Merhaba sevgili okuyucu. 🖐🏼 Yeni bölümü okuduktan sonra fikirlerini paylaşırsan çok yardımcı olursun 📓 İyi Okumalar.. 🖤
Güneşin ışıkları etrafı aydınlığa bürümüştü. Gri bulutlar sıraya dizilmiş gibiydi, dağılmamak için adeta özen gösteriyorlardı. Tüm kasvet ve soğukluklarıyla güneşin önüne geçmiş ışığını kesmeye çalışıyorlardı.
Damien yorgunluktan bitap düştüğü halde onu aramaya devam ediyordu. Gözleri kızarmıştı fakat ağlamaktan mı yoksa uykusuzluktan mı belli değildi.
Büyük bir ağacın gövdesine yaslanarak cebinden sigara ve çakmağını çıkardı, bu sırada yanına diğer görevlilerden biri geldi.
Damien çakmakla sigarasının ucunu ateşe verirken içine büyük bir nefes çekti. Yanına gelen görevli, "Damien sen geri dön artık istersen." dedi. Damien kafasını kaldırdı ve yeni aydınlanmış gökyüzüne baktı. Gri bulutları inceledi bir süre.
"Onu bulacağım." dedi kararlı ses tonu ile. Bu sırada diğerleri de geldiler, hepsi nefes nefese kalmıştı. İçlerinden biri, "Aşağıda bir kulübe bulduk." dedi heyecanla.
Damien sigarasından son nefesini de çektikten sonra yere attı ve üzerine basarak söndürdü. Hızlı adımlarla adamların söylediği yöne yürümeye başladı, diğer görevliler de peşinden gittiler.
Kulübeye yaklaştıklarında adımlarını yavaşlattılar fakat Damien aksine hızlanmıştı. Kulübenin kapısına tekme atarak açtı ve içeri girdi. Kimseyi göremeyince bir süre öylece kaldı. Küçük kulübenin ortasına doğru birkaç adım attı ve etrafı inceledi.
Koltuktaki battaniyeyi kaldırıp bir köşeye fırlattı. Bir anda aldığı koku donup kalmasına sebep oldu. Bu bebeksi koku Pera'ya aitti. Damien öfkesine hakim olamayarak koltuğa tekme attı. "Kahretsin!" diye bağırdı öfke dolu sesiyle.
Ciğerlerine çektiği koku tüylerini diken diken yapıyordu. Daha fazla buna dayanamayarak kendini hızla dışarı attı. Derin derin nefes alırken biri "Dostum artık gitmeliyiz. Mrs Marika çağırıyor." dedi.
Damien bakışlarını konuşan görevliye çevirdi ve bir anda yakasına yapıştı. Onu sarsarken "Onu bulacağım! Onu bulmak zorundayız anladın mı beni?!" diye bağırıyordu. Diğerleri araya girerek Damien'ı geri çektiler.
"Tamam sakin ol! Bulacağız, fakat Mrs Marika çağırıyor dönmemiz gerek." dedi başkası. Damien ağaca tekme atarken "Lanet olsun!!" diye bağırdı.
**
Bulunduğumuz kasaba Büyükada'nın içerisindeydi. Büyükada Rum yetimhanesi kaçışım böyle olmamalıydı. Planladığım hiçbir şey yolunda gitmemişti. Yanımda olması gereken bu adam değil Alin idi. Şimdi ise tanımadığım bu adam ile kasabayı terk edecektim... Ne uğruna bunu yapıyordum? Neden bu adamı dinleyip onunla kaçıyordum ki?
Öğle saatlerini otelde geçiriyorduk. Gooper aşağıdaki şöminenin yanında dosyalarını inceliyordu. Bense odada tek başıma kitap okuyordum. Fakat aklım Alindeydi. Elimdeki kitaba bakıyordum hatta okuyordum ama hiçbir şey anlamıyordum. Düşüncelerimi bölen kapı sesi olduğum yerden kalkmama sebep oldu.
Kapıyı açtım, "Sonunda bitti mi dosya incelemen?" dedim. Gooper yüzüme bile bakmadan odaya girdi. "Henüz değil, devamına gidince bakacağım. Hazırlan." dedi. "Nereye?" dedim fakat cevap vermeden montumu uzattı. Elindeki montu sertçe alarak, "Umarım geri dönüyoruzdur." dedim montumu giyerken.
Sert bakışlarını gözlerime dikti, "İstanbul'a gidiyoruz." dedi. Öylece olduğum yerde kalarak gözlerine bakmaya devam ettim. Anlayamamıştım, neden?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOCKA (+18)
Fiksi RemajaHava yağmurluydu. Şimşek göğü yarıp gürlüyordu. Bulutlar ardı arkası kesilmeyen iri su damlacıklarını yeryüzüne salıyordu. O ise karşımda dikilmiş dikkatle bana bakıyordu. Hırkasının kapüşonunu örtmüş fakat yüzünün ıslanmasını engelleyememişti. Saçl...