Bölüm 41 | •Eksik• |

7.4K 361 219
                                    

27.10.2019

BORAN ARSLANOĞLU

Kollarım arasında kaybolan Asmin ile başlamıştım güne. Başımın şiddetli ağrısı dün geceden ufak kesitler vermeye başlamıştı. Sabaha kadar içip Can'a konuşmuştum. Sikeyim! Tam adamıyla konuşmuşum. Unutmama ihtimali çok yüksek olduğundan söylediğim ne varsa Asmin'e ötecekti. Gerçi tehdit etmiştim ama bir işe yaramayacak gibiydi. Asmin'i kolum üzerimden çekmeye çalıştım. Ama yapışmış kalmıştı. Kıpırdamıyordu bile. Bedenimi yatağa geri bırakırken saçlarını okşadım yavaş yavaş. Kokusu ciğerlerimde gezinirken daha güzel bir soluk alamayacağımı anlamıştım. Bu kadın bambaşkaydı. İlk zamanlarda kapılmaktan korktuğum kokusuna kötü derken şuan tam da korktuğum olmuştu. Sadece kokusuna değil tamamıyla kendisine tutulmuştum. O illet kadının hiçbir izi kalmamıştı bende artık. Bütün hayatım Asmin olmuştu. Daha doğrusu ben yoktum Asmin vardı. Tenimde kokusunun, dudaklarımda dudaklarının, saçlarımda parmak uçlarının izleri vardı. Beni ele geçiren bir kuvvet gibiydi. Ondan uzak durmayı beceremeyen, onsuzken ise agresif ve hareketlerini kontrol edemeyen birine dönüşmüştüm kısa sürede. Yokluğunda deli oluyordum. Kaybetme korkusunu daha önce hiç bu kadar derin ve sarsıcı bir şekilde yaşamamıştım. Laf arasında bile boşanmaktan bahsetmesi delirmeme sebepti. Onsuz yapamazdım bu saatten sonra. Onu ve ikimizin parçasını ölsem dahi bırakmazdım.

Bir de bütün bunların yanında aramıza giren kırgınlıklar vardı. Hiçe saymamdan rahatsız olan kadın beni çok kolay bir şekilde hiçe saymıştı. Ortada hiçbir şey yokken hem de. Alt tarafı benim kartımla alışveriş yap demiştim. Onu küçümsediğim, üstünlük kurmak istediğim için dememiştim bunu. O benim karımdı artık ve onun ihtiyaçlarını karşılamak zorundaydım. Elbette kendi ayakları üstünde durması çok güzeldi. Kimseye -ben de bunun içindeyim- ihtiyaç duymaması çok normaldi. Fakat bizim aramızdaki durum bu değildi. Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Dün gece sarılmıştık, sohbet etmiştik... İnce detaylar tam olarak aklımda olmasa bile bazı anlar kazınmıştı. Onu öpmüştüm, niye öptüğümü hatırlamadan. Ve neredeyse çıplaktım. Ne yapmıştık biz yine. Gözlerimi Asmin'in üzerinde gezdirirken aldığım pijamaları giydiğini gördüm. Demek ki bir şey yapmamışız. İlk gecemize dair net olmasa bile çoğu şeyi hatırlamıştım. Dün geceyi de zamanla belki hatırlardım. O yüzden fazla zorlamamayı tercih ettim.

Yerimde yine kıpırdanıp kalkmaya çalıştım. Belli ki Asmin uyanmayacaktı. Uyanmaya zerre niyeti yoktu küçük hanımın. Zorlukla yanından kalktım. Varlığımın kayboluşuyla kendisine kalan yatakta yayıldı iyice. Dudaklarımın kıvrılmasına engel olmadan üzerime giyecek bir şeyler çıkarma niyetiyle gardıroba ilerledim. Lacivert pijama takımımı giyip yerdeki pantolonumun cebinden sigara paketimi aldım. Asmin'i de son kez kontrol ederek kapıya ilerledim ve çıktım. Feci derecede başım ağrıyordu. Merdivenleri normal bir şekilde inip mutfağa geçtim. Herkes uyuyordu sanırsam ben haricinde. Kendime büyük bardak su doldurup içtikten sonra serin ve temiz havayı solumak ve sigaramı içmek için bahçeye çıktım. Sigaramı yakıp ilk nefesi dudaklarımda dolandırdıktan sonra geri verdim. Yağmurun habercisi gibi duran koyu gökyüzü farklı bir güzeldi bugün. Kuş sesleri sağ tarafımdan bastırırken görmek umuduyla gözlerimi çevirdim fakat bambaşka bir görüntüyle karşılaştım. Gözlerimde ileri derece bozukluk olmadığına ve şizofren olmadığıma göre çardakta uyuyan Can ve Rojin'di. Havanın soğuğuna değil gördüklerime donmuştu bedenim. Parmaklarım arasında duran sigarayı tehlikeli şeyler yapmamak adına söndürdüm. Seri adımlarımı ikisine doğru atarken olamayacağımı bilmeme rağmen kendime sakin olmayı aşılamaya çalışıyordum. Yaklaştıkça gözlerim bulanıklaştı. Rojin'in başı Can pezevenginin omzunda, Can pezevenginin kolları da kız kardeşimin üzerindeydi. Alaz şerefsiziyle Narin'den şüphe ederken bu ikisi bana apayrı bir şok olmuştu. Ama biliyordum bir boklar döndüğünü. Hissetmiştim. Beklemeden Can'ın yakasına yapışırken sarsılıp uyanmasına sebep olmuştum. Rojin'in başı boşluğa düştü ve o salak kafasını çarptı. Can ne olduğunu anlayamadan kafa atıp düşmesini sağladım.

Nefret Masalı (Anlaşma)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin