Bölüm 42 |•Seni İstiyorum•|

9.1K 294 165
                                    

05.11.2019

ASMİN ARSLANOĞLU

"Seni seviyorum Asmin" ağlamaktan kızarmış gözleri dolan gözlerime rağmen yüzümü güldürdü.

"Bende seni" karnıma yaslı elini hareket ettirdi yavaş yavaş.

"Benim seni sevdiğim gibi mi?"

"Bilmem, sen beni nasıl seviyorsun ki?" Dedim sarhoş olduğu gece bunlar hiç konuşulmamış gibi. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Avuçları arasına sığdırken suretimi, gözlerimi kapattım.

"Farklı seviyorum. Kontrolsüz seviyorum" duraksadı. "Aşık oluyorum, belki de oldum zamanla öğreteceğim sana sevgimi" gözlerimi araladım aniden. İtiraf etmesini beklemiyordum. "Sen, sen de öyle mi seviyorsun? Aşık olarak mı seviyorsun beni? Yeni bir sevgiyi öğretebilir misin bana?" Yutkundum derince. Sözcükler dilimde kaldı. Söylemek istediğim onlarca şeye sustum, kalakaldım.

"Sanırım, hislerimiz karşılıklı" diyebildim sadece. Sana her şeyi öğretirim tekrardan diyebilmek varken basit bir cümle kurmuştum. Ama o buna rağmen derince gülümsedi. Dudaklarıma ufak bir buse bırakıp geriye çekildi.

"Yanımdasın değil mi? Sen de annem gibi beni, bebeğimizi bırakmazsın"

"Bırakmam" bırakmak istemiyorum Allah'ım. Onu benden, beni ondan ayırıp sınama. O ikinci kez böyle bir acıyla sarsılmasın.

"Bırakırsan, babam gibi olmayacağım" Boran'ın iç dünyası karman çormandı. Babasına bile ne hissettiğinden emin değildim. Gizli saklıydı Boran. Bazen bazı şeyleri hiç anlatmıyordu. Ama bazen de içinde tuttuğu ne varsa dile getiriyordu. Onu böylesine yaralı görmek canımdan can alıyordu sanki. Omuzlarını dik tutmaya çalışırken bir yandan da gözümün içine baka baka ağlıyordu. Hiçbir şey yapamıyordum bu daha çok üzüyordu beni.

"Babana kızgın mısın ya da Yasemin ablaya?" Biraz daha konuşsun istedim. Belki de yıllardır kimseye konuşmamıştı. Şimdi bana söylesin, güvenini kazanmışken onu bir de ben yaralamak istemiyordum.

"Sonra konuşalım bunları, sana anlattım diye kendini yormayacaksın. Düşünmeyeceksin. Bana bırak ben sana anlatırım" ayaklanırken saçlarımdan öptü. "Seni de kaybetmek istemiyorum. Sadece kendini ve bebeğimizi düşün" tam cevap verecekken dudaklarıma parmağını bastırıp susturdu. "Bu arada aferin, doğru adama aşık olmayı öğrendin"

"Şu egoya bak! Ben en azından doğruyu bulmuşum sen direkt aşkı buldun be!" Boran güldü. Kızaran gözleri kısıldı gülerken. Kıvrımlarına dokunmak istedim, sızlıyordur şimdi ağlamaktan. Öpseydim ya geçirmek için.

"Ben sana aşık oldum demedim" dedi omuz silkerek. Az önce ağlayan, çocuklaşan o değilmiş gibi şuan karşımda beni kızdırıyordu. İyi olsun da hep beni kızdırsın.

"Yav he he!" Ciddiye almayacaktım. Şuan demediğini söylese bile sarhoşken demişti zaten. "Ha bu arada, sadece az önce değil. Sarhoş geldiğinde de ilanı aşk ettin zaten" Boran ufak bir şok yaşadı. Öylece kalakaldı. Haline alayla güldüm ve göz kırpıp kaçtım odadan. Arkama baka baka merdivenleri inerken Boran'ın koşarcasına attığı adımlarını duyup kıkırdadım.

"Asmin!" Duymazdan geldim. Merdivenleri bitirirken yorulduğumu hissediyordum. Gerçekten ağırlaşmaya başlamıştım, eskisi kadar çevik ve hızlı hissedemiyordum. Derin nefesler alıp elimi hafif çıkık karnıma yaslayıp okşadım. "Yakaladım!" Koluma sarılan uzun parmaklarla kendime geldim.

"Kaçmıyordum ki"

"Çocuk gibisin"

"Bundan sonra çocuk gibiyiz" bundan sonra her şeyi beraber yapacaktık. Ağlamayı, gülmeyi, çocuklaşmayı... Aklımıza gelen gelmeyen her şeyde ortaktık. Doya doya yaşayamamıştı belki çocukluğunu. İçinde kalmıştı. Ama artık anne baba oluyorduk. Beraber tekrar çocuk olmak için harika bir fırsattı.

Nefret Masalı (Anlaşma)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin