perdenin arkasından yine mahallede ki çocukları izlerken kızıl saçlı benimle aynı yaşta olan güzel gözlü bir kız çocuğu gözüme takılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYLA ( REİS SERİSİ 2 )
General FictionZengin bir ailenin kızıydı o , küçüklüğünden beri disiplinle ve özel derslerle hayatını gasp etmişlerdi. Kahkaha atmayı bilmezdi o , ya da özgürce koşmayı, onun elinden her şeyini çalmışlardı. fakat tek bir şeyi alamamışlardı o da kalbini ve içinde...