Zengin bir ailenin kızıydı o , küçüklüğünden beri disiplinle ve özel derslerle hayatını gasp etmişlerdi.
Kahkaha atmayı bilmezdi o , ya da özgürce koşmayı, onun elinden her şeyini çalmışlardı. fakat tek bir şeyi alamamışlardı o da kalbini ve içinde...
Elimden geldiğince yazdığım bölümü oyalanmadan atıyorum. Lütfen sizde düşüncelerinizi yorumlarda belirtin , hepsini tek tek okuyacağım.
İyi okumalar dilerim.
°°°°°°°°°°°°°°°°°
LEYLA KIRCI
"Leyla hızlı kadınlar gelmiş annem sinirden kızardı yeminle"
Ceylanın dedikleri ile elim ayağım dolaşırken uzun kahverengi saçlarımı omzumdan geriye doğru atarak yüzüme hiç bir şey sürmemiştim.
Dün efnan teyzenin bana aldığı elbiseyi ve onun üzerine de ince bir şifon hırka giyerken aynada kendimi kısaca süzmüştüm.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ayağıma ise ceylanın verdiği kahverengi topuk çorabı giyerek elime sadece telefonu almış ve onunla beraber odadan koşar adım çıkmıştık.
Merdivenlerden inerek kapının önüne geçtiğimiz de ceylan ile ayakkabılarımızı giydiğimiz gibi kendimizi evden zar zor dışarı atmıştık.
Dün ki havaya nazaran bugün adeta yaz havası vardı. Güneş oldukça fazla sıcaklık yayarken etrafda ki hafif sessizlik bazı çocukların okulda olduklarını belli ediyordu.
Türkan teyze ile efnan teyzelerin evi karşı karşıya oldukları için kendimi oldukça şanslı hissederken kapının önüne gelerek çalmıştık.
Burası da efnan teyzelerin evi gibi iki katlı fakat onların aksine krem rengiydi. Camları yukarıdan aşağıya sürmeli ve hoş bir balkonları vardı.
Camlar da dahil bir kaç yere türkan teyze çiçekler ile donatırken buradan gözlerimi alamamıştım.
Kapının açılmasıyla içeri girerken ayakkabılarımızı çıkarmış ve türkan teyzeye sarılarak geri çekilmiştik.
"Ay hoşgeldiniz kızlar hadi geçin size de ayırdım"
Ayıp olmasın diye ceylan hızlıca evin gelini moduna girmiş ve türkan teyzenin elinde ki tepsiyi alarak bize göz kırpmıştı.
"Eh içeri gireyim de millet gelin görsün"
Diyerek elinde ki bilezikleri şıngırdatırken onun bu hâline gülerek arkasından yürüyorduk.
Bu katta tam üç kapı vardı, hemen ilerisin de ise ahşap meridvenler bulunurken duvarda seramik ve özenle çizilmiş tabaklar vardı.
Onları daha sonra incelemek için kimseyi bekletmemek adına salona geçtiğim de gördüğüm kalabalık artık beni şaşırtmıyordu.
Beni görenler tebessüm ederken bazıları da üstten bir bakış atmıştı. Bunların içinde ise belkız ve o çok sevgili müjgan dururken yanların da oturan kızda bana nefretle bakıyordu.
