2 ayda 100 bölüm valla değerimi bilin haftadan haftaya bölüm atanlar var....
Uraz: ne izliyorsun?
"Film"
Uraz: ne izliyorsunda bilgisayarı sadece kendine çevirmişsin
"Hiçç"
Grinin elli tonu izliyordum
Uraz: göster bakıyım
Yanıma gelip zorla bakmaya çalıştı
"Aa sanane ya?!"
Uraz: bakıcam sadece
"Ya üff al bak"
Bakınca bana döndü
Uraz: bunu neden izliyorsun?!
"Önceden izlemiştim unutmuşum birdaha izleyeyim dedim" gülerken
Uraz: önceden nasıl izledin benim haberim yok?!
"Çok güzel film" dedim kahkahalarla gülerken
Uraz: değiştir allah aşkına
"Daha o sahneler gelmedi"
Uraz: bide gülüyorsun
"Sanane ya izlediğim filmden"
Uraz: gerçek hayatta yapma imkanın varken izlemen çok garip
"Onun için izlemiyorum!"
Uraz: filmin amacı o değil mi zaten?
"Olsun güzel film" tekrar gülmeye başladım
Uraz: unuttun sanırım bu akşam yemeğe gideceğiz
"Bu akşam mıydı?!"
Uraz: biliyordum
Bilgisayarı kucağımdan yatağa koyup ayağa fırladım
Uraz: ben izliyim bari
Geri gelip bilgisayarı kapattım
"Sana izletmem" dedim gülerken
Uraz: kendin izliyorsun?
"Oyalama beni bilgisayarıda açma!"
Ben odadan çıkarken o sadece gülüyordu
Uzun süren hazırlanma sonucu kapıdaydık
"Benim tuvalete gitmem lazım"
Uraz: ciddimisin?
"Evet altıma işeyemem!"
Tuvaleten döndüğümde uraz evde yoktu kapıyı açtığımda arabanın önünde beklediğini gördüm
"Yağmur yağıyor"
Uraz yanıma gelip beni şemsiyenin altın aldı
"Uzaktı dimi yağmurda yağıyor nasıl geri döneceğiz?"
Uraz: evlerinin çevresinde birsürü otel ver bir oda tutabiliriz
"Hiç gidesim gelmedi şimdi"
Uraz: hadi o kadar hazırlandık
Uzun süren yolculuktan sonra eve vardık çok mütevazı bir evdi
"Ev değil konak mübarek"
Uraz: yalı
"Ne diyebilirim ki?"
Kapının önüme geldiğimiz zaman elini kapı ziline attığında onu durdurdum
"Düzgün gözüküyorum dimi?"
Uraz: evet
"Emin misin?"
Uraz: evet dedi göz devirerek
"İyi çal kapıyı"
Kapıyı çaldıktan kısa bir süre sonra orta yaşlarda tatlı bir kadın ve adam kapıyı açtı
"Hoşgeldiniz Uraz bey Sude hanım"
Dediler güler yüzle
"Hoşbulduk"
İçeriye girdiğimizde
Uraz: bak sudecim bu berna hanım buda ismet bey
"Memnun oldum"
Berna: bizde çok memnun olduk buyrun içeriye
Misafirler tamamlanana kadar salonda oturup sohbet ettik sofraya geçtiğimiz sırada etrafta bir gerginlik vardı
"Ee sudecim sen kendini tanıt biz urazı tanıyoruz"
"Yani urazla üvey kardeştik baya karışık o mevzular şimdi anlatmayayım uzun biraz da"
"Kaç yaşındasın?"
"24"
"Söylemeden edemeyeceğim urazın bu kadar genç bir kızla evleneceğini tahmin etmezdim"
Berna: suna kızı utandırma
"Nasıl ben anlamadım ne demeye çalıştığınızı?"
"Ay canım nesini anlamadım uraz olgun kadınlardan hoşlanıyordu sende sanırım biraz kötü görünüyorsun 2 çocuk olunca tabi ben seni 30 var zannediyordum"
"Öyle miymiş demek öyle kadınlardan hoşlanıyormuş benden daha iyi tanıyorsunuz biraz bana karşı çekingendir uraz"
Dizimle onun dizine vurmaya başladım
Masadaki gerginlik daha da arttı o sırada bana gelen soruyla dizine vurmayı bıraktım
"Ünlü olmak için ne yaparsın sude?"
Bunu faysal bey sormuştu
"Yani ünlü olmak pek tercihim değildir ama illa olmak istiyorsam çalışırım ki şu zamanda çalışmakta işe yaramadığı için birazda kurnaz ve gözü açık olurum"
"Güzel tercih"
"Her zaman bunu seçerim şu zamanda ünlü biriyle yatıp ünlü olmaya çalışan bile var iyiki o kafada değilim"
Uraz kendini affettirmek için elini bacağıma koydu sinirle elini ittirdim
"Zaten urazla yatarak ünlü olmadın mı?"
Moralim giderek daha da bozuluyordu
"Hayır ben ünlü değilim sadece şirket sahibi ve belediye başkanı urazın karısıyım ki onunla yatmasaydım o şirket babama Aitti o mirasta benimde payım vardı bende saygın Beyoğlu ailesinin evladı sayılıyordum"
"İyiki o okan size miras bırakmış"
Uraz: anlamadım?
"Sen hatırlarsın uraz babanın çevresindekileri falan şimdi söylemiyeyim ayıp olur"
Uraz: hı hı hatırladım
Sinirim bozulduğu için önümdeki kadehten hızla birkaç yudum aldım benden sakladığı şeyler vardı
Uraz: bakıcımız şimdi mesaj attı bizim ailevi bir şey konuşmamız lazım nerde konuşabiliriz?
Berna: bahçeye çıkabilirsiniz
Uraz: peki
Ayağa kalktım ne cevap vereceğini çok merak ediyordum bahçe kapısından dışarıya çıktık
"Ne diyorlar onlar?!"
Uraz: hepsi evlenmeden önce olan şeyler
"Ya resmen bana açık açık laf soktular delireceğim"
Uraz: böyle olacağını bilmeliydim çok özür dilerim
"Babamın çevresi ne demek uraz bunca yıl benden neler sakladın sen?"
Uraz:bişey saklamadım ama şimdi açıklayamam
"Hayır şimdi olması lazım"
Uraz: sude lütfen!
"Bir der olgun kadınları seviyor biri der urazla yattığın için bu konumdasın biri babanın çevresi yeter delirmek üzereyim sen böyle yaptıkça senden soğuyorum benden sakladığın şeyler varken senden soğuyorum!"
Dedim yanından uzaklaşırken
Uraz: biraz anlayışlı ol!
"Artık benden birşeyler saklama!"
Uraz: bunu burda anlatamam!
Bir süre ona baktıktan sonra yüzündeki hayal kırıklığını anlamıştım
Yanına yaklaşıp ellerimi belime sarıp ona sarıldım
"O gün gelecek uraz ve ben o güne kadar bekleyeceğim sen her şeyi anlatana kadar bekleyeceğim"
Uraz: teşekkür ederim
Sarılmayı bırakıp ona baktığımda elini yanağıma koyup anlını anlıma dayadı
"Artık birbirimize daha çok değer verelim söz mü?"
Uraz: söz
Dudaklarına minik bir dokunuş yaptıktan sonra içeriye girdikSizi mükemmel bir şok edici gerçek bekliyor okanın (babalarının sadece ilk bölümlerde adı geçtiği için unutmuş olabilirsiniz) saklayıp üzerini örtmek için uydurduğu gerçek hikaye ne acaba baya bunu düşündüm uzun bir bölüm oldu zaten bu günlük bu kadar 100 bölümümüz hayırlı olsun hoşçaklaın✨✌🏻