Sevgili okuyucu, görüyorum ki bölümleri içten içe okuyorsun ve fikirlerini saklıyorsun. Bana bu konuda destek olup oy verirseniz sizin gibi ben de motive olacağım. Sizleri seviyorum, keyifli okumalar. ❤
"Hey!" duyduğum ses olduğum yerde çakılı kalmama sebep olmuştu. Hayır Pera böylece burada dikilemezsin. Yakalanmış olsan bile hemen teslim olamazsın. Kendine gel ve kaç hemen.
İç sesim beni uyarırken arkamı dönüp bana seslenen kişiye baktım. Karşılaştığım bir çift siyah göz Gooper'a aitti. Hafifçe elini sallayarak ağaçların arkasını işaret etti. Anlamadığımı belirtmek istercesine kafamı sağa sola salladım. Arkasından gelmekte olan gardiyanı görünce hızla bir ağacın arkasına saklandım.
Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. "Burada ne dolanıyorsun?" dedi gardiyan. Hafifçe kafamı ağacın arkasından çıkararak onları izledim. Gooper'ın sırtı bana dönüktü. "Hava almaya çıktım." dedi soğukkanlı tavrıyla. "Hücreleri kontrol etmen gerekiyordu." dedi gardiyan bilmiş tavır takınarak. Gooper soğukkanlılığını ve soğuk ses tonunu kaybetmeden konuşmaya devam etti. "Kontrol ettim. Aksi bir durum olursa ilgilenirim." dedi.
Gardiyan elini arka cebine atarak sigara paketi çıkardı. Bir tane kendine çıkardıktan sonra Gooper'a da uzattı.
Almamasını umuyordum, çünkü bu saklandığım yerden çıkıp odama gidip uyumam gerekiyordu. Gooper arkasını dönüp hızla göz gezdirdikten sonra adama döndü ve sigara aldı. Dişlerimi sıkarken kafasına taş atmak geçti içimden. Gooper adamın çakmağı ile sigarasını yaktıktan sonra derin bir nefes çekti içine.
"Şuradan bir ses duymuştum, sen oraya bak istersen bende ön tarafı kolaçan edeceğim." diyerek gri dumanı üfledi. Adam onaylayarak kafasını salladı. "Sen de çok geç kalma kapıları kilitleyeceğiz." dedi. Gooper hafifçe başını sallayarak arkasını döndü ve bu tarafa doğru yürümeye başladı.
Adam gözden kaybolunca ağacın arkasından çıktım. "Bir an sigara keyfi yapacaksınız sandım. Az kalsın kafana taş atıyordum." dedim. "Atsaydın, seni durduran ne?" dedi sinir bozucu ses tonuyla. "Yakında hiçbir şey durduramayacak." dedim ve cevap vermesini beklemeden hızlı adımlarla ön kapıya ilerledim.
Kapının önüne geldiğimde kapalı olduğunu fark ettim. Büyük kapının kulpundan tutup kendime çektim. Açılmayınca sarsmaya başladım. "Kilitlenmiş." dedim hayrete düşerek. "Neye şaşırıyorsun saate bak." Gooper arkamdan geliyordu. "Aç şu kapıyı hemen." dedim kızgınca. "Onun için geliyorum farkındaysan." dedi ve merdivenlerden çıkmaya başladı. Bu adamın sinirlerimi bozmak için çaba sarf etmesine bile gerek yoktu. Bilmiş ses tonu yeterliydi.
Yanıma geldi ve cebinden anahtarları çıkardı. "Biraz çabuk olursan.." diyerek uyardım. Bakışlarını gözlerime dikti. Sert bakışları irkilmeme sebep olmuştu fakat ondan korkmuyordum. "Ne bakıyorsun açsana." dedim. Anahtarları cebine koydu ve merdivenlerden inmeye başladı. Şaşkınlıkla gözlerim büyürken, "Nereye gidiyorsun?!" diye bağırdım. Cevap vermeden yürümeye devam etti. Arkasına bile bakmamıştı. Bense öylece gözden kayboluşunu izledim.
Sinirle merdivenlerden inmeye başladım, tam bu sırada bahçe görevlisi sol taraftaki kulübesinin olduğu yerden gelmeye başladı. "Bu saatte dışarıda ne işin var?" dedi. Ne cevap vereceğimi düşünürken aklıma Gooper'ın söyledikleri geldi. "Hava almak için çıkmıştım ama kapı kilitlenmiş." dedim hızla. Adam şaşırmamıştı, çünkü beni buralarda sık sık görürdü. Merdivenlerden çıkıp yanıma geldi, kapıyı açtı ve bana dönüp gülümsedi. Etrafa kısa bakış attıktan sonra adama dönüp gülümsedim ve içeri girdim. Arkamdan kapıyı yeniden kilitledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOCKA (+18)
Teen FictionHava yağmurluydu. Şimşek göğü yarıp gürlüyordu. Bulutlar ardı arkası kesilmeyen iri su damlacıklarını yeryüzüne salıyordu. O ise karşımda dikilmiş dikkatle bana bakıyordu. Hırkasının kapüşonunu örtmüş fakat yüzünün ıslanmasını engelleyememişti. Saçl...