*Bu bölümde yaşananlar final öncesinde olmuştur.*
Narin Arslanoğlu
Adımı çok duydunuz, çok okudunuz belki ama beni hiç benden dinlemediniz. Şimdi tam zamanı, lütfen dinleyiniz.
İsimlerin çocukların kişiliğini etkilediğine inananlardanım. Adım gibi narin ve kırılgan yapım, bana her zaman haklı olduğumu göstermişti. Evimizin tek kızıydım, özenle büyütülmüştüm. Abim ve erkek kardeşimle sorun yaşamadım, hepsinin değerlisi oldum. Yani el üstünde tutularak yaşadım.
Şimdi sevdiğim adamla kendime başka bir aile kurmuştum. Daha babasının narin kızıyken anne bile olmuştum. Küçük bir bebeğim, sevgi dolu eşim ve mutlu bir yuvam vardı. Fazlasında asla gözüm olmamıştı.
"Narin'im, neredesin?" Alaz'ın sesini duymak bile beni huzurlu hissettiriyordu. Hepinizin bildiği gibi, aldım onu.
"Mutfaktayım aşkım" elimdeki kahveyle sandalyeme iyice kuruldum. Mutfak kapısından geçti, yanıma doğru ilerlerken buzdolabından kendine elma çıkardı.
"Kızımız uyudu ev sessizleşti" evet, bir kızımız vardı. Ve çok cadıydı. Bizi yiyip bitiyordu, uyurken bile rahat vermiyordu çoğu zaman.
"Biraz kafamızı dinleyelim" ben kafamızı dinleme fikriyle uyumasına sıcak bakarken Alaz kızını özlüyordu. O yüzden uyuduğu zamanlarda bile yanında oturup onu izliyordu, hayallerimdeki gibi.
"Özlüyorum ama ben" gözlerimi devirip mutfak masasına ilerledim.
"Zaten kızın olduktan sonra unuttun beni, sadece onu özlüyorsun" tavrıma gülüp elmasıyla beraber yanıma gelip karşı sandalyeyi çekti.
"Bak sen. Unutmuş muyum seni?"
"Unuttun tabii ya!" Elmasından büyük bir ısırık alıp gülmeye başladı. Ben dudaklarımı sarkıtmış, kirpiklerimi düşürmüştüm.
"Kızını kıskanıyorsun tam hayallerimde olduğu gibi" hayalleri, hayallerim hepsi gerçek oluyordu. Bunlardan konuşmak yüzümde tebessüm oluşturuyor beni mutlu ediyordu.
"Hayallerinde beni unutmak da vardı galiba" tavrımı sürdürüp ilgisini bekledim. Sandalyesini bana doğru yaklaştırıp saçlarımı okşadı.
"Sen üzülme aşkım, unutmam ben seni. İlgilenirim hemen"
"Ben söyledikten sonra bir önemi yok, öncesinde yapacaktın onu Alaz Ağa" sıcak kahvemden ufak yudumlar alarak içerken Alaz elmasını bitirmişti.
"Sen Asmin'le çok zaman geçiriyorsun. Bazen karşımda o varmış gibi oluyor" dedi gülerek. Haklıydı. İkimizin de elinde öküz bozuntusu varken, nasıl birbirimize benzemeden durabilirdik? Canım görümcem ve yengem.
"İkimizin de elinde öküz var, mecburen hareketler aynı oluyor" saçlarımı okşayan elleri yüzüme inerken bakışları dudaklarıma düştü. Gözlerime bakmadan yutkunurken parmakları çenemi kavradı.
"Bu öküz sana bayılıyor" Alaz gözlerimizi buluştururken masadaki kupayı parmaklarımdan uzaklaştırdı. "Havin uyuyorken biz de baş başa takılsak mı?"
Boşta kalan parmaklarıma tutunurken gözlerimiz uzun süre takılı kalmıştı. Koyu kahve gözlerinde kendimi, isteğini görmek bütün düşüncelerimi bozmuş tek bir şeye odaklamıştı beni; Alaz'la sevişmeye.
"Olur, takılalım" kendimi liseli ergenler gibi hissediyordum. Alaz elimden tuttuğu gibi bedenimi kaldırırken kucağına almıştı.
"Kilo almışsın, belim tutulacak"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefret Masalı (Anlaşma)
Ficção AdolescenteBen Asmin Arslanoğlu. Sevmediği, istemediği, nefret beslediği bir adamla evlenen Asmin. Ondan tiksinip en ufak dokunuşunda ortalığa ayağa kaldıran Asmin. Öyle bir değişmiştim ki bana dokunma diye kendimi ortalığa atan Asmin, artık o adamı benimse...