Uraz: ben dedim bu alışverişten sonra bu değişecek dedim!
"Amma abartınız bekleyin azcık ya!"
Barış: geç kalıyoruz!
"Bağırma!"
Uraz: asıl sen bağırma!
Barış: bi bağırmayın!
"Bunu söylerkende bağırıyorsun?!"
Uraz: yeter kimse bağırmasın
"Hazırım ben"
Barış: o zaman çıkalım bağırmadan ve sakince
Yine garip bir araba yolculuğundan sonra şirkete vardık uraz benle odaya geldi
Uraz: tamam bu gün kurul toplantısı var ve benim yerime girip not tutacaksın al bunlarda benden çıkan geliştirme fikirleri dedi elime bir kağıt uzatırken
"Sen ne yapacaksın?"
Uraz: denetim
"Tamam bunu yaparım"
Uraz: saten rica etmedim emrettim
"Ben istemeseydim inan ki yapamazdın" dedim ona iyice yaklaştım bir süre bakıştıktan sonra kalçamı hafifçe ona sürterek çekildim
Uraz: ateşle oynuyorsun...
"Ateşle oynamayı severim ve seni deli gibi yakıyorum"
Kapıyı açıp odadan çıktım onu yüzüstü bırakmak çok hoşuma gitmişti elimdeki kağıda birdaha bakınca bir anlık dengemi kaybedip düştüm daha doğrusu düşüyordum koltuklarda oturan bi çocuk beni tuttu
"Hey dikkat et"
"Ah teşekkür ederim neredeyse düşüyordum"
"Sen-"
"Pff evet müdürün kız kardeşi"
Elini uzattı
"Ben barışın ortağı doğukan"
"Bunu bilmiyordum bende sude"
Elini sıktım
Doğukan: seni aramızda görmek çok güzel
"Şirketin yeni müdürü olacağım bana alışsınlar"
Doğukan: pek sanmam
"Neden?"
Doğukan: hiç
"Peki"
Doğukan: elindeki ne?
"Uraz verdi onun fikirlerini kurul toplantısında sunacağım"
Doğukan: ona neden abi demiyorsun?
"İstemiyor hem neden diyimki böyle daha iyi"
Doğukan: sanırım bu yüzden buradaki kızlar seni sevmedi
"Urazamı aşıklar yoksa?!"
Doğukan: bağırma ama evet
"Çok beklerler"
Doğukan: neyi?
"Urazı elde etmeyi"
Doğukan: sakın saçma bişey yapma ikimizide tehlikeye atarsın
"Hayır hiçbişey yapmıyacağım sadece beyaz yalan"
Gururlu bir yüz ifadesiyle kafeteryaya doğru gittim