"Görevin için gerekli her şeyi buradan alabilirsin. Göster kendini Spider!"
"Büyük bir zevkle."
Ertesi gün Peter, HYDRA üssünde, Rogers'ı öldürme görevi için gerekli malzemeleri alıyordu. Bir bıçak, bir hançer, iki silah ve diğer son teknoloji aletlerden aldı. Yola çıktı.
Gece vaktiydi ve sokaklar boştu. Bundan faydalanıp şehirde özgürce ağ attı. İçinde birkaç kişi dahi olan sokaklarda çatılardan gidiyordu. Görülme riskini göze alamazdı.
Avengers kulesine yaklaştığı zaman durdu. İçerisini X-Ray gözlüğü ile tarattırıp kimin nerede olduğuna baktı. Herkes uyuyordu. Fırsatı değerlendirme zamanıydı.
Kuleye yaklaşmadan önce kendisini HYDRA teknolojisi ile kameraya gözükemez şeklinde bir kıyafete sardı. Hareket etmesi zordu, bu yüzden yeteri kadar yaklaştığında elektrikli ağlarını Kule'nin kameralarını çalıştırdığı kısma fırlattı. Çıkan sese bakılırsa kameralar bozulmuştu. Bir kaç ayar daha yaparak Friday'in çalışmasını engelledi. Sonra da büyük camın önüne geçti. Girebileceği tek yol orasıydı.
Camın kenarında duruyordu. Dengesini sağlaması gerekiyordu yoksa aşağı kapaklanacaktı. Ayağını koyacak yerleri bulduktan sonra derin bir nefes verdi. Cebindeki cam kesiciyi çıkartıp geçebileceği büyüklükte bir delik açtı. Cama yapışmakta zorluk çekti ama yine de başardı. Camı çıkartıp fırlattı. -Muhtemelen cam öbür şehre gitti.-
İçerideydi. Hiçbir alarm çalışmadığına göre başarmıştı. Maskesinden bir tarama daha yapınca etrafta lazer alarmlar olduğunu gördü. Kapatacağı yeri biliyordu. O tarafa doğru giderken hiçbir lazere değmedi. Gerçekten profesyöneldi.
Alarmları kapatarak Rogers'ın odasına doğru ilerledi. Kapısını sessizce açtı ve içeri girdi. İki seçeneği vardı; onu gösterişli bir biçimde öldürmek, veya dümdüz öldürmek. O Peter Parker olduğu için gösterişliyi seçti.
Rogers'ın kalkanını aldı. Ne kadar sade olduğunu fark etti. Kalkanı alıp Rogers'a ilerledi. Yavaşça havaya kaldırdı ve tam kalkanı indirecekken Rogers gözlerini açıp kendini yana attı.
Peter içinden kendisine saydırıyordu. Neden dümdüz öldürmedi ki?
Steve ise ne olduğunu saniyeler içinde kavramış, dövüşe hazırlanmıştı. Beklediği saldırı geldi. Peter şimdi onu camdan fırlatmayı hedefliyordu. Rogers zekası ile bunu da anlayarak odadan çıktı.
Peter ona doğru bir kurşun fırlattı. Bu o geceki ikinci hatasıydı çünkü silahına susturucu takmayı unutmuştu. Avengers kalkmadan işini bitirmeliydi.
Neyseki mermi isabet etmişti. Rogers'ın tam karnına gelen mermi onu düşürmeye yetmişti. Bu da çıkan ikinci sesti. Rogers nihayet kendisine saldırana bakmaya karar verdiğinde gözleri dehşetle büyüdü. Ağzından fısıltı halinde tek bir kelime çıktı.
"Peter."
Bu Peter'in durmasını sağladı. Kaptan Amerika onu tanıyordu. Nasıl? Bir geçmişleri var mıydı? HYDRA bu yüzden mi onu öldürmesini istedi? -Peter'in hafızası silindi-
"Beni tanıyor musun?"
Rogers olumlu anlamda başını salladı. Elini kanamasına bastırarak acısını dindirmeye çalıştı. Ayağa kalktı, tabii ki sendeleyerek. Ve bu Peter'in görevini hatırlamasını sağladı. Rogers'a doğru atak yapmaya başladı. Ama onun başladığı anda tüm Avengers ayağa kalkmış ne olduğuna bakmak için dışarı çıkmıştı. Gördükleri manzara ise oldukları yere çakılmalarına yetmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Irondad // Peter Parker + Tony Stark
FanfictionHer şey İç Savaş çıktığında başlamıştı. Kendisine destek toplamaya çalışan Tony Stark, sadece 6 aydır süper kahramanlık yapan acemi bir genç bulmuştu. Peter Parker adındaki bu liseliyi yanına almak için evine gittiği gün, kendisine bu kadar benzeyen...