Hava yeni yeni aydınlanıyordu. Güneş ışığını kızıla çevirmiş, yetimhanenin soğuk cansız duvarına bakıyordu. Kalın perdeler güneşi yine içeri kabul etmiyordu. Soğuk koridorlar hala karanlık ve sessizdi. Herkes derin rüyalar içindeydi. Damien hariç..
Uykusuzluk göz altlarına torba oluşturmuştu. Alkolden başka hiçbir şey tüketmediği gözlerinin kanlanmasından belli oluyordu. Aklından hiç çıkmayan bir kız vardı. Rüyalarını süsleyen, gününü güzelleştiren. Fakat günler onun için şuan karanlık bir hücre idi. Hiçbir şey için hevesi yoktu, neşesi yoktu. Aksine öfke dolu idi.
Gözlerini bile kırpmadan yerde yatan küçük kızı izliyordu. Alin hala uyanmamış yaralı vücudu ile soğuk hücrenin zemininde yatıyordu. Bu kız ile ne yapacağını bilmiyordu. Yarını düşünemiyordu, adapte olup plan yapması gerekiyordu. Perayı nasıl bulacağı hakkında en ufak fikri bile yoktu.
Dün gece oldukça zorlamıştı konuşması için. Ona zarar vermeyecekti fakat öfkesine hakim olamamıştı. Çığlıkları hala kulaklarındaydı, acı çekmişti, Pera kadar dayanamamıştı. Üçüncü kırbaçta bayılmıştı.
Alin inleyerek olduğu yerde kıpırdamaya çalıştı. Damien düşüncelerinden sıyrılarak küçük kıza baktı. Gözlerini üzerinde kilitlemişti. Kız gözlerini ovuşturduktan sonra hafif araladı. Nerede olduğunu unutmuşçasına gri duvarlara baktı. Kafasını çevirip onu dikkatle izleyen Damien ile göz göze gelince irkildi ve hızla doğruldu.
Duvara yaslanınca sırtındaki yaralar acıyı ikiye katlamıştı. Dişlerini sıkıp duvardan ayrıldı. Damien boğazını temizleyip konuşmak için dudaklarını araladı. Fakat öylece kaldı. Söyleyecek bir şey bulamamıştı. Alin tam konuşacağı sırada kapı çalmıştı. İkisi de irkilerek kapıya baktı.
Damien hızla yerinden kalkıp demir kapını üst bölmesini açıp kapıyı çalan kişiye baktı. Gelen annesi idi. Arkasında iki görevli kadın ile kapının önünde dikiliyordu. Damien gözlerini devirip bölmeyi kapattı ve kapıyı açtı. Büyük gıcırtı ile açılan kapının ardında yerdeki kızı gören Mrs Marika sinirle dişlerini sıktı. Damien'ın kolunu sıkıca tutup dışarı çekiştirdi.
"Kızı götürün." dedi görevlilere. Damien kolunu annesinin elinden kurtarıp, "Ne yapıyorsun?" dedi öfke ile. "Asıl sen ne yapıyorsun Damien? Senin bu öfke sorununu ne yapacağım ben?!" diyerek azarladı. Damien tam konuşacağı sırada, "Benimle gel." diye emir verdi oğluna ve yürümeye başladı.
Görevliler kızı nazikçe oturduğu yerden kaldırdılar. Kollarına girip yürütmeye başladılar. Küçük kız her hareket ettiğinde sırtındaki yaraları sızlıyordu. Dün gece olanları hatırlamak bile istemiyordu. Pera ve Gooper'ın nereye gittiğini gerçekten bilmiyordu. Bulunmalarını bile istemiyordu. Perayı her ne kadar özlese de...
Mrs Marika odasının kapısını açtı ve Damien'ın geçebilmesi için kenarı çekildi. Damien içeri girerken kapıyı sertçe kapattı. Damien irkilerek arkasına döndü öfkeden deliye dönmüş annesine baktı ve sinirle dişlerini sıktı. Onun bu denli öfkelenmesini anlayamıyordu.
"Ne yaptın kıza?" diye sordu annesi dişlerini sıkarak. Damien gözlerini devirdi ve elini ensesine götürdü. Boynunu sağa sola yatırarak kaslarını gevşetmeye çalıştı. Cevap vermeden çalışma masasının önündeki koltuğa oturdu. Mrs Marika daha çok sinirlenerek Damien'ın yakınına gidip karşısında durdu. "Ne dememi istiyorsun? Konuşturmaya çalıştım." dedi Damien.
Mrs Marika kafasını sağa sola sallayarak derin nefes verdi. "Onu kırbaçlayarak mı? Onu hücreye kapatarak mı konuşturacaksın?!" sesini yükseltmişti, devam etti, "O küçücük hücreden dışarı adımını bile atmadan mı bulacaksın Pera'yı?! Söylesene o kızı öldüresiye dövdükten sonra geri mi gelecek Pera?!!" dedi sesi daha çok yükselmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOCKA (+18)
Teen FictionHava yağmurluydu. Şimşek göğü yarıp gürlüyordu. Bulutlar ardı arkası kesilmeyen iri su damlacıklarını yeryüzüne salıyordu. O ise karşımda dikilmiş dikkatle bana bakıyordu. Hırkasının kapüşonunu örtmüş fakat yüzünün ıslanmasını engelleyememişti. Saçl...