Günün devamında benle hiç konuşmayan urazla uğraşıyordum
Barış: bu neden konuşmuyor?
"Konuşmayor ama bizi duyabiliyor"
Barış: her gün ayrı bişey çok sıkıldım
Eve geldiğimizde
Barış: deniz gelmeyecekmiyidi?
"Gelmedi çünkü ona konum atmamıştım!"
Barış: salaksın
"Kesinlikle"
Uraz hemen odasına girdi
Barış: allah aşkına kime tripli bu?
Omuz silktim
"Kimin umrunda"
Saçlarımı topladım
Barış: hava sıcaklaşıyor
"Öldüm öldüm ceket giydim diye"
Barış telefonunu alınca bende deniz mesaj atıp eve gelmesini söyledim
"Deniz eve geliyor"
Barış: bu denizin ailesi nerde?
"Annesi başka birisiyle evli babası hayırsız içkicinin teki garsonluk yapıyo o yüzden"
Barış: hımm tamam
"Neden ki?"
Barış: hiç
"Peki"
Barış: kumanda nerde ya
"Sen ara ben odama çıkıyorum duş alacağım"
Barış: yine bana kaldı tamam çık
Merdivenlerden çıktım ama ne odama nede tuvalete girdim doğru urazın odasına gittim
İlk odasını dinledim
Sadece nefes alış sesleri vardı yavaşça odanın kapısını açtım yatakta yatıyordu kapıya bakınca anlamsızca
Uraz: bi sorunmu var? Dedi
"Var gibi"
Uraz: noldu?
"Ya ben çok merak ettim senin kendine hakim olmayı bıraktığın halini"
Uraz: şimdi olmaz sude beni kışkırtma
"Neden?" Dedim üzülerek
Uraz: birisi görürse olacakları kestirebiliyormusun?
"Sadece kapıyı kitlemek ve biraz beyaz yalan"
Dedim gittim ve sessizce kapıyı kitledim
Ona ağır ağır yaklaşıyordum en son bedenlerimizi birbirine yapıştırdığımda çenemi tutup kafamı ona bakmam için kaldırdı
Birbirimizi gözlerimizle yiyorduk