Şef: Nasılsın, kızım?
Leşker: Sağ ol, şef! İyiyim.
'' Geçmiş olsun. '' (Herkes güzel dileklerde bulundu ve henüz hastalığımdan habersiz.)
Yiğit: Neden bayılmışsın, bir şey söylediler mi?
Mahşer: Neden olacak: o pis herif yüzünden. Kız kaldıramadı tabii bunca saç... (İsimsiz, sözünü kesti. Belki baba (!) meselesini kapatmak, belki de hiçbir şeyim olmadığına inanan bu insanların yanlış düşüncelerine son vermek istedi: kendisi de hiçbir şeyim olmadığına inanmak isteyerek.)
İsimsiz: Aslında öyle değil. ( Ben söylemeliydim onlara çünkü bu ''Gelirken ekmek al.'' gibi bir mevzu değildi.)
Leşker: Kanserim!
Başta anlamaya çalıştılar, şaka yapıyorum sandılar. Gözlerinde, ilk gün gördüğüm o sıcaklık -aile sıcaklığı, artık hep beraber olacağız sıcaklığı- vardı. O an büsbütün emindim artık: benim de herkes gibi kocaman bir ailem var. Benim için aile kelimesi -uzun süredir- tek bir kişiden ibaretti: abi. Tabii bir de...
Karaman: Kanser mi!
Mahşer: Saçmalama, sen Leşker'sin!
Rambo: Mahşer...
Mahşer: Abi, ne! Kanserim, diyor. Kanser ne ya! Olamaz kanser falan.
Leşker: Abi...
Şef: Mahşer, yorma kızı. Hadi çıkalım, yormayın kızı.
Aileme hiçbir zaman bir katkı sağlayamıyorum. Şimdi yeniden... Durduk yere nereden çıktı bu hastalık! Allah affetsin ama artık yıkıldım. Artık aileme, sevdiklerime acıyla donatılmış haberler vermek istemiyorum. İsyan etmenin kıyılarında yürüyor, akıl sağlığımı kaybetmenin sularında yüzüyorum.
Hayat nedir diye sorsalar; tepemize gülle üstüne gülle, sırtımıza kırbaç üstüne kırbaç indiren en ağır yüktür, derim. Hem de öyle bir yüktür ki: belimizi doğrultmamıza dahi müsaade etmeyen. Belki de herkesin hayatı böyle değilir ama benimki bütünüyle böyle.
Mahşer: Sen biliyor muydun, şef? Neden söylemedin!
Şef: Sabah bilgi geldi. (...)
Leşker: Anlayacağınız ölüyorum işte.
Mahşer: Çömez!.. Kız çocuğu, sana ölüm yok. Daha beş tur koşu borcun var, bana.
Leşker: Hayır, yok.
Kandan öte bağlar vardır: yoldaş, candaş, gardaş, silahdaş... Vakte değil, vaktin kıymetine dayanan bir bağ var aramızda: savaşın, yaktığımız mermilerin, kıyısından döndüğümüz ölümlerin kurduğu bir bağ. Kimimizin ailesi yok, kimimizin ailesi uzakta ve biz soğukta, sıcakta, dağda, özlemde birbirimize aile oluyoruz.
Leşker: Yeniden sizinle olabilecek miyim?
Koza: Biz, hep birlikteyiz.
Rambo: Tabii, kurtulamazsın bizden.
Şef: Seni bırakır mıyız sandın?
Mahşer: Saçma saçma sorular sorma be, kızım. (...)
Leşker: Şef, görev peki? Polislik?
"Okuduğunuz için teşekkür ederim. Yazım ve noktalama işaretleri yanlışlarım için kusura bakmayın. Umarım beğenmişsinizdir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leşker "Yorgunluğun Mutluluğu"
RandomYok olan bir çocukluğun, gençliğin, hayatın acı dolu öyküsü. Yok olmuş bir hayatın Özel Harekât' la birleşmesi ve ufacık bir kız çocuğunun başına gelen kötü olaylar silsilesinin yaşamına bıraktığı derin izlerin içinden gelen Cennet Kokusu. "Mermiler...