*Sınır 80 vote 190 yorum
__________________________01.04.2020
ASMİN ARSLANOĞLU
Yaşadığım anın büyüsü bozulalı bir kaç dakika oluyordu. Bebeğime daha tam doymadan kucağımdan alınmıştı. Bana kalsa asla vermezdim ama mecburen bırakmıştım. Boran yanı başımda beklemeye devam ediyordu.
"Ben tek beklerim, sen bebeğimizin yanına git" dikişlerim atılmaya başlanmıştı. Yok saymaya çalışıyordum ama bu mümkün değildi. İçimden geçenleri hissetmeye devam ediyordum.
"Bebeğimiz tek değil, herkes kapıda onun yanında. Seni bırakamam" kenetli ellerimizi bir an olsun gevşetmedi. Biraz önce ağlayan o değilmiş gibi şimdi dimdik duruyordu. Yüzünün rengi henüz kendine gelmemişti fakat daha iyiydi. İlk korkuyu atmıştı galiba. Ben atamamıştım. Yine de onun atması iyi olmuştu. Birimizin, diğerini toparlaması gerekiyordu. Her durumda.
"Annenler de burada, anneannemlerde"
"Nasıl?" Dedim bir an inanmayarak. Hani evde işleri uzundu, gelemiyorlardı.
"Hazırlanmadan önce lavaboya gitmiştim ya, herkesi aradım. Önüme çıkan herkese haber verdim. Sonra da yanına geldim. Hepsi buradadır büyük ihtimal" biraz olsun yapılan işlemi unutturmuştu. Yok sayıyordum şu an.
"Çok kalabalık"
"Abin ve kardeşlerim yok, onlar evdeler"
"Nasıl oldu da bıraktın?" Gözlerini devirdi bana. Sorumu da yanıtlamadı. Artık şaşırmıyordum. Bağışıklık kazanmıştım Boran'a. Ve bu benim en güzel bağışıklığımdı. Ne olursa olsun, ne yaparsa yapsın hep ona yaslanmayı, onunla olmayı ve onu garipsememeyi öğrenmiştim. Benim için de onun için de çok büyük bir adımdı bu.
Temelleri bebeğimiz sayesinde oluşmuştu, hakkını yememeliyim. Onun varlığı bizi birbirimize bağlamıştı. Arada ne nefret -bazen ortaya çıkıyor- kalmıştı ne başka bir şey. Saf sevgiden ötesi yoktu. Bazen beni korkutuyordu bu durum. Ya birbirimizi sevmiyorsak? Sadece bebeğimizin doğurduğu bağ bizi birbirimize bağladıysa. O zaman ne yapacaktık?
Aklımda gezinen kötü düşünceler kalbimi sıkıştırıyordu. Yutkunurken Boran'ın dikkatini çekmiştim. Gözleri sürekli üzerimde sabit olsada bu sefer gözlerime denk geldi. Zoraki bir şekilde gülümsedim. Aklımdan geçen her şeyi bilmesine gerek yoktu. Eğer öyle olsaydı, hamileyken hamile kalabilirdim.
"Bitmek üzere, çok az kaldı" zor olanı atlattığımı düşünerek kendimi biraz daha rahatlatmaya çalışıyordum. Yoksa atılan her dikişte korkuyordum. Ama Boran benim korkumu dindirmek için epey uğraşıyordu.
"Dikişlerin bitti, odaya alınabilirsin"
•|•
Başımda bekleyen üç çifte gözlerimi devirdim. İnanılır gibi değildi ama Hayati dedeler ve Hakan abiler aynı odanın içinde, birbirlerinden en uzak köşelerde oturmuş bekliyorlardı. Annem yani başımda, babam da hemen yan koltukta oturmuş bekliyordu. Bebeğimiz henüz yanımıza getirilmemişti ve korkuyordum. Onu yanımda görmek, kokusunu içime çekmek istiyordum. Bu kadar zamandır taşıdığım canı kollarım arasına alıp sarmalamak en doğal hakkımdı.
"Niye gelmiyorlar hâlâ?" Bedenimde ufak ufak başlayan sızılar vardı. Verilen ilaçların etkisi azalıyor olmalıydı.
"Kontrolleri yapılıyordur anneciğim, korkma" başımı geriye doğru yaslarken bacaklarımda oluşan sızılar ağrıya dönüşecek gibiydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefret Masalı (Anlaşma)
Novela JuvenilBen Asmin Arslanoğlu. Sevmediği, istemediği, nefret beslediği bir adamla evlenen Asmin. Ondan tiksinip en ufak dokunuşunda ortalığa ayağa kaldıran Asmin. Öyle bir değişmiştim ki bana dokunma diye kendimi ortalığa atan Asmin, artık o adamı benimse...